Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIBahçeli barış rolünü titizlikle sürdürüyor...

Bahçeli barış rolünü titizlikle sürdürüyor…

Bahçeli birçoğumuzun cesaret edemediği netlikte bir dil kullanarak “artık bu iş tamam” duygusunu açığa çıkardı ve sürecin ilerlemesine tam destek verdi. Bahçeli’nin çıkışını şöyle özetlemek mümkün: “Türkiye’de Türklerle birlikte eşit yoldaşlar olarak Kürtler de yaşamakta. Dünyanın ve bölgenin bu korkutucu manzarası içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını korumak için bazı cesur adımların atılmasına gerek bulunuyor. Bu adımlardan biri de Kürtlerin kimlik talebini ciddiye almak ve bu konuda çözüm üretmektir.”

Bahçeli ile Erdoğan‘ın program dışı görüşmeleri, çözüm noktasında yeni bir aşamaya gelindiğini gösteriyor. Türkiye’deki sert siyasi iklimin MHP cephesinde dikkate alınması gereken bir hassasiyet oluşturduğu anlaşılıyor. Çatışma çözümlerinin en önemli aşamalarından birisi, psikolojik eşiktir. Bu konuda yaşanmış tecrübelerin ışığında neler söyleyebiliriz?

Örneğin bir ülkede çözüm için her şey hazırdır. Artık çözümün sonuna gelinmiştir. İlk eli kimin uzatacağı noktasına ulaşılmıştır. Ancak en kolay diye düşünülen noktada ipler kopabilir, yeniden çatışma ortamına dönülebilir.

Bu açıdan dünyanın farklı yerlerinde yaşanmış birçok deneyim söz konusu. Tarih boyunca, farklı ülkelerin ürettiği farklı çözümler var.

Türkiye’de “artık masa başında çözüm üretilemez” şeklindeki umutsuzluğun egemen olduğu koşullarda, başka ülkelerdeki deneyimlere ilgi artabiliyor. Güney Afrika örneği özellikle ilginçtir ve ülkemizle paralellikleri vardır.

Çözüm süreci kavramının ağızlara alınmaya cesaret edilemediği bir zaman aralığında, MHP lideri Devlet Bahçeli, sürpriz bir açıklamayla süreci yeniden başlattı. Barış cephesine Devlet Bahçeli’nin katılması, dengeleri değiştirdi.

Bahçeli birçoğumuzun cesaret edemediği netlikte bir dil kullanarak “artık bu iş tamam” duygusunu açığa çıkardı ve sürecin ilerlemesine tam destek verdi.

Bahçeli’nin çıkışını şöyle özetlemek mümkün: “Türkiye’de Türklerle birlikte eşit yoldaşlar olarak Kürtler de yaşamakta. Dünyanın ve bölgenin bu korkutucu manzarası içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını korumak için bazı cesur adımların atılmasına gerek bulunuyor. Bu adımlardan biri de Kürtlerin kimlik talebini ciddiye almak ve bu konuda çözüm üretmektir.”

Böylece psikolojik eşiğin aşılmasının zemini de kendiliğinden oluştu. Bahçeli, “Kürtler vardır ve bu toprakların asli unsurlarından birisidir. Artık birbirimizi yok saymayı değil var saymayı ele alan bir yaklaşım sergilemeliyiz” diyerek, yeni bir dönemin kapısını araladı. Artık çözüm için masaya oturulabilirdi. Bu aşamada da Öcalan devreye girdi ve “PKK’nın silahı bırakması” çağrısını yapacağını açıkladı.

“Kürtler yoktur, onlar dağlı Türklerdir” uydurma söyleminin de sonuna gelmiş bulunuyoruz. Eninde sonunda, iki halkın kardeşliği ve eşitliği temelinde bir yeni zihniyet devreye girecek. Hayatın akışının önünde durmak mümkün değil. Tabii yüzlerce yıllık geçmişi olan böylesine derin bir sosyolojik meselede yeni bir sayfayı başlatırken; barış, demokrasi, laiklik, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, hukuk gibi kavramları da tüm boyutlarıyla hayata geçirmeye ve günümüz dünyasının standartlarını yakalamaya ihtiyacımız

- Advertisment -