Manşet

Almanya’da Türk anne-oğul yangında öldü: “Yangına yol açan kasıtlı bir davranış olduğunu varsayıyoruz”

Almanya'da anne Emine Çoban ve oğlu Umut Can Çoban'ın hayatını kaybettiği yangınla ilgili kundaklama şüphesiyle savcılık soruşturma başlattı. Brandenburg Eyalet Savcılığı Sözcüsü Ingo Kechichian: "Teknik bir arıza değil, yangına yol açan kasıtlı bir davranış olduğunu varsayıyoruz."

Fransa’da toplu tecavüz davasında zanlı Dominique Pelicot ifade verdi: ‘Ben de diğerleri gibi bir tecavüzcüyüm’

Fransa’da toplu tecavüz davasında, eşine uyuşturucu vererek farklı erkekler tarafından 10 yıl boyunca istismar edilmesine neden olan Dominique Pelicot katıldığı duruşmada, tüm suçlamaları kabul etti.

Sınıf gerçeğine uyanmak

Birkaç göstergede ayrışan dindar olan ve olmayan iki patron, iş tutuş biçimlerinden tüketim ve harcama kalıplarına kadar birçok alanda, hem kendi başına hem de ailece aynı sınıf ayrımı, bilinci, hatta yeri geldiğinde dayanışması ile hareket etmektedir. Dindar bir patronun hayatın içindeki tercihleri dindar bir işçinin tercihlerinden ziyade dindar olmayan bir patronun tercihleriyle örtüşür. Benzer şekilde, dindar bir işçinin asıl kader ortağı, dindar olmayan iş arkadaşıdır. Her hâlükârda, hayatın tek gerçeği olmasa da, sınıf gerçeği sert ve acımasız biçimde apaçık önümüzde...

Dindarlar neden çocuklarını “Hulusi Akar Eğitim Sistemi”nden uzak tutmalılar?

Kendi çocuklarına değer aktarmak isteyenler, bitmez tükenmez tekrarların, yoğun ve bıktırıcı ‘yükleme’ seanslarının çocuklar üzerinde amaçlananın tam tersi sonuçlar üreteceğini bilmeliler. Türkiye’nin muhafazakâr iktidar tecrübesi bu açıdan ders niteliğinde sonuçlar üretti ama bir patikada fazlaca yol alıp da geri dönüş imkânı tükenince o patikanın doğru patika olduğunu savunmaktan başka çare kalmayabiliyor. Hulusi Akar Eğitim Sistemi, böyle bir çaresizliğin önerisi olarak duruyor karşımızda.
- Advertisement -

Bir Efsane, Bir Kahraman, Bir Aziz: Dostoyevski

Dostoyevski’nin hem ketum tavrı hem de önümüze koyduğu eşsizi dünyanın derinliği onu anlamamızı zorlaştırır.  Onun dünyasının içine girmek kolay değildir; aklın cesaretini kırar ve insanı korkutur. Dostoyevski’yle aramızda sağlıklı bir bağ kurmanın yolu, kendi kökümüzü kazımayı ve kendimizle yüzleşmeyi gerektirir. Bize biraz daha Dostoyevski lazım…

En Son Çıkanlar