Yurt dışında uzun süre kalmış kişiler sanki daha objektif tahlil yapabiliyor. Seçimler bitti ve beklendiği gibi Sayın Erdoğan kazandı. Hayırlı olsun diyelim.
Erdoğan halkı daha iyi tanıyor. Kampanyasını terör,milliyetçilik ve güçlü ordu ve Yeni Yüzyılda güçlü Türkiye gibi halkın kılcal damarlarına hitap eden negatif denebilecek bir sisteme oturttu.( Amerika’da 2016 seçimlerinde Donald Trump da negatif bir kampanya yürütmüştü.) Halbuki Sayın Soylu adı edilen PKK militan sayısının 100’ün altında olarak vermişti! Türkiye’de terör hortlarsa bu daha ziyade sığınmacılarla yerli halk arasında olur. Erdoğan enflasyonu unutturdu ve deprem bölgelerinde dahi kazanarak deprem yıkıntısını çürük yapı yerine Allah’a bağladı.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu daha pozitif bir kampanya ile hak, adalet, şeffaflık ve liyakat üzerinde durdu. Özellikle halkın bir kesimi bunlarla ilgili değil. İktidarın kamu imkanlarını kullanmasını da doğal görüyor. Kemal Beyin yaklaşımı burjuvazinin hakim olduğu Avrupa ülkelerinde geçerli olurdu.(Hoş orada bunlara gerek yok ki!) Muhalefet neticeleri sonradan vatandaş olanlara bağlıyor. Belki kısmen ama aradaki fark bunu izah etmiyor.
Dilim varmıyor ama Kemal Beyin Alevi olması bazı seçmenleri etkiledi ise üzülürüm. Bunları aşmamız gerek. Amerika 1960 da Kennedy’i seçerek ilk Katolik C.Başkanını Beyaz Saraya oturttu.2020 seçimlerinde Biden’in da Katolik olduğunun lafı edilmedi. 2008 yılında Obama’yı seçerek o düzeyde ırk ayırımına son verdi.
Kemal Bey polarize olmuş Türkiye’de farklı görüşleri olan 6’lı masayı kurmayı başardı.
Bazı analistler Sayın Erdoğan’ın artık daha yumuşak olabileceğini düşünüyor. Olmaz. Doğasında yok.
Bizim bulunduğumuz bölgede kadercilik hakim. İnanç esas. Henüz düşünce düzeyine geçemedik. Değişim isteyenlerin çoğu Marmara, Ege ve Akdeniz sahillerinde dünyaya daha açık bölgelerde oturanlar.
Halkın bir kısmı ne yaparsa yapsın Reis’ine bağlı.
Halk olarak hemen her şeyi Büyük Allah’a bağlıyoruz. Mesela Tanrı neden sakat doğanlardan sorumlu olsun. Tıbbi nedenler yok mu! Neden tabiat olaylarından sorumlu olsun. İklim değişikliğine neden olanlar insanların kendisi.
Kısacası düşünce düzeyine geçemedikçe, doğru dürüst eğitim sistemi kuramayıp sağlam bir burjuvazi ve onun getirdiği bürokrasi ve kurumları yerleştiremedikçe yalpalayıp dururuz. Demokrasi gelmez.
Türkiye’nin beka sorunu ise esas itibariyle ekonomidir.