Trump’ın politikaları Avrupa’nın omurgası sayılan Almanya’da endişe yarattı.
Almanlar, Trump’ın yaptıklarının ve yapmak istediklerinin bir toplamını çıkarmaya çalışıyor: Frankfurt Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesinde Jochen Buchsteiner ilginç bir tezle ortaya çıktı. Trump’ın 68’in intikamını almaya çalıştığını ifade etti.
Trump ve o ekolün mensuplarına göre, Batı dünyasının evrensel ahlak ve teknokratik aydınlanma iddiası, cazibesini yitirdi. Küreselleşme, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik gibi kavramlar önemini kaybediyor diyorlar. Trump bu ikinci döneminde kendi ulusal-muhafazakar gündemini, uluslararası alanda da kabul ettirmeye çalışıyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkarılan derslerle, uluslararası düzeni ifade eden bir sistem kabul görmüştü. Bu sistemin kurumları ve kuralları vardı. Davos görüşmeleri gibi etkinlikleri vardı. Bu düzen, Batı dünyasına huzur ve refah sağlamıştı.
Peki şimdi kuralların ve görüşmelerin yerini otoriter liderler mi almaya başladı? Trump tarzındaki yeni liderler, yerleşik kurumları ve kuralları tanımıyor.
Bu otoriter lider tipi, kendine özel misyonlar yüklüyor ve adeta dünyayı kurtaracak mehdilerin yerini aldığını sanıyor. Bu kategorideki liderlerin kendi karşıt tezlerini ortaya koyması ve fırtına estirmesi bekleniyor. Bir zamanlar uygarlığı temsil ettiği düşünülen çoğu kavram artık tartışma konusu: Göç, yasal düzen, eşitlik, iklimin korunması, ülkeler arası işbirliği gibi kavramlar artık dokunulmaz kavramlar değiller.
Sol miras, kültür kurumlarında, üniversitelerde, yazı işleri ofislerinde yankılanmaya devam ediyor. Yine bir iddiaya göre; Batı sosyo-politik olarak 68’e zıt yönde bir döneme girmiş durumda. Bu değişime direnen solcu ve demokratik kesimler de defansif bir pozisyonda görünüyorlar.
Trump’tan gelen sinyaller güç mücadelelerine ve hesaplaşmalarına işaret ediyor. En güçlü olanın hükmünü yürüttüğü ve yasaların üstünde olduğu düzene artık hepimiz alışıyoruz. Almanya ve Batı Avrupa bu yeni döneme son derece hazırlıksız giriyor. Örneğin Almanya’nın Rusya ve Ukrayna ile ilişkiler konusunda kafası karışık. Almanya bir yandan ABD bir yandan da Rusya tarafından kıskaca alınmış görünüyor. Okyanus ötesinden gelen sinyaller, Almanya’da sağcılara yarıyor. Avrupa’nın omurgası sayılan Almanya’nın teklemesi Batı için kötüye işaret.
Bu yeni siyaset yapma tarzının ilk denemesi Kolombiya üzerinde gerçekleşti. Ülke çapında göçmen avına çıkan Trump’ın adamları önce Kolombiyalılardan başladı. 160 Kolombiya vatandaşını bellerinden kelepçeleyip, zincirleyerek iki savaş uçağına doldurdu. Kolombiya lideri Gustavo Petro yurttaşlarına yapılanları hakaret kabul etti ve bu uçakların inişine izni vermedi. Uçaklar geri döndü. Bunun üzerine Trump, Kolombiya’yı cezalandırmak amacıyla ekonomik ambargoya başvurdu.
Tabii Trump öte yandan ABD’nin yarısını da karşısına almış bir lider. Dünyaya hükmetme havası nasıl sonuçlar doğuracak bilemiyoruz.
68 karşıtı rüzgar, yeni 68’leri doğurur mu, göreceğiz.