Ana SayfaGÜNÜN YAZILARISviatlana direniyor… Belaruslular, Ukrayna saflarında…

Sviatlana direniyor… Belaruslular, Ukrayna saflarında…

Sviatlana’yı dinlerken, Putin’in neden acımasızca Ukrayna’nın tepesine çöktüğü ortaya çıkıyor. Eskiden dünya, Sovyetler Birliği’nin egemenliğindeki sosyalist blokla, ABD yönetimindeki NATO kampı arasında bölünmüştü. Sovyetler, silahlanma yarışında ekonomik olarak iflas etti ve dağıldı.

BBC’nin ünlü Hardtalk programında Belarus muhalefetinin kadın lideri Sviatlana Tikhanovskaya konuşuyor:

“Evet Belarus’taki muhalifler, Ukrayna direnişine gönüllü katılarak destek veriyor. Rus ordusuna karşı sabotajlar yapıyorlar, tren yollarını keserek saldırıyı zorlaştırıyorlar.” Sviatlana, Rusya’nın mutemedi olarak bilinen 28 yıldır Belarus’un başındaki Lukaşenko’nun 2020’deki seçimlerde güçlü rakibiydi.

Eşi Siarhei’nin tutuklanması üzerine aday olmuştu. Seçimlere hile karıştırıldığını iddia edince onun hakkında da tutuklama kararı çıkarılmıştı. Şimdi Litvanya’da sürgünde. Ülkesindeki baskıcı rejime karşı direnişe destek veriyor. Sviatlana, Ukrayna’yla ortak bir kader yaşadıklarını söylüyor ve özetle şunları vurguluyor: “Putin bizleri yeniden bir demirperdenin içine hapsetmek istiyor. Bir devlet, ordudan, karar alanlardan ve iktidardan ibaret değil.

Her devletin bir de halkı vardır. Belarus halkı, Ukrayna halkının yanındadır. Onun direnişine destek veriyor. Belarus halkı tıpkı Ukraynalılar gibi, tıpkı Polonyalılar gibi, Romanyalılar gibi serbest seçim istiyor. Baskıcı bir rejimin yumruğu altında yaşamayı istemiyorlar. Sonunda kararı halklar verecektir.”

Putin bir sistemin simgesi

Sviatlana’yı dinlerken, Putin’in neden acımasızca Ukrayna’nın tepesine çöktüğü ortaya çıkıyor. Eskiden dünya, Sovyetler Birliği’nin egemenliğindeki sosyalist blokla, ABD yönetimindeki NATO kampı arasında bölünmüştü. Sovyetler, silahlanma yarışında ekonomik olarak iflas etti ve dağıldı.

Sosyalizmin eşitlik ve adalet iddiaları da uygulamalarla inandırıcılığını kaybetti. Batı merkezli, demokrasi iddialı bir rüzgar esti. Avrupa Birliği demokratik ilkeleriyle öne çıktı. Romanya, Macaristan, Çekya, Slovakya, Polonya, Litvanya, Bulgaristan gibi birçok sosyalist blok ülkesi AB üyesi oldular, Batı kampını tercih ettiler. Sosyalizm iddiasını yitiren Rusya, elindeki güçleri yeniden organize etti ve eski süper devlet iddiasını canlandırdı.

Putin, SSCB ya da Çarlık Rusya sınırlarını egemenlik alanı olarak görüyor. Hayali, bu toprakların tamamını fiilen ele geçirmek. Dünyanın dört bir yanındaki çatışmalara da “Benim hegemonya alanıma karışmayın” diyerek taraf oldu. Ancak geçmişte doğu bloğuna bağlı devletleri yeniden sınırları içine katma hesabı yaparken, Ukrayna, Belarus gibi ülkelerde ‘kamptan ayrılma’ talebi yükseldi.

Ukrayna’yı da “Benim demir perdem içindesin, başka tarafa yönelirsen yakar yıkarım” uyarısıyla işgale girişti. Ancak, Putin’in bütün tehditlerine rağmen, eski demir perde ülkeleri artık bu sistem altında yaşamak istemiyor. Tepelerinde korku üreten tek adamın, tek partinin diktatörlüğüne mahkum olmak istemiyorlar.

Serbest seçimlerin yapıldığı, herkesin özgürce kendisini ifade ettiği, bir sistem içinde yaşamak istiyorlar. Halkın tercihlerinin uzun bir deneyimin sonucu şekillendiği söylenebilir. Bölge halkları da kendi sezgileriyle Batı’yı tercih ediyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN

- Advertisment -