Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: SDG’nin Suriye Milli Ordusu'na katılması, bağımsız silahlı birimlerin, YPG de dahil olmak üzere, Suriye'nin bir parçası haline gelmesini ve silahsızlanmasını beraberinde getirecek. Bu da Türkiye'nin Afrin gibi kontrol ettiği bölgelerden kademeli olarak çekilmesini gerektirebilir. Ateşkes, Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki Suriye Milli Ordusu ile Kürt güçleri arasındaki çatışmalara bir sınır çizecek. Tüm bunlar, Suriye'nin milli devlet olarak yeniden yapılanmasına ve entegrasyonuna yönelik önemli bir adım atıldığını gösteriyor. Türkiye açısından bu sürecin anlamı, doğrudan barış açılımıyla bağlantılı.
Yıldıray Oğur, Ahmed Şara ile Mazlum Kobani arasındaki anlaşmayı sıcağı sıcağına Serbestiyet kanalında canlı yayında değerledirdi: “Anlaşma hem çözüm sürecini hem de Şam yönetiminin Batı’daki meşruiyetini ipten aldı", "Bu anlaşma, Öcalan’ın mektubunun Suriye’yi de kapsadığını ve Suriye’de de etkili olduğunu gösterdi.”
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: Dünya genelinde Trump’a yönelik ciddi bir tepki var. Putin bile aslında Trump’ı tam olarak desteklemiyor, sadece idare etmeye çalışıyor. Almanya’nın müstakbel başbakanı açıkça “Artık Amerika müttefikimiz değildir” dedi. Fransa ve İngiltere durumu dengelemeye çalışsa da, küresel çapta anti-Amerikan hissiyatın yükseldiği görülüyor. Trump’ın Güney Afrika’ya yönelik sert tavrının ise asıl nedeni, Güney Afrika’nın İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım davası açmış olması.
Deniz Baran yorumluyor: Sudan hükümeti Batı Darfur’daki Masalit halkının Sudan’da hükümet güçleriyle savaşan RSF tarafından sistematik soykırıma maruz bırakıldığını ve RSF’e destek veren BAE’nin de bu soykırımın destekçisi olduğunu iddia ederek Uluslararası Adalet Divanı’na başvurdu. BAE, soykırım sözleşmesine çekince koyduğu için mahkemede yargılanamaz. Ama Sudan, BAE’nin RSF’ye desteğini dünya kamuoyunda gündeme getirmek için bu başvuruyu yapmış görünüyor.
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: "CHP'nin süreçle ilgili tutumu daha tereddütlü, daha bu işten kaçan bir görüntü sergiliyor. Nitekim Özgür Özel, bir duyumdan hareketle, 'Bunlar bir yıldır görüşüyormuş, bir pazarlık yapıyorlar, bir diyalog içindeler' gibi bir olumsuz tavır aldı ve 'Bizi kandırıyorlar' diyerek yanlış bir yaklaşım sergiledi. Yapması gereken şey, bu süreçte ne tür özgürlük hamleleriyle ve demokratik adımlarla bunun tamamlanacağına dair bir vizyon ortaya koymaktı."