Ana SayfaGÜNÜN YAZILARI68 üzerine bir geçmiş muhasebesi

68 üzerine bir geçmiş muhasebesi

68 olayları, çok gerilerde kaldı. Ancak o dönemde yaşananlar, zengin dersler içeriyor. Biz 68 solcuları, geçmişimizi ciddi bir süzgeçten geçiremedik, hatalarımızı ve sevaplarımızı yeteri kadar konuşamadık. 68 olayları, toplumun bir kesimi için felaket günleri, bir kesimi için ulusalcı baskı dönemi, başka bir kesim için de bayram günleridir. 68 Türkiyesi, çok çeşitli siyasi aktörler tarafından farklı şekilde yorumlanıyor.

Deniz Gezmişlere idam kararı verildiğinde olağanüstü bir muhalefet oluşmuştu. Toplumun değişik katmanlarında, “Bu çocuklar suçsuz, günahsız, asılıyorlar yazık…” diyen sesler yükseliyordu. İdamlar biraz daha ötelenebilse, seçimler geliyordu. Siyaset, CHP-MSP koalisyonu yönünde ilerliyordu.

Tam o günlerde, bir grup genç (hepsi tanıdığımız 68’li devrimciler) Jandarma Komutanı Orgeneral Kemalettin Eken’i kaçırarak, Denizleri kurtarabileceklerini sanmıştı. Gerçekleştirdikleri eylemde, hukuk fakültesi öğrencisi Niyazi Yıldızhan (Keko Niyazi) hayatını kaybetmişti. Eylem, ters etki yapmıştı.

68 olayları, çok gerilerde kaldı. Ancak o dönemde yaşananlar, zengin dersler içeriyor. Biz 68 solcuları, geçmişimizi ciddi bir süzgeçten geçiremedik, hatalarımızı ve sevaplarımızı yeteri kadar konuşamadık. 68 olayları, toplumun bir kesimi için felaket günleri, bir kesimi için ulusalcı baskı dönemi, başka bir kesim için de bayram günleridir. 68 Türkiyesi, çok çeşitli siyasi aktörler tarafından farklı şekilde yorumlanıyor.

Bu ülkenin sağcıları da tıpkı solcuları gibi geçmişteki hatalarını görmekten kaçınabiliyor. Her ne kadar son dönemde Devlet Bahçeli’nin çıkışı gibi ilginç çıkışlar olsa da… Merkezi devlet otoritesinin koruyuculuğunu yapmayı “büyük vatanseverlik” olarak gören bir kesim, ne olursa olsun, hâlâ var. Düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmanın “yabancılara hizmet etmek” anlamına geldiğini düşünebilecek kadar özgürlükten uzaklaşanlar da var.

Denizlerin 12 Mart dönemindeki idamıyla, 68 eylemleri sona erdi. Ağırlıklı olarak gençlik ve öğrenci tabanlı eylemler toplumu canlandırmış, bir anlamda “yeni Türkiye”ye giden yolların açılmasını sağlamıştı. Bu eylemlerden hemen herkes kağıt üstünde bir “demokrasi” sonucu da çıkardı. Demokrasi iyiydi, güzeldi, ona sahip çıkılmalıydı. O günden bu güne gerçekten de kendini “demokrat” olarak tanımlayanların sayısı ciddi şekilde çoğaldı.

Peki demokrasiden yana olmak gerçekten nedir? Örneğin Marks ve Lenin, tek adam/tek parti yönetimlerini, “proleterya demokrasisi” olarak tanımladı. Bu şekilde, demokrasi kavramından ne anladıklarını ortaya koydular.

Yıllar içinde demokrasi tarifi

Demokratlık esnek ve ele avuca gelmez bir kavrama dönüştü. Herkes kendini demokrat olarak görse de herkesin bambaşka bir demokrasi tanımı var.

68 eylemlerini o günün koşulları içinde değerlendirmeliyiz. 68’liler dünyaya meydan okudular, isyan ettiler, dünyanın değişmesine ve ilerlemesine katkıda bulundular. Tabii her isyan dönemi gibi o dönemin de hasarları olduğunu unutmamalıyız.

- Advertisment -