Avrupa Birliği’nin en yoksul ve siyasi bakımdan en istikrarsız ülkesi Bulgaristan’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tur tamamlandı. Bu sene dördüncü kez sandık başına giden ülkede Rumen Radev, rakibi Anastas Gercikov’u geride bırakarak ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildi. Katılımın %33 düzeyinde kaldığı seçimde Radev oyların %63,9’unu aldı. Türkiye’deki seçmenler ise bu turda etkin katılım göstermediler; ilk turda Türk Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Karadayı’yı desteklemek için 90 bin seçmen sandığa gitmişken, sayı bu turda 23 binde kaldı.
Bulgaristan’da 1989’da yıkılan komünist rejimin ardından ülke demokratikleşme adına hamleler yapsa da son yıllarda eski alışkanlıklar kendini gösteriyor. Ülkede hâkim olan siyasi istikrarsızlığın en önemli sebebi mafyalaşmanın, yolsuzluğun ve kanunsuzluğun artık aşikâr hale gelmesi. Bu durumun başta gelen sorumlusu olarak ülke siyasetini on yıldır tekeline almış olan Başbakan Borisov gösteriliyor. Değişen ve Avrupalılaşan Bulgar toplumunu komünist dönemin siyasi pratikleriyle yönetmeye çalışan Borisov’a göreyse hata kendisinde değil, Cumhurbaşkanı Radev’de.
Uzun zamandır devam eden protestoların ardından meşruiyetini sağlamlaştıracağı ve Cumhurbaşkanı Radev karşısında gücünü takviye edeceği ümidiyle Nisan ayında seçime giden Borisov umduğunu bulamadı; iktidarı kaybetti. Yeni kurulan ve sandıktan birinci çıkan “Böyle Bir Halk Var Partisi” de koalisyon görüşmelerinden netice alamayınca Cumhurbaşkanı Radev geçici bir teknokrat hükümet kurdurarak erken seçime gitti. Bu teknokrat kabinede Kiril Petkov ve Assen Vassilev ikilisi Borisov iktidarlarının yolsuzluklarını açığa çıkarmış ve Borisov’un siyasi güvenilirliğini yitirmesine sebep olmuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Borisov’un adayı olan Anastas Gercikov’u büyük farkla geriden bırakan Radev’in, Borisov karşıtlarının oylarını konsolide etmeyi başardığı söylenebilir.
Peki Rumen Radev kim ve cumhurbaşkanlığını ikinci kez nasıl kazandı?
Yıldızı parlayan ve Batı’ya inanan bir asker
18 Haziran 1963’te Bulgaristan’ın Dimitrovgrad kentinde Türkler arasında “Harmanlı” olarak bilinen Slavyanovolu bir ailede dünyaya gelen Rumen Radev, başarılı bir öğrenci oldu. Haskovo Matematik Lisesi’ni 1982’de birincilikle bitirdi. Amacı asker olmaktı.
Başarılı bir sınavın ardından Georgi Benkovski Bulgar Hava Kuvvetleri Üniversitesi’ne giren Radev, 1987 yılında buradan da birincilikle mezun oldu. Eğitimini ABD’de sürdüren Radev 1992’de Maxwell AFB’deki ABD Hava Kuvvetleri Filosu Subay Okulu’nu da başarıyla tamamladı.
Komünist rejimden henüz kurtulan ve rotasını AB ve NATO güzergâhında belirleyen ülkede, ABD’de aldığı bu eğitim ona müthiş bir prestij kazandırdı.
Ülkesine dönen Radev, 1994-1996 yılları arasında Bulgaristan’ın en köklü ve seçkin askeri okulu olan Rakovski Savunma ve Kurmay Koleji’ne devam etti. Buradan da birincilikle mezun olan Radev, bu esnada Bulgaristan Hava Kuvvetleri’ndeki mesaisine başlamıştı.
2003 yılında tekrar ABD’ye giden Radev, Maxwell AFB’deki Hava Harp Okulu’nda Stratejik Araştırmalar alanında yüksek lisans eğitimi aldı ve onur derecesiyle mezun oldu. Tekrar ülkesine dönen Rumen Radev, uçuş ekiplerinin taktik geliştirmesi ve hava muharebe simülasyonu alanında askeri bilimler doktoru unvanına sahip oldu.
Bulgaristan 2004 yılında NATO’ya dahil olmuş ve Radev de bu esnada NATO’nun kalbinde en gelişmiş uçak sistemleriyle eğitimini tamamlamıştı. Bulgaristan Hava Kuvvetleri’nde hızla yükselmesi için önünde hiçbir engel yoktu.
İlk olarak 2009 yılına dek Bulgaristan’ın en büyük üslerinden Üçüncü Hava Üssü Komutanı oldu. Ardından Bulgar Hava Kuvvetleri komutan yardımcılığına getirildi. Beş yılın ardından 2014 yılında Rumen Radev artık ülkenin Hava Kuvvetleri Komutanı’ydı.
Asker olarak Batı ittifakına inanan Radev’in siyasetteki tercihi ise daima Rusya oldu. Askeri okuldaki eğitiminin devam ettiği 1980’li yıllarda Bulgaristan Komünist Partisi’nin aktif bir üyesiydi. İlerleyen yıllarda partiye katılma amacını askeri rütbe almak olarak açıklasa da geçmişinden pişman olmadığını ifade etti. Ordudaki görevi esnasında da kendisine en yakın parti Bulgaristan Sosyalist Partisi’ydi. Nitekim siyasete girişi de bu partinin desteğiyle oldu.
2016 Seçimleri
Bulgaristan Hava Kuvvetleri Komutanı Radev’in ismi 2016 cumhurbaşkanlığı seçimleri için anılmaya başlamıştı. Henüz adaylığını duyurmamıştı ama bir asker olarak siyasette sivillere karşı başarılı olup oylamayacağı hususundaki endişelerine rağmen askerlikten istifa edip Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bağımsız aday olduğunu duyurdu. Tabii en büyük destekçisi Bulgaristan Sosyalist Partisi’ydi.
Yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde 21 adayın sıklıkla tartıştığı mesele Rusya olmuştu. Her aday tek tek Batı ittifakı yanında Rusya’yla ilişkileri nasıl tanzim edeceğini ifade etti. Anketlerde ikinci tura kalması öngörülen Rumen Radev ve Tsetska Tsacheva’nın ikisi de bu tartışmalardan uzak kalmadılar. AB ile Rusya arasında köprü rolü oynayacaklarını ifade eden ikili Rusya’ya yönelik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunacaklarını vaat etmişlerdi. Putin’in Suriye’deki hamleleriyle yükselen karizması Bulgaristan’daki Rus etkisini de artırmıştı.
Radev, Ağustos ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetteki Sosyalist Parti’nin desteklediği aday olarak ilk turda %25,44 oy aldı ve ikinci tura kaldı. İkinci turda iktidar partisi GERB ve lideri Borisov’un adayı Tsetska Tsacheva idi. Tsacheva değişen Bulgar toplumunun cumhurbaşkanı olarak görmek isteyeceği bir kadın siyasetçiydi. Başarılı ve uyumluydu. Oysa Radev’in seçilmesi durumunda Başbakan Borisov’la yıldızının uyuşmayacağı tahmin ediliyordu. Ancak Radev, ikinci turda kendisine göre popüler bir isim olan Tsacheva’yı %59,37 oy oranıyla mağlup etti ve Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
Tahminler doğru çıktı ve göreve geldiği günden itibaren Radev’in yıldızı Borisov’la barışmadı. İkili zaman zaman kameralar karşısında dahi zıtlaşmaktan geri durmadı. Radev’e göre Borisov mafyatik eğilimleri olan bir lider, yolsuzluklara göz yuman bir siyasetçiydi. Üstelik ülkedeki siyasi muhalefeti boğmaya yemin etmişçesine otoriter eğilimleri olan birisiydi.
Cumhurbaşkanlığı görevinin ilk iki yılında Radev, Borisov hükümetinin on dokuz yasama teklifini veto etti. Çeşitli açık oturumlarda yan yana gelmekten kaçınan ikili, zaman zaman canlı yayınlarda tartışmaktan çekinmediler. Radev Borisov’un yolsuzluk yaptığını canlı yayınlarda da dile getirdi.
2019 yılında Borisov Yüksek Yargı Konseyi’ne Ivan Geshev’i atamak istedi. Ancak Radev bu kararı veto etti ve bir başka adayın teklif edilmesini istedi. Fakat rüzgâr Borisov’dan yanaydı ve parlamentoda Geshev’in adaylığı tekrar onaylandı.
Kısa bir süre sonra yüksek yargıyı Borisov’a kaptıran Radev’in başını ağrıtacak bir iddia ortaya atıldı. Geshev göreve başlar başlamaz Radev’in Borisov’un telefonlarını dinlettiğini öne sürdü. Geshev’le araları veto olayından ötürü gergin ola Radev iddiaları reddetti. Borisov Radev’i köşeye sıkıştırmıştı ancak her ne olduysa taraflar bir süre sonra sessizliğe gömüldü ve iddialar unutuldu.
Askeri eğitimini ABD’de alan ve NATO askeri sistemine hâkim eski bir asker olan Radev, siyasette Rusya’ya meyyal tavırlarıyla dikkat çekiyordu. Şubat 2017’de Kırım’ın ilhakının ardından ABD ve AB ülkelerince Rusya’ya uygulanan yaptırımları kınadığını açıkladı. Diyalog çağrısında bulunan Radev, yine de Kırım’ın ilhakını uluslararası hukukun ihlali olarak nitelemekten geri durmadı.
Radev’in dış politikadaki savrulmaları NATO-Rusya meseleleriyle sınırlı değildi. Mart 2017’deki parlamento seçimlerinde Türkiye’de yaşayan Bulgar seçmenlerinin Türk hükümetince manipüle edildiğini ve sınırın iki tarafında da oy kullanmaya teşvik edildiğini iddia eden Radev, Türkiye’yi Bulgaristan’ın içişlerine karışmaması konusunda uyardı. Birkaç ay sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya gelen Radev, Türkiye’yi müttefik ve dost bir komşu ülke olarak gördüklerini söyledi. Ocak 2018’de Afrin’e askeri harekât yapan Türk ordusunu işgalci olarak niteledi ve AB’nin bunu durdurmak için müdahale etmesi çağrısında bulundu. Fakat 2018 yılında Erdoğan’ın göreve başlama törenine katılan tek AB üyesi devlet başkanı da Radev oldu.
2019’da hükümetin ABD’yle yaptığı 2 milyar levalık F-16 anlaşmasını veto eden Radev böylece Borisov hükümetiyle en ciddi krizini yaşadı. Kendisinin de hava kuvvetleri komutanlığı yaptığını ve bu maliyetin çok yüksek olduğunu bildiğini kamuoyuna ifade eden Radev, alternatif olarak Rus askeri jetlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ancak kamuoyunu ikna edemedi ve Borisov parlamentoda daha büyük bir çoğunlukla kanun teklifini kabul ettirdi.
Şubat 2020’de Borisov’la Radev arasında kılıçlar yeniden çekildi. Borisov hükümetine karşı düzenlenen yolsuzluk protestoları esnasında canlı yayında hükümete güven duymadığını ve desteğini çektiğini ifade eden Radev, Başbakan’a istifa çağrısında bulundu. Radev, hükümetin yolsuzluk yaptığını da ifade etti. Borisov ise ülkede yönetimi tek başına ele almayı hedeflediği iddiasıyla Radev’i suçladı.
2021 Seçimleri
Pazar günü sonuçlanan seçimlerde yolsuzluk karşıtı bir propaganda yürüten Radev, ikinci turda zafere ulaştı. Seçim sürecinde Bulgaristan toplumunun artık eski alışkanlıklarla yönetilemeyeceğini ifade eden Radev şeffaf bir siyaset vaat etti. Cumhurbaşkanı olarak ikinci döneminde hiçbir şey yapmasa dahi yolsuzlukları bertaraf edeceğini söyleyen Radev, ülke içindeki mafyalaşmaya da göz yummayacağını vurguladı. Ülkesine inancını yitirmemiş Bulgar seçmeni ikna etmeyi başaran Radev, 1989’da sona eren komünist rejim sonrası dönemin beşinci cumhurbaşkanı olarak ikinci kez seçilmiş oldu.
Seçim akşamı galibiyetini kutlamak amacıyla yaptığı konuşmada “halkımız yolsuzluk ve kanunsuzluktan kurtulmak, iktidardan mafyayı uzaklaştırmak arzusunu bu seçimlerde açıkça belirtti. Ülke olarak zor bir süreci ve siyasi olarak da çokça seçimin yapıldığı bir ayı geride bıraktık. Artık önümüze bakmamız gerekiyor. Yeni parlamentonun hata yapma lüksü yok, çünkü çok vakit kaybettik. Toplumumuz kurulacak hükümetten yargı reformunu bekliyor” dedi. İlk fırsatta seçimlerin galibine hükümeti kurma görevini vereceğini ifade eden Radev, böylece hükümeti kurma görevini Petkov’a vereceğini de belirtmiş oldu.
Radev’in açıklamasından sonra sorulara yanıt veren muhtemel başbakan Kiril Petkov da “Bulgaristan için en doğru karar buydu. Rumev Radev, değişimi devam ettirecek cumhurbaşkanıdır” dedi ve ekledi: “Bulgaristan yeni döneminde NATO ve AB yönelimli, aktif ve güçlü politikalar takip edecek.” Hükümet için çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Petkov, maliye bakanının Assilen Vassilev olacağını söyledi.
Seçimden kısa bir süre önce Radev, yeniden seçilmesi halinde Bulgaristan’ın Batı ittifakındaki yerini güçlendireceğini ifade etmişti.
Uzmanlar “Radev artık bir Moskova taraftarı değil. Bu algıyı çoktan değiştirdi. Onun ekseni artık Batı ve ABD” yorumları yapmış ve Petkov’la birlikte dış politikada uyumlu çalışacaklarını belirtmişlerdi.
Ancak Radev’in seçimden sonra yaptığı ilk konuşmada Kırım’ın Rus toprağı olduğunu ifade etmesi yorumcuları şaşırttı. ABD ve AB tarafları ise bu açıklamaya sert tepki gösterdi. ABD tarafından yapılan açıklamada “Radev’in Kırım’ı Rus toprağı olarak nitelemesinden kaygı duyulduğu ifade edildi ve ABD, G7 ülkeleri, Avrupa Birliği ve NATO, Rusya’nın ilhak girişimine ve süren işgaline karşı net bir biçimde tavrını ortaya koymaktadır” denildi.
Radev-Borisov ikilisinin açmazı yolsuzluklar idi. Radev-Petkov ikilisinin açmazı da dış politika olacak gibi görünüyor.
Kabine çalışmaları ne durumda?
Kabine için çalışmalarını sürdüren Petkov, sağ ya da sol hiç fark etmez, yolsuzluklara karşı bizimle birlikte olacak herkese kapımız açık dedi. Seçimden sonra yaptığı açıklamada, kabinede isimlerden çok prensipler üzerinde çalıştıklarını ve prensiplerde anlaştığı kimselerle hükümeti kuracaklarını ifade etmişti.
Basına sızan bazı iddialara göre Kiril Petkov başbakan, Assen Vassilev maliye bakanı, “Evet Bulgaristan Partisi” lideri ve eski adalet bakanı Hristo Ivanov yeniden adalet bakanı olacak. Hristo Ivanov, Borisov hükümetinde adalet bakanıyken yolsuzluklara tahammül edemediğini söyleyerek istifa etmiş ve Evet Bulgaristan Partisi’ni kurmuştu.
Yeşiller Hareketi lideri Borislav Sandov yaptığı açıklamada “ilkelerde anlaştığımız takdirde hükümeti destekleyebiliriz” demişti. Yolsuzluk karşıtı açıklamalarıyla bilinen Sandov, her şeyin kameralar karşısında ve şeffaf yapılması durumunda hükümette yer alabileceği mesajını verdi. Petkov’a yakın isimler Sandov’un çevre ve su bakanlığı için düşünüldüğünü ifade ediyor. Bir diğer söylentiye göre ise Bulgar Sosyalist Partisi’nden Georgi Gokov çalışma ve sosyal politika bakanlığına getirilecek. Petkov, kendisini destekleyen partiden bir ismi kabineye alarak Cumhurbaşkanı Radev’e bir jest yapmayı amaçlıyor olabilir.