“Türkiye ilk zamanlarda eleştirilse de bir tür sorun çözen, Batı’nın ve AB’nin yapamadığını yapan, hem NATO ülkesi olup hem çatışmada mesafeli durma imkânını üreten ve aynı zamanda kendini arabulucu konumuna iten bir tablo ortaya çıkarttı. (…) Çatışma dönemlerinde liderler öne çıkarlar. Savaşları milletler, ordular yapar ama kişiler yönetir algısı çok kuvvetlidir ki, nispeten doğrudur. Dolayısıyla güçlü siyasi irade algısı böyle konjonktürlerde dünyanın her yerinde çok önemlidir. Bu Türkiye’de de böyle.”
“Rawest’in araştırması, Kürt kimliğinin diğer kimliklerden daha da ayrıştığını ve bu farklılaşmanın derinleştiğini gösteriyor. İkinci önemli bulgu: Kürtlerin yaşadığı bölgelerde, gerek sosyolojik olarak gerek siyasal olarak güçlü olan kutuplar değil, merkezi alan. Ve bu alanın genişlemesi. Yani bir toplumsal merkez ve bir siyasal merkezde konumlanma eğilimi Kürtleri tanımlayan önemli bir özellik.”
Serbest TV’de gazeteci Oral Çalışlar ile emekli büyükelçiler Selim Kuneralp ve Yalım Eralp’in haftanın öne çıkan gelişmelerini değerlendirdiği ‘İki Diplomat Bir Gazeteci’ programının ilk bölümünde Rusya-Ukrayna krizindeki son durum, Türkiye’nin Batı ile ilişkileri, AB’nin kabul edip duyurduğu stratejik pusulada Türkiye’ye yapılan atıflar ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın ‘AİHM kararlarının uygulanması gerektiği’ne ilişkin açıklaması tartışıldı.
Berat Albayrak’ın kitabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a raferans veren tek bir cümlenin olduğunu biliyoruz: “Bahsi geçen bu zaman zarfında tüm bu hizmetleri hayata geçirmemize vesile olduğu için sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürü bir borç biliyorum...” Şaka bir yana burası hakikaten çok önemli. Berat Albayrak böylece, onu seçerek ülkenin makus talihinin değişmesinde vesile olduğu için cumhurbaşkanını tebrik ediyor ve başarının kendisine ait olduğunu söylüyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın aynı güne sağdırdığı “mülteciler kalıcı” ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde değişiklik yapabiliriz” mesajları ‘iç’e yönelik gibi görünse de asıl hedef ‘dış’ (Batı) olabilir. Bunlar, Erdoğan’ın Batı’ya yaklaşma politikasının yeni adımlarını simgeliyor olabilir.