Ana SayfaGÜNÜN YAZILARITıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu?

Tıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu?

Ferdi Zeyrek’in siyasi hikayesi siyasetteki sosyal değişimi de anlatıyor. Eski sağ, muhafazakar esnafların çocukları üniversiteye gidiyor, sekülerleşiyor, eşrafın dilini bilen bu yeni nesil CHP statükosunu delip, kendine alan buldukça da 78 yıldır hareket etmeyen kayaları hareket ettiriyor.

48 yaşında elim bir kaza sonucu hayatını kaybeden Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in, 2024 yılında belediye başkanlığı kazanmasıyla ilgili bütün haberlerde “78 yıl sonra CHP’ye Manisa’yı kazandıran” cümlesi geçti.

78 yılın uzunluğu ve neden 2024’de bu tarihi sayfanın kapandığı üzerinde ise fazla durulmadı.

2024 için 78 yılın başlangıcı 1946’ya, yani Türkiye’deki ilk çok partili seçime dayandırılıyor.

Yani bu cümle aslında diyor ki; sandık ortaya konduğundan bu yana CHP hiç kazanamadı.

Aslında bu milat 1930’a kadar da çekilebilir.

Çünkü Cumhuriyet tarihinin ilk çok partili seçimi 1930 yerel seçimleriydi.

CHP’nin karşısında Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) vardı ve SCF’nin ikinci örgütlendiği şehir de Manisa’ydı.

7 Eylül 1930’daki meşhur kanlı ve olaylı İzmir Mitingi’nden sonra Fethi Okyar ve Serbest Fırka’nın önde gelenleri Manisa’ya geçmişlerdi.

Yol boyunca büyük kalabalıklar tarafından karşılanmışlar, kalabalıkları dağıtmak için kaymakamalar askeriyeden yardım istemek zorunda kalmıştı.

Manisa İstasyonu’nda da Fethi Bey’i büyük bir kalabalık karşılamış, halkın ani ve aşırı yüklenmesinden dolayı Manisa belediye binasının parmaklıkları çökmüş, yaralananlar olmuştu.

Son Posta Gazetesi’nin haberine göre, SCF lideri, konuşmasını bitirip İstanbul Oteli’nin balkonundan içeri girerken vilayet halkından Baytar Sıtkı Şükrü Bey Fethi Bey’den müsaade istemiş ve kalabalığa seslenmişti:

“10 sene evvel Manisa düşman ayağı altında inliyordu. Gazi bizi kurtardı. Cumhuriyet’e kavuşturdu. Sonra ortaya bir “mutemetler saltanatı” çıktı. Ve bizi esir etti. Vaziyetimiz, devlet reisinden en küçük memura kadar herkesi düşündürecek derecede fecidir. Fakat bu vaziyeti tetkik eden olmadı. Hasılı mutemetlerin elinde kaldık ve öyle devlet adamları gördük ki millete dayak attı. Öyle mutemetler gördük ki kaçakçılık yaptı, adam öldürdü ve sonra da bizi önünde secde ettirmek istedi. Meb‟uslarımız, aramıza girip dertlerimizi anlamak istemeye tenezzül etmediler.”

Dönemin gazetelerine göre SCF’ye Manisa’da birkaç ay içinde 6000 kişi üye olmuştu.

Manisa belediye seçimi için oy verme Ekim 1930’da başladı. Şehrin önde gelen esnafları SCF’den adaydı: Uncu Kamil, Manifaturacı Hafız, Bakırlı Halit, Eczacı Şerif, Dişçi Vehbi, Saatçi Bahaaddin Manifaturacı Hasan Bey…

Ama tüm Türkiye’de olduğu gibi tek parti rejimi sandığa müdahale etmişti:

“Düne kadar müdahalesiz geçen seçim bugün rengini değiştirmiştir. Bir aralık Merkez Memuru tarafından 3 vatandaş tutuklanmıştır. Şimdiye kadar CHF‟ye 17, SCF‟ye 600 rey verilmiştir. 8 Ekim 1930 akşamına kadar SCF 2000, CHF ise 30 kadar oy almıştır. İnzibatlar, Merkez Memuru’ndan aldıkları emirle, halkı özgür iradelerini rahatça değerlendirebilecekleri şekilde tek başlarına oy kullanacakları odaya almadılar. Belediye İntihap Dairesi’nde SCF mensuplarından hiç kimse bulunmamıştır. Bu durum Valiliğe ihbar edilmişse de hiçbir sonuç alınamamıştır. Gidişattan CHF belediye adayları da hoşnut olmamış olacaklar ki, bu partiden 20 kişi istifa etmiştir.

“CHF bir beyanname dağıtmak isteyince belediyenin önünde bir kargaşalık yaşanmış, arada sille, tokat cümbüşü olmuş, CHF ikinci namzetlerinden Müftüzade Ahmet Bey belediyenin üst kat pencerelerinden, halka atfen “tutun hapsedin şunları‟ diye haykırmıştır.”

“İntihabatta yolsuzluklar hüküm sürmektedir. Vaziyet, SCF’nin lehinedir. Ve bunun temadi edeceği ümidi vardır. Mektupta isimleri bulunan vatandaşlar, SCF lehine rey vermekte ısrar ettiklerinden karakolda tevkif edilmişlerdir. İntihabat gününe kadar hastalığı sebebiyle evinden çıkmayan jandarma kumandanı, o gün sokağa çıkmıştır. 6 arkadaşının karakola sevki üzerine halk karakolun önünde toplanmış, “kanun isteriz , yaşasın Fethi Bey‟ diyerek bağrışmıştır. Kaymakam ve kumandan halkı dağıtmak için cebir istimal etmişlerdir”

Bu şartlarda yaşanan seçimlerde SCF Belediye Meclisi’ne 3 kişi sokabilmiş, meclise 46 kişi sokan CHP’den bir belediye başkanı seçilmişti.

1946’da ise ertelenmiş bir hesaplaşma yaşandı. Bu kez Demokrat Parti vardı.

DP’nin Manisa’daki en tepe ismi Fevzi Lütfü Karaosmanoğu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası lehine yazdığı bir yazıdan dolayı Elazığ İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanıp ceza almış, gazeteciliği bırakıp, Manisa’daki çiftliklerine çekilmiş Manisa’nın köklü bir ailesinin mensubuydu.

CHP’nin listesindeki en kritik isim ise İttihatçı kökenli, eski korgeneral, 2. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da sıkı yönetim komutanlığı yapmış, Savunma Bakanı Ali Rıza Artunkal’dı.

DP’liler Manisa’da karşılarında bu yüzden jandarmayı bulmuşlardı

Mitinglerde açılan pankartlar dönemin özetiydi:

“Hileli Seçimle Cumhuriyet Olmaz”, “Oktan da Coptan da Korkmayız”, “Kanundan Başka Kuvvet Tanımıyoruz”, “Reylerimizi Çaldırmayacağız Hem Görürüz Hem Duyarız”.

Gazetelerin haberine göre seçimden önceki gece jandarma ve polis kahvehaneleri, DP ocaklarını basmıştı. Bazı seçmenler karakola çekilip “reylerini DP’ye verirlerse başlarına belalar geleceği” biçiminde tehdit edilmişlerdi.

Demokrat İzmir’de çıkan Manisa seçimleri üzerine bir makalenin başlığı “Söz Jandarmanındır” dı:

“Seçim arifesi ve seçim günü Manisa’nın içinde kazalarında, köylerinde dolaştım. Gözümün önüne daima dikilen ve dinlediğim şikayetlerin mevzuunu teşkil eden yegane varlık jandarma idi… Manisa ilinde, jandarma kumandanı albaydan tutun, köydeki nefere kadar hepsi aynı huşunet, hepsinde aynı CHP köleliği müşahede ediliyor ve insanı hazin hazin düşündürüyordu.”

DP’nin Manisa’daki önemli isimlerinden Refik Şevket İnce seçimleri yorumlamıştı:

“Jandarma süngüsünün, polisin tabancasının ancak hayat ve hukuku muhafaza için kullanılan birer keskin vasıta olduğunu unutanları gördük… Bunların ebedi bir nefretle hatıralarımızdan çıkarmayacağız… Bu gafletlerinin cezası şüphesiz büyük olacaktır. Çünkü millete saygı göstermemek suçunun cezası hafif olamaz.”

Hileli seçimlerde DP Manisa’dan sadece bir milletvekili çıkarabildi.

Muammer Alakant, Milli Mücadele’nin Batı Cephesi kurucularından Belediye Reisi Galip Bey’in oğluydu.

Ama 1950’deki ilk bağımsız ve özgür çok partili seçimlerden sonra bir daha hiç CHP kazanamadı.

DP’li Muammer Alakant’ın yeğeni Sümer Oral AP’den, DYP’den ve ANAP’ten meclise girdi.

Manisa’da belediyesini DP, AP, ANAP, DYP, AK Parti ve MHP kazandı.

Manisa’nın eşrafı da önce Menderesçi sonra Demirelci, ardından Özalcı oldu.

Manisa çarşısının tanınmış berberi Tıraşçı Ahmet de Menderesçi ve Demirelciydi.

Ahmet Zeyrek..

Ferdi Zeyrek’in babası:

“Babamın dükkânına girişim 15 dakika sürerdi. Adım atardım, ‘Çık dışarı, dükkâna böyle girilmez, sağ ayakla girilir’ derdi. Girerdim, ‘Dükkâna selam verilerek girilir’ derdi. En son da ‘Yüksek sesle konuş’ diye uyarırdı. Esnaflığın abecesini daha yedi yaşımdan itibaren bana aşılamış. Hem 21 yıllık ticaret hayatımda hem siyasette bunun faydasını çok gördüm. Esnaf insan karşıdakinin derdini dinleyen, anlayan, çözüm üreten olur.”

Esnaf çocuğu Ferdi Zeyrek, mimarlık okuyup Manisa’ya dönmüş, mimarlık bürosu açmış, bir süre Mimarlar Odası başkanlığı yapmış.

CHP’li olması, arkadaşı Özgür Özel sayesinde 2019’da olmuş. Önce 2019’da Belediye Başkanlığına adayı olmuş, sonra 2024’de değişimcilerin il başkanı seçilmiş, yine CHP içinde büyük bir mücadeleyle 2024’de Manisa Belediye Başkanı adaylığı ve üç dönemdir başkanlık yapan MHP’li başkanı yüzde 57’yle yıkıp başkan seçilmesi…

Ferdi Zeyrek’in siyasi hikayesi siyasetteki sosyal değişimi de anlatıyor. Eski sağ, muhafazakar esnafların çocukları üniversiteye gidiyor, sekülerleşiyor, eşrafın dilini bilen bu yeni nesil CHP statükosunu delip, kendine alan buldukça da 78 yıldır hareket etmeyen kayaları hareket ettiriyor.

İmamoğlu’nun hikayesi de buna çok benzer

Bu sosyal değişimin yönü 80’lerden sonra muhafazakarların lehineydi, artık değil.

Tıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu üzerine AK Partililer de düşünmeli. Tabii artık böyle bir düşünme egzersizini özgürce yapabilecekleri bir ortam kaldıysa…

- Advertisment -