Çin devletinin, Fudan Üniversitesi’nin Budapeşte’de kampüs kurmasına dair Macaristan Hükümeti ile anlaşmaya varması Macaristan’da siyasi atmosferi değiştirdi.
Ocak ayında Macaristan Hükümeti’nin duyurduğu gelişme, projenin detayları ortaya çıkmaya başladıkça muhalefetin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Toplumsal tepkinin, hükümet aleyhine siyasallaşmaya başlaması üzerine 2010’dan beri oylarını arttırarak tek başına iktidar olan Fidesz Partisi’nin lideri Başbakan Viktor Orban projenin 2022 Seçimleri sonrasında halk oylamasına götürüleceğini açıklayarak geri adım attı.
Proje gerçekleşirse Avrupa Birliği sınırları içindeki ilk Çin üniversite kampüsü olacak. Çin’in şimdiye kadar sınırlarının dışında, kendi üniversitelerine bağlı iki birimi var. İngiltere Oxfordshire bölgesinde Pekin Üniversitesi’ne bağlı bir işletme okulu ve Xiamen Üniversitesi’ne bağlı Malezya’da bulunan bir kampüs.
Projenin kaynağı Çin kredisi
Nisan ayında, Macaristan’da yayın yapan dijital medya platformu Direkt36 projenin finansmanına yönelik ilk önemli bilgileri duyurdu.
1.7 Milyar dolarlık kampüs projesi Çin kredisiyle karşılanıyor. Projeye karşı tepkilerin en önemli maddesi mali boyutu. 1.7 Milyar dolar kredi Macar halkının vergilerinden Çin’e ödenirken, kampüsün inşası, malzeme tedariki gibi tüm boyutları Çin şirketleri tarafından gerçekleştirilecek. 1.7 Milyon dolar Macaristan’ın yüksek öğrenime ayırdığı tüm bütçenin üzerinde kalıyor.
Kurulması planlanan kampüsün yeri de karşı tepkilerin önemli bir kaynağı. Fudan için gösterilen yer, maddi durumu düşük öğrenciler için öğrenci konutları ağırlıklı değerlendirilmesi düşünülen ve uzun süredir beklemekte olan Öğrenci Şehri projesi için gösterilen alanın büyük bölümünü kapsıyor. Öğrenci Şehri planının Çin’e peşkeş çekildiği yönündeki yorumlar Fudan Kampüsü projesine yönelik tepkileri arttırıyor.
Macaristan dış politikasında eksen kayması
Tepkilerin bir başka boyutunda ise Macaristan ve Çin ilişkilerinde hızlanan yakınlaşma var. Macaristan AB üyeleri arasında Çin aşısı kullanan tek ülke. Çin aşısının üretimi için de anlaşmaya varıldı. Geçtiğimiz Nisan ayında AB Dışişleri Bakanları toplantısında Çin’e yönelik Hong Kong bildirisi Macaristan’ın kullandığı olumsuz oyla, oybirliği şartı bulunamayarak bloke edildi. Orban, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki politikalarını desteklemiş ve Çinli teknoloji devi Huawei’yi ülkesine davet etmişti.
Diğer yandan liberal demokrat görüşleri ve faaliyetleri ile tanınan dünyaca ünlü Macaristanlı iş insanı George Soros’un Central Europe Üniversitesi 2018’de iktidarın desteklediği anti-semitik bir siyasi kampanyanın sonucunda Viyana’ya taşınmak durumunda bırakılırken bir Çin Üniversitesi’nin ülkeye davet edilmesi eksen kayması olarak değerlendiriliyor. 2018 yılında Fudan Üniversitesi’nin tüzüğünden ifade özgürlüğü maddesinin çıkarılması ve yine tüzükte Çin Komünist Partisi ve ideolojisine bağlılık vurguları yer alan maddeler de konunun Macaristan kamuoyunda tartışılan boyutları arasında.
Uygur Şehitleri Caddesi
Hükümetin Fudan adımına yönelik ilk somut tepki Ferencvaros ilçe belediyesinden geldi. Kampüsün kurulacağı alanın bağlı olduğu Ferencvaros’un muhalefet partilerinden destek alarak seçilen bağımsız Belediye Başkanı Krisztina Baranyi kampüs planındaki dört caddeye anlamlı isimler verdi. Uygur Şehitleri (Martirleri) Caddesi, Özgür Hong Kong Caddesi, Dalai Lama Caddesi ve Çin’de tutuklanan Katolik rahip Xie Shiguang’ın adının verildiği cadde tabelaları uluslararası basında büyük ilgi gördü. Baranyi “mağdur toplumların yanında olmak özgürlük ve dayanışma ruhunun gereği” diye konuştu.
Belediyenin tabela protestosuna Macaristan Başbakan Yardımcısı Zsolt Semjen tepki göstererek, tabela değişikliklerinin Batı dünyasına bir sadakat mesajı olabileceğini ama Uygur ve Hong Kong toplumlarına faydalı olmayacağını söyleyerek “Çin ile ilişkilerimizin iyi olması ulusal çıkarlarımız lehine. Çin’den gelen 1 milyon doz aşı olmasa pek çok insanımız hastalanırdı” ifadelerini kullandı.
“Sorunumuz diktatörlüklerle“
5 Haziran günü, 2019 yerel seçimlerinde farklı siyasi eğilimlerden gelen 6 muhalefet partisinin ortak adayı olarak Budapeşte Belediye Başkanlığına seçilerek 2010’dan beri tek başına iktidar olan Orban liderliğindeki Fidezs Partisi’ne bugüne kadar ki en büyük seçim yenilgisini yaşatan Gergely Karacsony’nin öncülüğünde bir protesto mitingi gerçekleştirildi.
Karacsony, mitingde Fudan protestolarının hükümete muhalefetin simgesi olduğunu vurguladığı konuşmasında, Çin’deki demokrasi ve insan haklarına aykırı uygulamaları da dile getirerek “bizim sorunumuz diktatörlüklerle. Budapeşte’de birlikte yaşadığımız Çinli komşularımızla bir problemimiz yok” ifadelerini kullandı.
Karacsony arkasındaki ekrana, bir gün önce yıldönümü olan 1989 Tiananmen Meydanı protestolarında tankların karşısında tek başına duran bir eylemcinin bulunduğu simge fotoğrafı yansıttı.
Karacsony’nin miting konuşmasında Çin’le ilgili ifadelerine Çin Budapeşte Büyükelçisi, Facebook hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Büyükelçi mesajında, ülkesi hakkında demokrasi ve evrensel değerler üzerinden yapılan yorumları eleştirdi.
“Winnie”nin gözü Öğrenci Şehri’nde
Miting alanı renkli anlara da sahne oldu. Mitinge, sosyal medyada Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’e benzetildiğine dair espriler yapılması üzerine Çin’de yasaklanan Winnie the Pooh çizgi filminin baş karakteri Winnie’nin maskotları damgasını vurdu.
Karacsony’nin konuşma boyu kürsüde misafir ettiği küçük Winnie maskotu uluslararası basında dikkat çekti.
Miting sırasında bir eylemcinin taşıdığı, üzerinde Student City (Öğrenci Şehri) yazılı bir bal çanağına doğru hareketlenen Winnie maskotu sosyal medyada büyük ilgi gördü.
Orban’ın Mao’ya benzetildiği illüstrasyon ve Orban’ın Şi’nin ile birlikte görüldüğü çeşitli dövizler de taşındı.
Mitingde 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanına kadar hukuki varlıklarını korumuş olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti ve Tibet Cumhuriyeti tarihsel bayrakları da taşındı.
Miting sırasında “Uygur Soykırımını durdur” yazılı pankartın ardında yürüyen bir Uygur’un görüntüsü uluslararası basında geniş yer buldu.
Uyghur for Freedom adlı Avrupa’da etkinlik gösteren bir organizasyonun sözcülüğünü yapan aktivist Ümit Hatip, Macaristan’daki tartışmalara dair izlenimlerini Serbestiyet ile paylaştı.
Hatip, “Uygur Soykırımını durdur” ve “Devlet terörünü durdur” yazıları olan pankartı, başında Uygur milli başlığı doppası, omzunda eski Doğu Türkistan Cumhuriyeti bayrağıyla verdiği görüntünün uluslararası basında gördüğü ilgiden memnun.
“Budapeşte Uygurlar için yürüdü” gibi başlıklar gördüğünü söyleyen Hatip, 15 senedir Macaristan’da Uygur toplumunun problemlerini anlatmaya çalıştığını bu olayın ilgiyi arttırdığını söyledi.
Macaristan’da projeyle ilgili bir başka kaygının da artan Çinli nüfus olduğunu söyleyen Hatip, kurulması planlanan kampüsteki öğrencilerin büyük çoğunluğunun da Çinli olacağına dair duyumların olduğunu söyledi:
“Budapeşte’de 45 bin Çinli nüfus var ve Macaristan halkının ekonomik durumunda, durumu iyi Çinliler burada rahatlıkla işletme ve arazi alımları yapıyor. Her 500 metrede bir Çin lokantası var.”
Hatip’in aktardığı ilginç bir detay da Budapeşte’de bulunan Uygur geleneksel yemekleri yapan bir lokantaya dair.
Altın Diyar adlı Uygur lokantasının sahibinin Çinli olduğunu söyleyen Hatip, lokantaya müşteri olarak gelen Macarların Uygur meselesiyle ilgili sorularına mekan sahibinin toplama kamplarını savunan yanıtlar verdiğini anlatan Hatip, “hem Uygurların yemeklerini satıp para kazanıyor, hem meseleyi soranlara Çin rejiminin propagandalarına yapıyor. Lokantayı siyasal propaganda bürosu gibi kullanıyor” dedi.
Sosyalist Parti’de ve “Turancı” Jobbik’de çekinceler
Sosyalist Parti meseleye muhalefetin geneline göre daha temkinli bakıyor. Macaristan Sosyalist Partisi’nin Çin ile ilişkileri genelde iyi seyrettiği biliniyor.
Turancı çizgisi nedeniyle Türkiye’de milliyetçi kesimlerle de yakın ilişkileri olan Jobbik Partisi de Orban iktidarına yönelik etkili bir muhalefet kampanyasına dönüştüğü için eylemleri destekliyor.
Jobbik, Orban yönetimine muhalif olmasına rağmen Batı ülkelerine yönelik güvensizlikten ötürü Rusya ve Çin’i Macaristan dış politikası için yakınlaşılabilecek alternatifler olarak gören Macar ulusalcısı bir bakış açısına sahip.
Fudan’da Cinayet
Fudan Üniversitesi Budapeşte Kampüsü tartışmalarıyla gündemde yer alırken Şangay’daki ana kampüsü de Çin’de gündem oldu. Üniversitenin Çin Komünist Partisi temsilcisi, aynı üniversitede görev yapan bir akademisyen tarafından öldürüldü. Üniversitedeki parti komiserinin öldürülmesi, Çin’de hemen her kurumda bulunan parti temsilcisi pozisyonuyla ilgili tartışmaları hatırlattı. Fudan Üniversitesi daha önce de bir yüksek lisans öğrencisinin oda arkadaşını zehirleyerek ölümüne sebep olduğu başka bir dehşet verici cinayetle gündeme gelmişti.