Kobani Davası’nda beraat eden eski HDP milletvekili Altan Tan, çıkan kararları ve dava sürecini Serbestiyet’e anlattı: “Selahattin Bey 42 yıl ceza alırken, partide eş başkanlık yapmış kişiler bu on yılda bir gece nezarette bile kalmadı. HDP'de aynı dönemlerde aynı görevlerde bulunan, aynı şeyleri yapan, aynı ilişkilerde bulunan bazı arkadaşlar beraat ederken, bazı arkadaşlar daha az cezalarla tahliye edilirken, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere bazı arkadaşlar 25, 30, 40 yıl üzerinde cezalar aldı. 50 senedir şiddete, teröre, silaha karşı olan Altan Tan, PKK örgüt üyeliği ile yargılandı. PKK adına siyasi kayyumluk yapanlar devletin bilgisi dahilinde yurt dışına kaçırıldı. Ankara’daki derin yapılar bunlara nasıl yol verdi?”
5 tahliye, 12 beraat ve 13 tutukluluğa devam kararının çıktığı Kobani Davası’nda eski HDP eş genel başkanlarından Demirtaş’a 42 yıl, Yüksekdağ’a da 30 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Avukat olan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Demirtaş dahil 36 sanık hakkında Yasin Börü’nün de aralarında bulunduğu 6 kişinin ölümü ve diğer yaralanmalara ilişkin beraat kararı verilmesine dikkat çekiyor: “Bütün zorlamalarına rağmen bu protestolarda yaşanan suçlardan bizim partimizin ve arkadaşlarımızın hiçbir bağı olmadığını kendileri de kabul etti. Aslında Kobani davası çöktü. Garip bir şekilde TCK 302’den ceza verdiler. 20 küsur yıl, odur aslında. 302 neydi? Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı eylem yapmaktır. Yani fiil gerekiyor. Saldırı, cinayet vs. Bir yandan işlenen bütün suçlardan beraat veriyorum diyorsunuz. Diğer yandan 302’den ceza verdiğinizi söylüyorsunuz. Aslında kararın kendisi de “Biz bu davayı kurduk. Bu cezayı veriyoruz” diye bağırıyor.
Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) Başkanı Abdullah İslam: "Türkiye'de 350 bin uluslararası öğrenci okuyor. Ekonomiye katkıları 2,5 milyar-3 milyar dolar. Bu 350.000 öğrencinin sadece 15.000’i devlet burslu. Hakkari dışındaki bütün illerde oluslararası öğrenci var. En az öğrenci Muş’ta, üçte biri İstanbul’da. Bir ilin, bir şehrin demografik yapısı, oradaki insanların meseleye bakış açıları ve şehirleşme, altyapı bunların hepsi bir parametre olarak dikkate alınmalı.”
Eğitim camiasının önde gelen ismi Eğitim Bilimleri Uzmanı-Öğretmen Cüneyt İltuş mesleğine başlamayı bekleyen 1 milyon öğretmenin 9 aydır bekletildiğini, ülkenin 200 bin öğretmene ihtiyacı olduğunu ancak 20 bin atama kararı verildiğini vurguluyor.
KPSS’ye hazırlık kitapları ve verdiği eğitimlerle tanınan ve kendisi de Öğretmen olan Cüneyt İltuş aynı zamanda eğitim emekçilerinin haklarını savunan bir aktivist. İltuş’la KPSS’yi, öğretmenlere yönelik mülakat uygulamasını ve atamaları konuştuk.
“Hiçbir kutsal kitap kendi başına din üretemez. Birisinin yorumuyla dinselleşebilir. İlk yazıldığı dönemin diliyle şimdi okunduğu dönemin dili çok farklı. Metni ancak tarihselleştirerek anlayabiliriz. Ama tarihselleştirdiğinde de dini vasfı azalacaktır. Böylece din sosyolojik bir cemaat anlam dünyasına dönüşüyor. Çok uzun yüzyıllara yayılsaydı ideolojiler için de geçerli olacaktı bu. Ama ideolojiler daha kısa süreli, bize benzeyen zihinlerin ürünleri. Daha kolay anlıyoruz. Ama bütün dinlerin dindarları o dini anlamakta aciz durumda. Ama zaten dindarlık da böyle bir şey. Dindarlık yaşayan bir şey. Her dönemde biz farkında olmadan yeniden yorumlanan bir şey.” Küçük Meseleler’in yeni bölümü şimdi Serbestiyet kanalında.