Öğrenci hareketinin başlattığı sivil itaatsizliğin bir devrime dönüşmesi, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina‘nın istifa etmesine ve ülkeden kaçmasına yol açtı. 15 yıllık yönetimini sona erdirmesinin ardından yeni dönemin nasıl ilerleyeceği merak ediliyor. Bir diğer gündem de ülkeyi hapisten çıkartılan ana muhalefet lideri Begüm Hâlide Ziya’nın mı Genelkurmay Başkanı Waker-uz-Zaman’ın mı yöneteceği konusu. Sivil geçiş sürecini kimin yöneteceği ise belirlendi.
Hâsina’nın ayağını kaydırdığı, hapis tehdidi yüzünden sürgünde olan ekonomist Muhammed Yunus.
5 Ağustos Pazartesi günü, gençlerden oluşan yüzlerce gösterici Hasina’nın resmi konutunu bastı ve yağmaladı. Protestocular ayrıca ülkenin kurucusu olan Hasina’nın babası Şeyh Mucibur Rahman‘ın heykeli yıkarken, diğerleri ona adanmış bir müzeyi ateşe verdi. Sadece Hasina değil Avami Birliği Partisi mensubu bir çok bakan ve onlarca milletvekili de Hindistan’a kaçtı. Bir kısmı kaçarken havaalanında yakalandı.
Pazartesi günü erken saatlerde General Waker-Uz-Zaman, geçici bir hükümetin kurulacağını ve haftalarca süren protestolar sırasında meydana gelen ölümlerin soruşturulacağını açıkladı.
General konuşmasında “Hepinize söz veriyorum, tüm cinayetlere ve adaletsizliklere adalet getireceğiz. Sizden ricam, vatan ordusuna inanın. Tüm sorumluluğu üstleniyorum ve cesaretinizin kırılmaması konusunda sizi temin ederim” ifadelerini kullandı.
Protestoların başlamasından bu yana 300’den fazla insan öldürüldü. Binlerce kişi de tutuklandı.
Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin, Pazartesi günü geç saatlerde protestolarda gözaltına alınanlarla birlikte eski Başbakan ve ana muhalefet partisi Bangladeş Milliyetçi Partisi’nin (BNP) lideri 78 yaşındaki Begüm Hâlide Ziya da serbest bırakıldı.
BNP’nin kurucusu olan eli Ziya-ur Rahman’ım suikastla öldürülmesinin ardından siyasete giren Ziya, 1991’de Bangladeş’i ilk kadın başbakanı olarak seçilmiş ve uzun yıllar Şeyh Hasina’nın siyasetteki rakibi olmuştu.
Ziya, üç kez Bangladeş Başbakanı olarak görev yaptı. İlk dönemi Mart 1991’den Şubat 1996’ya kadardı, ikinci dönemi Şubat 1996’dan sonra birkaç hafta sürdü ve üçüncü dönemi Ekim 2001’den Ekim 2006’ya kadardı. Özellikle eğitimi erişilebilir kılma ve bazı önemli ekonomik reformları uygulamaya koymadaki rolüyle hatırlanmakta.
En son 2001-20606 yılları arasında Başbakanlık yapan Ziya, 2018 yılında bir yolsuzluk soruşturmasında tutuklanıp 17 yıl hapis cezası almıştı.
Ziya, 2018 yılından beri hapisteydi.
İki rakip: Hasina ve Ziya
Cumhurbaşkanı Şahabuddin’in nın milli güvenlik toplantısına Genelkurmay Başkanı Waker-Uz-Zaman, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Amiral Nazmul Hasan, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Hasan Mahmud Han ve BNP liderleri Mirza Fahrul İslam Alamgir ve Mirza Abbas, Cemaat-i İslami lideri Dr. Şefikul İslam Mesud ve yardımcısı Şeyh Muhammed Mesud başta olmak üzere birçok muhalefet partisinin üst düzey liderleri katıldı. Toplantıda siyasi parti temsilcilerinin yanısıra protestoları organize eden Ayrımcılığa Karşı Öğrenciler Platformu’nun dört koordinatörü Abdullah el-Hüseyin, Arif Talukder, Ömer Faruk ve Mobasshewra Kerim Mini de iştirak etti.
Ordu ‘Geçici Hükümet’ kuracak
Ordu, Milli Güvenlik Toplantısının ardından geçici bir hükümet kuracağını açıkladı. Olaylar zincirini harekete geçiren öğrenci hareketi, yeni geçici hükümet için bir taslak önereceğini söyledi.
Protestolar neden başladı?
Haziran ayında, Bangladeş Yüksek Mahkemesi, Bangladeş’in 1971 bağımsızlık savaşı gazilerinin çocukları için devlet işlerinin yüzde 30’unu ayıran bir kotayı eski haline getirdi.
Bu, bir grup gazi akrabasının mahkemeyi kotayı yeniden uygulamaya çağıran yazılı bir dilekçe vermesinin ardından geldi.
Bu kota daha önce yürürlükteydi ve 2018’deki büyük öğrenci protestolarına yanıt olarak hükümet tarafından iptal edildi.
İşlerin yüzde 26’sı kadınlara, engellilere ve etnik azınlıklara tahsis edildi. Bu, işsizliğin yaygın olduğu bir ülkede 400 bin mezunun kamu hizmetleri sınavında rekabet etmek zorunda kalacağı yaklaşık 3.000 pozisyon bıraktı.
Bangladeş makamları tarafından Mayıs ayında yayınlanan son rakamlar, yaklaşık 2,6 milyon kişinin işsiz olduğunu gösterdi.
Öğrenciler, kota sisteminin ayrımcı olduğunu ve bağımsızlık hareketine öncülük eden Hasina’nın Awami Birliği Partisi’nin destekçilerine fayda sağladığını savunarak eski haline getirmeyi protesto etmeye başladılar.
Protestolar neden tırmandı?
Protestolar başlangıçta barışçıl olsa da, güvenlik görevlileri ve hükümet yanlısı eylemcilerin göz yaşartıcı gaz dağıtması ve plastik mermi atmasıyla şiddete dönüştü.
Hasina’nın protestoculara 1971 savaşı sırasında Pakistan ile işbirliği yapan kişilere atıfta bulunan “razakarlar” olarak bahsetmesinin ardından ülke çapındaki mitingler yoğunlaştı.
Hasina, ulusa sesleniş konuşması yaptı ve çatışmalarda insanların ölmesinin ardından adli soruşturma başlatıldığını duyurdu. Hükümet daha sonra interneti kısıtladı ve bir iletişim kesintisi uyguladı.
Polis, protestocuların mülkleri tahrip ettiğini ve ulusal bir televizyon istasyonu da dahil olmak üzere hükümet binalarını ateşe verdiğini açıkladı.
19 Temmuz’da hükümet, görüldüğünde ateş etme emriyle sokağa çıkma yasağı getirdi. Ancak öğrenciler sokağa çıkma yasağına meydan okudu.
Sokağa çıkma yasağı ve internetin kapatılmasının ardından protestolar sürerken Yüksek Mahkeme 21 Temmuz’da kotayı yüzde 30’dan yüzde 5’e düşürme kararı aldı. İşlerin yüzde 93’ünün bunun yerine liyakat esasına göre adaylara açık olacağına hükmetti.
Ancak protestolar, öğrenciler ve diğer vatandaşların Hasina’yı istifaya çağıran yeni bir amaç için bir araya gelmesiyle devam etti.
Deakin Üniversitesi’nde küresel İslami Siyaset Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Greg Barton’a göre “mahkeme nihayet protestocuların taleplerinin lehine karar verdi ancak artık ipin ucu kaçmıştı.”
Hasina’nın istifasına ne yol açtı?
Barton, Hasina’nın 15 yıllık iktidarının seçim sahtekarlığı, yolsuzluk, adam kayırma ve otoriter baskılarla ilgili endişelerle gölgelendiğini belirterek “Genel olarak demokratik bir gerileme var gibi görünüyordu. Bu yüzden öfkenin pek çok köklü nedeni vardı ve bunlardan sadece biri olan kamu hizmeti kotasıydı” dedi.
Barton, Hasina’nın “nihayetinde istifaya zorlanmasının şaşırtıcı olmadığını ancak bu yılın başlarında art arda dördüncü dönemine başladığı göz önüne alındığında, istifasının şaşırtıcı olduğunu” ifade etti.
Amherst Koleji’nden Sosyal Antropolog Doç. Dr. Nusrat Chowdhury ise gözlemciler ve bölge sakinleri için işlerin eski haline geri dönemeyeceğinin açık olduğunu belirtiyor.
Bu, son iki hafta içinde ülkeyi saran şiddetin yanı sıra “hükümetin protestocuların istedikleriyle gerçekten temastan uzak görünme şeklinden” kaynaklandığını ifade eden Chowdhury, “çoğumuz olayların bu denli hızlı gelişmesine şaşırdık” dedi.
Chowdhury, kota hareketinin “yangını başlatan bir kıvılcım” olarak tanımlanmasıyla, son protestolar aracılığıyla uzun bir tarihin ve “şikayetlerin ve kızgınlıkların birikmiş etkisinin” ifade edildiğine dikkat çekti.
Şimdi ne olacak?
Chowdhury, geçici bir hükümet kuracak olan ordunun kamuoyunda partizan olmayan bir kurum olarak görüldüğünü ve konumlarına rağmen çok az güce sahip olacağını ifade ediyor.
“Ordunun ya da herhangi bir muhalif partinin hareketi ele geçirmesi de çok zor olacak” diyen Chowdhury, vurulmalarına rağmen protestoya katılan öğrencilerin tutkusuna ve bağlılığına işaret ederek “Bangladeş’teki protestocuların orduya yüklediği bir inançsa, bu geçici bir inançtır ve eylemlerini çok dikkatli bir şekilde izleyeceklerdir” ifadelerini kullandı.
Bangladeş’te ordu ve geçici hükümet
Bangladeş, 1971’de Pakistan’dan bağımsızlığını güvence altına alan savaşın ardından 1970’lerde ve 80’lerde uzun yıllar askeri yönetime maruz kaldı ve birçoğu geri dönüş tehlikesine karşı temkinli. Ordu, yaygın siyasi huzursuzluğun ardından Ocak 2007’de olağanüstü hal ilan etti ve iki yıl boyunca bir geçici hükümet kurdu.
Dhaka Tribune gazetesi İcra Direktörü Ahmad, 1991 ve 2024 yılları arasında, geçici hükümetler sırasında yapılan genel seçimlerin, Hasina hükümeti altında yapılan seçimlerin aksine, insanların özgürce ve adil bir şekilde oy kullanabileceği seçimler olduğunu hatırlatıyor. Dolayısıyla sivil geçiş süreci sonucu yapılacak seçimler ülkeyi rayına oturtabilir.
Ordu destekli sivil geçiş süreci
Dr. Hasan, “öğrencilerin askeri yönetimi kabul etmemesi durumunda, sivil bir hükümetin, ordunun desteğiyle, geçici bir hükümet olarak çalışabileceğini ve özgür ve adil bir seçim düzenleyebileceğini” söyledi. Bangladeş’in böyle bir sistemle ilgili deneyime sahip olduğunu belirtti.
Barton da başlangıçta eski Başbakan ve BNP lideri Zia’ya çok fazla umut bağlanacağını ve halkın çoğunluğunun yeni lider olarak Zia’yı destekleyeceğini ileri sürüyor.
Barton, “Umarım, bu önemli liderin serbest bırakılması, aynı zamanda diğer siyasi mahkumların veya siyasi suçlamalarla gözaltına alınan kişilerin serbest bırakılması, siyasi bir çekişme ve açıklık sürecini çözecektir” dedi.
Geçiş süreci Başbakanı Nobelli ekonomist Yunus
Ayrımcılığa Karşı Öğrenciler Platformu temsilcisi Nahid İslam, sosyal medyada paylaştığı bir videoda öğrenci liderlerinin Muhammed Yunus ile görüştüklerini ve Yunus’un ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurarak görevi devralmayı kabul ettiğini ve kısa zamanda sürgündeki Paris’ten Dakka’ya döneceğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı da benzeri bir açıklama yaparak geçiş sürecini Yunus’un yöneteceğini açıkladı.
Hasina’nın istifasını ülkenin “ikinci kurtuluş günü” olarak nitelendiren Yunus, Şeyh Hasina döneminde birçok yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya kalmış ve yargılanmıştı.
Uluslararası alanda “yoksulların bankacısı” olarak tanınan 83 yaşındaki Yunus, milyonlarca insanın yoksulluktan kurtulmasına yardımcı bir mikro-finans kredi sistemi kurmasıyla tanınıyor.
Yunus ve sahibi olduğu Grameen Bankası, 2006 yılında öncü çalışmalarından dolayı Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü.
Merkez sağ ve İslamcı partilerden itidal çağrıları
Hasina yönetiminin Hindistan yanlısı olması sebebiyle kimi protestocuların ülkede yaşayan Hindu azınlığa yönelik saldırılar gerçekleşti. Zia yaptığı konuşmada halkı sükunete davet ederken Cemaati İslami ve Hilafet Hareketi’nden protestocuların provakasyonlara dikkat etmeleri gerektiği hatırlatıldı. Cemaati İslami olası saldırılara karşı Hindu Bangladeşlilerin evlerini, işyerlerini ve tapınaklarını korumak için koruma ekipleri oluşturduğunu açıkladı.
Ayrımcılığa Karşı Öğrenciler Platformu’nun liderleri, ordunun müdahalesini memnuniyetle karşıladı. Tüm haberlere göre, platform vaat edilen geçici hükümetin kurulmasına aktif olarak katılıyor.
Geçiş hükümeti, düzeni yeniden tesis etmek ve Hasina liderliğindeki Avami Birliği hükümetinin 2023 ‘te 4,7 milyar dolarlık IMF kurtarma kredisi karşılığında kabul ettiği kemer sıkma ve özelleştirme programını uygulamaya devam edecek.
BNP ve müttefikleri büyük olasılıkla geçici hükümette önemli bir yere sahip olacaklar. Ancak ordu da arka planda sivil hükümeti destekleyecek.
Bangladeş’te resmi siyaset on yıllardır Hasina’nın Avami Birliği ile Ziya’nın BNP’si arasındaki sert rekabet etrafında dönüyor. Hasina, Bangladeş bağımsızlık mücadelesinin en önde gelen siyasi lideri ve ülkenin o dönemki cumhurbaşkanı olan babası Şeyh Mucibur Rahman’ın 1975 yılında başarılı bir askeri darbenin parçası olarak öldürülmesinin ardından Avami Birliği’nin lideri olarak ortaya çıktı.
Ziya ise, partinin kurucusu ve Bangladeş’in beşinci cumhurbaşkanı olan eşi Ziyaur Rahman’ın bir grup subay tarafından öldürülmesinden iki yıl sonra, 1983 yılında BNP’nin fiili lideri oldu.
Hasina dönemi Hindistan nüfuzunun ülke üzerinde arttığı, insan hakları ve özgürlüklerin kısıtlandığı, işsizlik ve sefalet gibi sosyal adaletsizliklerin rekor seviyede artış gösterdiği, özellikle Cemaati İslami başta olmak üzere İslamcı siyasetin baskılandığı bir dönem olarak tarihe geçti. Yeni dönemin bir parçası olan BNP ve müttefik siyasi hareketlerin tüm bu olumsuz enkazın altından kalkıp kalkamayacaklarını ise zaman gösterecek.