Ülke yönetilemez hale gelince akla zarar genelgeler de birbiri peşi sıra gelmeye başladı. Kapanma sürecinde İçişleri Bakanlığı ‘market tedbirleri’ kapsamında yeni kısıtlamalar getirdi; böylece bir genelgemiz daha oldu. Gittiğiniz markette şu reyondaki ürünü alabileceksiniz fakat karşı reyondakini alamayacaksınız. Çünkü yasak! Bekçi Murtaza bile bundan daha iyisini düşünemezdi, ki memleket Murtazalar ülkesi haline geldi. Gece yarısı çıkarılan kararnamelerle, genelgelerle ipin ucu çoktan kaçmış bir salgını yönetmeye çalışıyor iktidar. Salgın yönetimiyle başa çıkamayınca delirme halleri görüyorum yönetenlerde. Böyle tuhaf kararnamelerle memleketin aklını başından alacaklar. Böylelikle ‘delirmede’ eşit olacağız.
Genelgede ‘temel ihtiyaç maddeleri’ dışındaki ürünlerin satışına yasak getiriliyor. İyi de kime göre, neye göre temel ihtiyaç ürünü! Mesela sigaranın sağlığa zararlı olduğu konusunda içenler de dahil hemen herkes hemfikir. İnsan sağlığına bu kadar zararlı olan bir ürün bu yayımlanan genelgeyle ‘temel ihtiyaç ürünleri’ kapsamı içinde mi olacak, yoksa dışında mı? İçindeyse, niye herkesin kabul ettiği sağlığa zararlı bir ürünün pandemi önlemleri kapsamında satışına izin veriyorsunuz? Yok bu süreçte ‘satılamaz’ diyorsanız, derdiniz ne? Zaten kafayı yemek üzere olan halkı bir de sigaradan mahrum bırakarak insanların iyice kafayı yemesini mi istiyorsunuz? Al sana bir taş ve kuyu problemi, çıkabiliyorsan çık işin içinden…
Örnekleri sayısız ürün bazında çoğaltabiliriz. Salgın sürecinde en çok kullanılan eşyalar doğal olarak elektronik ürünler. Bu ürünlerin birçoğunda uzaktan kumanda bulunuyor. Diyelim bir evde kumandanın pili bitti, ama pil almak yasak. Ne yapacak bu insan? ‘Yasssak kardeşim’ diyenlere eyvallah edip, kırıp dizini bekleyecek mi? Çocuk evde defter kalem oyalanıyor, resim çiziyor, başka bir şey yapıyor. Bu evdeki çocuğa nasıl anlatacaksın defter kalem vs almanın yasak olduğunu. Bu, evlerine kapananları daha da çıldırtmaz mı?
Tabii her şeyin olduğu gibi bu genelgenin de bir mantığı var. Deniliyor ki amaç, kapanma sürecinde kapalı olan kırtasiye, züccaciye dükkânlarının, giyim mağazalarının, parfümeri dükkânlarının mağdur olmasını önlemek. Açık olan zincir marketlerde bunların satışını önleyerek, ‘haksız rekabeti’ ortadan kaldırmak. İyi de her şeyin internetten alındığı bir ortamda bu ‘haksız’ rekabeti yasaklayarak nasıl önleyeceksiniz?
Güçlü devlet, yasaklamalarla değil, bu kapatmak zorunda bıraktığı dükkânlara destek vererek güçlü olur. Her çıkarılan yeni kararnameyle-genelgeyle insan haklarını ayaklar altına alarak güçlü olunmaz, sadece öyle sanırsın.
Aslında herkes biliyor ki bu yeni çıkan İçişleri Bakanlığı Genelgesi tamamiyle alkol yasağı ile ilgili. İlk çıkan genelgede alkol yasağı ile ilgili bir hüküm yoktu. Arkadan dolaşarak hukuksuz bir şekilde bunu halka dayatmak istediler. Esnafın ve halkın tepkisiyle karşılaşılınca, bu yasağı savunamadılar. İkinci aşamada valilikler aracılığı ile yasaklama yoluna gittiler. Hatta bir adım daha atıp buna onay vermeyen bazı belediye başkanlarının isimlerini bile valilik kararlarına yazdılar. Resmen evrakta sahtecilik yaptılar. Bütün bu olup bitenlerin altından kalkamayınca yeni bir genelgeyle yasak kapsamını genişleterek, ‘alkol yasağına’ karşı duyulan tepkinin önünü almaya çalışıyorlar. Eğer alkol yasağı olmasaydı, bu yasaklamaların olduğu genelge de olmazdı. Bu süreçte kapanan dükkânların ‘haksız rekabet’ mağduriyetini gidermek ise bahane. Bir hukuksuz kararı başka bir hukuksuz kararla önleyecekler. İnsanların akıl sağlığı ile oynayarak…