Serbestiyet’in yeni serisinde Yıldıray Oğur, bu hafta Yunus Emre Erdölen’e Nası Gidiyor diye sordu: “ABD’nin İsrail’e desteği geleneksel bir politika, fakat toplum değişti. Artık Filistin’e destek fazla. Biden sadece İsrail uğruna dün Ukrayna'da savunduğu ne kadar ilke varsa hepsini paramparça etmekle kalmadı, 2024'te seçilme şansını da azalttı. Michigan'da Müslümanlar sandığa gitmemek için organize oluyor, solcular ve gençler Biden'a tepkili. Bazı eyaletlerde 3 bin oyla seçim kazanılıyor. Filistin politikasının bedeli Trump'ın yeniden seçilmesi olabilir." Nası Gidiyor, şimdi yayında.
Gazze'de İsrail'in öldürdüğü 11.500 çocuğun ne anlama geldiğini göstermek isteyen aktivistler, İngiltere'nin güneyindeki Bournemouth Plajı'na 5 kilometre boyunca 11.500 çocuk kıyafetini yerleştirdi.
Küçük Meseleler’de bu hafta İsmail İçen, Etyen Mahçupyan ile bırakıp gitme özgürlüğünü konuştu: “En önemli özgürlük bırakıp gitme özgürlüğü. Emirlere itaat etmeme özgürlüğümüz yoksa yapabileceğimiz şey bırakıp gitmek. Bırakıp gitme özgürlüğümüz çok önemli. Bu açıdan beyin göçünü çok olumlu görüyorum. Eğer o çocuklar gitmeseydi onların yeteneklerini öldürecektik.”
Nası Gidiyor’un yeni bölümünde Yıldıray Oğur, Metin Karabaşoğlu’na “nasıl gidiyor” diye sordu: “Bu toplumun ana damarının otoriterlik olduğunu, yani demokratlığın bir istisna olduğunu maalesef görmek durumundayız... O yüzden Türkiye'de otoriterlikte sadece makine dairesinde kimin oturacağı değişiyor. Sosyal medya bana normalde bire bir iletişim kuramayacağım farklı kesimlerden makul insanları izleme imkanı verdi. Bu da bende insana dair umudu artırdı. Ailece Kore dizileri izliyoruz. Listenin tepesine My Mister’ı koyarım. İyi niyetin nasıl iyileştirici bir etkisi olduğunu gösteren bir dizi.