Kanada’da 28 Nisan 2025 genel seçimlerini, Trump karşıtı Başbakan Mark Carney kazandı. Carney’in Liberal Parti’si, hem oy oranını hem de sandalye sayısını artırarak önemli bir başarı elde etti. Bu artışı, Donald Trump’ın Kanada’ya yönelik ticaret savaşları ve tehditlerine karşı ulusal bir tepki olarak değerlendirmek mümkün. Liberal Parti, oyunu yüzde 32.5’ten, yüzde 43’e çıkarttı. Milletvekili sayısını da 160’tan 168’e yükseltti. Liberal Parti, dördüncü kez üst üste hükümet kurma yetkisi elde etti. Ancak 343 sandalyeli Avam Kamarası’nda 172 sandalye ile çoğunluğu sağlamak için gereken sayıya ulaşamadılar. 167 sandalye ile azınlık hükümeti kurmaları bekleniyor.
Ana muhalefetteki Muhafazakarlar, Pierre Poilievre liderliğinde 145 sandalye kazandı. Aslında Poilievre’den beklentiler daha büyüktü. Bir süre önceye kadar anketlerde önde gidiyordu. Poilievre, Ontario’daki Carleton seçim bölgesinde kendi koltuğunu da kaybederek çok ağır bir yenilgi yaşayacak gibi görünüyor. Tuhaf bir durum da Poilevre’in partisinin önceki seçime göre oy artışı yaşamasına rağmen, parti liderinin kendi seçim bölgesinde kaybetmek üzere olması.
Poilievre, göçmen karşıtı bir siyasetçi olmakla birlikte kendi eşi Venezuela kökenli bir göçmen. Sert bir dili olan Poilievre’in, önceki Başbakan Trudeau’ya “kaçık” dediği için, geçmişte başı belaya girmiş. Poilievre, kampanyasında Trump’ın “Önce Amerika” söyleminden esinlerek, “Önce Kanada” söylemini kullansa da toplumu ikna etmeyi başaramadı. X platformuna baktığımızda, başörtülü bir genç kadının, Poilievre’in yenilmesi sonrasında bir rahatlama yaşadığını görebiliyoruz: “Bir daha asla onun yüzünü görmeyeceğim ve o sinir bozucu sesini duymayacağım.”
Sonuç olarak, Müslüman seçmen kitlesi, Poilievre’e ısınamadı.
Yeni Demokrat Parti (NDP) lideri Hint kökenli Jagmeet Singh de koltuğunu kaybetti ve sadece 7 sandalye kazanabildi. Singh, parti liderliğinden istifa etti.
Kanada’da, seçim kampanyası boyunca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’ya yönelik tehditleri ve ticaret politikaları, özellikle de Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olması yönündeki açıklamaları, Kanada’da milliyetçi duyguları artırdı. Bu durum, Liberal Parti’nin ve Carney’in desteklenmesine katkı sağladı. Marc Carney, efsanevi solcu Başbakan Trudeau ile aynı partiden olmakla birlikte, aralarında bazı farklar da var. Carney, finans ve bankacılık kökenli bir isim. Geçmişte İngiliz Merkez Bankası’nı yönetmiş. O yüzden, Trudeau’ya oranla daha merkez bir çizgiyi, ekonomik yönden daha sağcı bir çizgiyi temsil ediyor.
Mark Carney, seçim zaferinin ardından yaptığı konuşmada, “Trump bizi parçalamaya çalışıyor” diyerek, Kanada’nın egemenliğini koruma ve ABD baskılarına karşı durma sözü verdi. Avrupa ve Asya ile ittifakları güçlendirme ve ABD’ye olan bağımlılığı azaltma hedeflerini de vurguladı. Seçim sonuçları Liberal Parti’nin azınlık hükümeti kurmasıyla sonuçlanacak gibi.