Ortodoks cemaatinin ve Patrik Bartholomeos’un avukatı da olan Kezban Hatemi, hükümetin Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili adımını Serbestiyet’e değerlendirdi: “Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapalı olması utanç verici. Yunanistan da ‘imam-hatip açsın’ demeye gerek yok, su-i emsal, ahara emsal olmaz. Çok açık ve net söylüyorum, reformları yaparsa yine Tayyip Erdoğan yapar."
Türkiyeli Yahudi gençlerin kurduğu sivil diyalog platformu Avlaremoz, Gazze’de yaşanan katliama karşı Filistin halkıyla dayanışma mesajları içeren açık bir mektup yayınladı. Avlaremoz’ın kurucularından ses tasarımcısı Eli Haligua ile konuştuk: “Bence Türkiye'deki Yahudilerin İsrail konusunda açıklama yapmak zorunda olmaması lazım. Herhangi bir Müslüman ülke bir katliam yaptığı zaman Türkiye'deki Müslümanlar bir bildiri yayınlamak zorunda değil. İnsan, Yahudi olduğu için değil sadece insan olduğu için bu savaşa karşı çıkmalı. İsrail Devleti aslında benim kendi aidiyetimi ve Yahudiliğimi de gasp ediyor. Azra Kohen’i okuyunca kanım dondu: Nefret söylemi cezalandırılmalı. Filistinlilerle ortak eylemler etkinlikler yapmak isteriz”
Bilim bütün gerçekliğin en dibindeki nedenselliğin peşinde. Din ise gerçekliğin en tepesindeki iradenin peşinde. Normal insan zihni için en tepeye ya da en dibe gitmeye gerek yok. O kendi çevresiyle ilgili ve orada hem iradeyi kullanıyor hem nedenselliği kullanıyor. Böyle baktığımızda bilim ve dinin insanın doğal varoluş halindeki problematiği uçlara doğru çekip teorileştiren iki alan olduğunu düşünmek mümkün ve yine bunun modern dünyada böyle olduğunu da fark etmekte yarar var. Çünkü animist dünyaya gittiğimiz zaman bunlar gene iç içe. Yani sıradan insanın sıradan bakışındaki irade ve nedensellik kullanımlarının dinselleşmesi animizm aslında.
Emperyalizm (= imparatorlukçuluk) politika, imparatorluk sonuç. Akkad’ın da kendi emperyalist politikaları var, Ahamenidlerin de, Roma’nın da, Çin’de 960-1279 Song hanedanının da. Ve tabii Osmanlıların da. Benmerkezci, kaskatı, önü ilikli bir sofuluk görmemizi engelliyor bunu. Hem imparatorluğumuzu çok seviyor ve yüceltiyoruz, hem de emperyalizmi reddediyoruz. Oysa Halil İnalcık çok rahat bu konuda. Donald Quataert’le birlikte, çok-yazarlı, tuğla gibi bir cilt yayınladılar 1994’te Cambridge University Press’ten: The Economic and Social History of the Ottoman Empire (Türkçesi Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi). İçinde İnalcık’ın da kendi 400 sayfalık katkısı var, 1300-1600 arası için. Benim çevirmemi istedi ve çevirdim. Kim, ne kadar dikkatle okuyor, bilmiyorum. Ama “Osmanlı askerî emperyalizmi”nden gayet normal ve doğal bir şekilde söz ediyor İnalcık.
Sokak köpeklerinin uyutularak öldürülmesini de öngören yasal düzenlemeyi meclise sunmaya hazırlanan AK Parti’ye BBP’den sonra bir destek de Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) geldi. YRP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Geyveli: “Sokaklarda 10 milyon köpek var. Tam bir işgal. Kısırlaştırmak saldırganlığa engel değil. Çok acı ama uyutmaktan başka çare kalmadı. Ben elimde sopayla çocuğumu karşılamaya çıkıyorum.”