Bundan tam olarak 5 yıl önce çektiğim bir fotoğrafı önüme koydum.
Tarih 3 Ağustos 2017…
Yer, Eminönü’nde bir otobüs durağı… Otobüs duraklarını severim… Eminönü, sınırsız, anlamsız ve türlü türlü insan kaynaklarıyla dolup taşan yani insan kaosuyla dalgalanan bir semt… Adeta farklı farklı tiyatro sahnelerinden ve mikrokozmoslardan oluşan bir semt… Eminönü, tarih boyunca en çok fotoğraflanmış semtlerimizden… “Eminönü’de sarı kavun satıcısı. İstanbul 1965” başlığını taşıyan portre fotoğrafları bile var arşivlerde.
Eminönü’nün tarihi önemsenir. Ancak 5 yıl gibi yakın bir geçmiş perspektifinden Eminönü’ne herhalde çoğu zaman bakılmaz.
Big Mac Menü’deki Fiyat Değişimi
Ağustos 2017’de, Big Mac Menü (fotoğrafa da yansıdığı üzere) 11.95 TL’ydi… Binali Yıldırım başbakandı… Kadir Topbaş İstanbul belediye başkanıydı. Almanya’da eşcinsel evlilik yeni yasalaşmıştı. Donald Trump seçileli 6 ay olmuştu. Macron’un ismini de yeni öğrenmiştik.
Türkiye, başkanlık sistemine geçmek üzere anayasa değiştireli 4 ay olmuştu.
1 Dolar, 3.53 TL’ydi.
Asgari ücret 1404 TL’ydi.
Marmaray, Ayrılıkçeşme-Kazlıçeşme hattından ibaretti.
Covid diye bir kavram yoktu.
Harun Kolçak yeni ölmüştü, Vatan Şaşmaz hayatının son günlerini yaşadığının farkında değildi.
Para Tuzağı diye tuhaf bir mizah dergisi yayın hayatına yeni başlamıştı.
Kültürel değerler, müzik zevkleri, ikonlar farklıydı. Gençliğin bir kesimi için Nirvana-Nevermind konsepti az da olsa önemini koruyordu. “Kekorap” adı verilen akım şu anki kadar yaygın değildi.
CHP’nin adalet yürüyüşü yeni gerçekleşmişti.
Şu noktayı da es geçmeyelim: 2017 yılı, Türkiye için, 1 Ocak‘taki Reina Saldırısı ile başlamıştır.
Son 5 Yıldaki Değişim
Üşenmeyelim, merak edelim: son 5 yılda insanların giyim alışkanlıkları, saç modelleri, toplu taşıma kullanma alışkanlıkları ne yönde değişti? Hepsinden önemlisi de yüzlerdeki ifadeler ne kadar değişti? Elimizde 2010’lu yılların Türkiye’sine dair ne kadar görsel veri var?
Yakın geçmişi biraz unutmuş gibiyiz. Sanki gözlemlemeye gerek görmeden geçip atlamış gibiyiz. Yaşlı erkeklerin kasketlerinin şekli, genç kadınların ojelerinin rengi, İspark görevlilerinin fiş kestikleri Pos cihazlarının işletim sistemleri… Tişörtleriyle oynayan çocukların yüzlerindeki anlamsız ciddiyet… Bütün bunlar ne yönde değişti? Bu son 5 yılda geçmişten, eski günlerden, gelenekten ne kadar uzaklaştık?
Fiziksel Özellikleriyle Bireyler ve Toplum
Toplum, araştırma şirketlerinin raporlarıyla, anketçilerin verileriyle, seçim sonuçlarıyla tamamen çözümlenebilecek bir yapı değil. Tek tek fiziksel özellikleri, fiziksel davranışları, fiziksel hareketleri olan bireylerden oluşan bir yapı.
Erkeklerin ellerindeki torbalar, bu torbaların renk ve şekilleri, kadınların cep telefonuyla konuşurken kollarının yaptığı açılar, bunlar atlanıyor… Özellikle erkeklerin ellerindeki gri torbaların ayrı bir tuhaf ruhu var… Hiç bakılmayan… Artık roman ve öyküde tasvir eskisi kadar rol oynamadığı için, romancı ve öykücüler tarafından çok tasvir edilmeyen… Aslında insan yüzlerindeki değişimden siyasetteki değişimi de okumak mümkün olabilir.
Otobüs Durağında İnsanlar
Dönelim fotoğrafa… İnsanlarda tipik otobüs durağı gerginliği ve yorgunluğu hissedilse de bir uyum ve hoşgörü de var gibi… En sol baştaki, kareli gömlekli, sert bakışlı, kel ve beyaz sakalı hafif uzamış adam acaba neye kızmış? Duraktaki diğer insanlara mı? Elinde sigaralı, başörtülü, omzunda asılı ağır çantalı, tipik bir teyze görünümlü olan hanımefendi bugün olsa gene o kalabalıkta sigara içiyor olur muydu?
Reklamdaki Sırıtış
Durakta şöyle bir reklam var: “Mc Donalds’a Gel Keyfin Yerine Gelsin Big Mac Menu 11.95 TL”… Reklamdaki adamın sırıtışı, Big Mac Menü’nün o günden bu güne 58.99 TL’ye yükseldiğini (yani neredeyse 5 kat arttığını) hesaba kattığımızda, epey alaycı görünüyor değil mi? Öte yandan Big Mac Menü dolar bazında ucuzlamış, bu belki bir teselli olabilir.
Ara Güler Ruhu
Şimdi otobüs durağı fotoğrafından biraz uzaklaşalım, başka fotoğraflara geçelim. Yaz sıcağında siyah montla yürüyen saçı sakalı bıyığı dağıtmış ince uzun boylu her tarafı kir pas içinde olan neşeli esmer genç adam, bir maceraya doğru mu yürüyor? Ara Güler fotoğraflarının ruhu yok mu bu adamda biraz? Bu adam Eminönü’ndeki bir inşaatta falan çalışan bir kaçak işçi mi? Yoksa maceralı veya gizemli işler peşinde mi? Biraz daha ilerleyelim… Yaz sıcağına rağmen kazak giymiş, cübbeli, sakallı ve çok kısa boylu bir adam elinde tuhaf torbalarla yürürken, yanındaki zayıf ve genç arkadaşı adeta Keloğlan gibi… Ona gülümsüyor…
Her resmin kendine göre bir hikayesi, her hikayenin de kendine göre bir resmi var. Her hayatın kendine göre bir macerası veya macera eksikliği var. İngiliz yazar Chesterton’a göre ise maceralar maceraperest olmayanların başına gelen şeyler.