Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: "Bu kaotik dönemde, her güç kendi bölgesinde egemen olabiliyor. En güçlü olan en öne çıkıyor. Dolayısıyla çatışmaları, bölgesel kavgaları, toprak taleplerini ve toprak işgallerini durduracak bir mekanizma yok. Irak, Kuveyt’i işgal ettiğinde bölgeye müdahale eden bir Amerika, bir İngiltere vardı. Kosova krizinde Clinton döneminde NATO kuvvetleri devreye girmişti. Bugün ise böyle bir tablo yok. Sözlü açıklamalar var ama uluslararası güçlerin ve uluslararası kurumların dengeleyici, çatışmaları bastırıcı, yaptırım uygulayıcı bir gücü kalmadı. Bu durum, siyaset fikrini yaralıyor ve güç fikrini, şiddet ve silah kullanımını ön plana çıkarıyor. İç gelişmelerdeki otoriterleşmeyle, küresel çapta güç ve savaşın değer kazanması arasında da bir paralellik, bir etkileşim var."
Ekrem İmamoğlu, “ahmak” davasının görüldüğü İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne duruşma yapılması için dilekçe verdi: “Aziz milletimizin iradesine yöneltilmiş, açık bir darbe girişimidir. Millet, İmamoğlu’nu nerede görmek istiyorsa İmamoğlu orada olacaktır.”
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: "Herkesin, Hizbullah'ın Lübnan Devleti'ni esir almasından çıkaracağı bir ders olmalı. Teröristleri şu veya bu sempatiyle ülkenizde barındırırsanız başınıza bela olur. "Ben bunları idare ederim, nasıl olsa" diyorsanız da, idare edemiyorsunuz. İşte, Lübnan'ın halini gördük. Hizbullah liderlerinin imha edilmesinden Batılılar söylemeseler bile memnun. Yani, Gazze'de Filistinlilere yapılanlara duyulan sempati, Hizbullah’a gösterilmedi. Onun için her devlet dikkatli olmalı."
BM Genel Kurulu’nda konuşan Namibya Devlet Başkanı Nangolo Mbumba:
"Soykırım yaşamış bir ülke olarak Namibya, İsrail'in hem niyet hem de eylem olarak Gazze'de soykırım yaptığını düşünüyor."