Amerika uzun zaman önce izalasyonist yani içeriye dönük bir politika izlemişti. Dünya harpleri ve özellikle 2’nci Dünya Harbi bunu değiştirdi.
Üstelik dünya ticaretinin böylesine yaygın olması da dünyaya açılmasına katkıda bulundu.
Eski Başkan Trump milliyetçi bir söylemle Amerika’nın artık başkalarına yardım yerine kendi içinde ekonomisini güçlendirmeyi, mülteci akınını durdurup Amerika’nın “beyaz ırk” olarak devam etmesini istiyor.
Amerika yani Trump dünyanın değişik ülkelerindeki yatırımları unutuyor herhalde.
Trump Federal Hükümet’den ve bürokrasiden hoşlanmıyor. 2016 seçimlerinde “ben Hükümete vergi ödeyecek kadar aptal değilim” demişti ! Demokrasinin bir kurumlar sistemi olduğunu da fark etmiyor herhalde !
İklim değişimine inanmıyor.
Amerika da artık demokrasiyi dünyaya yayma politikasından vazgeçmeli. Zaten başarılı olmuyor.
Trump’ın dünyadaki dostları da otoktratik milliyetçiler. Putin’i seviyor. İsrail’den vazgeçemez. Macar lider Orban’dan hoşlanıyor. Körfez otokratlarına değer veriyor.
Kuzey Kore diktatörüne de dostum demişti. Konuşmalarında hakaret edecek kadar ileri gidebiliyor. C.Başkanı Erdoğan’a bir papazın serbest bırakılması için yazdığı mektubun örneğini diplomasi tarihinde bulmak mümkün değil.
Trump Avrupalılardan ve Nato’dan hiç hoşlanmadığını açıklamıştı.” Ben Başlan olsaydım Putin Ukrayna’ya saldırmazdı” derken nedenini de açıklamıyor.
Söyledikleri tutarsız. Amerika artık beyaz olamaz. Mültecilerden meydana gelen Amerika işçi gücüne yani mültecilere muhtaç.
Trump’ın dış dünyada başiıca derdi , ABD’nin rakibi Çin. Başkan Biden Çin’e karşı Çin’in komşularıyla adeta koalisyon kurmuştu. Trump bundan vaz mı geçiyor! Keza Çin’e karşı Avrupa desteğini istemiyor mu !
Çin Sovyetler Birliğinden daha güçlü bir rakip. Zira Sovyetler gibi diğer ülkelere rejimini kabul ettirmek gibi bir davranış içinde değil. Ayrıca Çin dünya ticaretinde ve teknolojide önemli yer tutuyor. Üstelik, Amerika’nın bir de Çin ile ilgili Tayvan sorunu var.
Avrupa ve Avrupa dahil dünyanın çeşitli bölgelerindeki üsleri vasıtasıyla Amerika’nın askeri ve stratejik üstünlüğünü sağladığını Trump herhalde fark etmiyor.
İçine kapanık ve ticarette korumacı Amerika dünya ticaretinde oynadığı ezici üstünlüğü ve doların hakimiyetini nasıl devam ettirecek!
Dünya çok değişti. Dünya iç içe yaşıyor her anlamda. Meczup da olsa bunu görmemesi mümkün değil.
Herhalde Putin de Çin lideri de aksini söyleseler de Trump’ı destekler.
İşin en ironik yönü dünyanın en büyük demokrasisi olduğunu söyleyen Amerika (akıl alır gibi değil) bir sabıkalı ile eski savcı arasında seçim yapacak. 10 Eylül TV karşılaşmasında da eski savcı tartışmaya hakimdi.