Uluslararası Adalet Divanı Birleşmiş Milletler Şartının bir parçasıdır. İkinci Dünya Harbinden sonra uluslararası ilişkilere nizam getirilmek istendi. Şimdi olmadığı görülüyor.
Roma Statüsü ile Uluslararası Ceza Mahkemesi kuruldu. Bunun geçmişi yenidir. 1999 yılında kuruldu. İki mahkeme arasında farklar vardır. Divana sadece devletler taraf olabiliyor. Divanın kararlarının uygulanabilmesi büyük ölçüde BM Güvenlik Konseyinin yetkilerini kullanmasına bağlı. Orada da veto durumu var. Rusya ile ABD anlaşamıyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi farklı. Buraya sadece devletler değil şahıslar da başvurabilir. Mahkeme başvuru olmasa da kendiliğinden soruşturma yapabilir. Bu mahkemede devletler değil kişiler suçlanır. Mahkeme BM Şartının bir parçası değildir. Bir siyasi kişi bu mahkemenin Afrika ülkeleri ve Putin gibiler için yaratıldığını söylemiş !
Devletler Divana üye olmakla beraber, kararlarını otomatik olarak kabul etmeyeceklerini de beyan edebilir. Mesela ABD, Rusya ve Türkiye gibi. Ceza Mahkemesi BM Şartının parçası olmadığından bazı devletler Roma Statüsünün tarafı değildir. ABD , İsrail, Rusya ve Türkiye gibi.
İkisi arasındaki en büyük fark Ceza Mahkemesi tutuklama kararı verebilir. Mahkemenin yetkisini kabul eden devletler tutuklanması istenen kişi ülkesine geldiğinde tutuklanma durumundadır. Mahkeme Putin hakkında tutuklama kararı verdiği için Roma Statüsüne taraf olan Güney Afrika, ülkesinde yapılacak toplantıya Putin’in gelmesini istememiştir.
Güney Afrika’nın İsrail aleyhine Divan’da açtığı dava için ABD Dışişleri Bakanı Blinken faydasız türünden bir laf etti. Uluslararası ilişkilerde norm isteyen ABD bunu yapıyor! Ceza Mahkemesi’nin savcısının Netenyahu ve İsrail Savunma Bakanı için tutuklama tavsiyesine Biden, “utanç verici” dedi. Ama aynı Amerika, Ceza Mahkemesi’nin Putin için tutuklama kararını ise alkışladı.
Mahkemenin kararında 3 Hamas lideri için de tutuklama tavsiyesi İsrail’li liderler ile beraber açıklandığı için siyasal sıkıntı yaratmış olabilir. Ancak, mahkeme siyaset yapmıyor. Üstelik, zaten tehdit edilen hakimlerle ilgili “hakimler tehdit edilemez” diye Biden tarafından beyanat duymadım. Ayrıca, Guardian Gazetesi haberine atfen Serbestiyet sütunlarında da yer aldı ; 2015 yılında zamanın Mossad başkanı yoluyla mahkeme İsrail tarafından tehdit edilmiş. Olacak iş değil. Galiba bu işleri adet haline getirmişler !
Taraf olmadığı mahkeme için de ABD’de yaptırımlardan bahsediliyordu. Sonradan ABD sözcüsü böyle şey olamaz dedi.
Bakın hukukçu batılı bir yazar ne diyor :
“Biden ve Blinken’in sert tepkisi ICC’nin kararını destekleyenleri hayal kırıklığına uğratabilir. Ancak onların tepkileri daha temel bir nedenden dolayı sorunlu: Biden-Blinken dış politika gündeminin temel dayanağını, yani ABD’nin kurallara dayalı düzenin koruyucusu olduğunu baltalıyorlar. Her ikisi de ABD’nin davranışını Rusya ve Çin’in davranışıyla karşılaştırmak için sıklıkla bu ifadeyi kullanıyor ve bu iki devleti, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana oluşturulan ve geliştirilen uluslararası kurumlar ve hukuk kuralları çerçevesinde çalışmak istemeyen revizyonist güçler olarak gösteriyor.”
İsrail’i açıkça destekleyen ve dış politikasının önemli bir unsuru sayan Almanya bile Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararına uyacağını açıkladı. Almanya da diğer AB ülkeleri gibi , Roma Statüsünü kabul eden bir ülke. Avrupalı AB üyesi ülkeler ABD’ye nazaran uluslararası hukuka çok daha saygılı.ABD’ye “Gölge etme başka ihsan istemez” demek gerekir.
ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü “İsrail bizim kırmızı çizgilerimizi geçmedi” diye açıklama yaptı. Herhalde kırmızı çizgiler çok geniş! Belki Trump’ın seçimlerde yardımcısı olacağı söylenen ABD’nin BM eski temsilcisi Haley, İsrail’e gidip top mermisini imzalayıp “bitirin şunların işini “demiş! Bu hanımefendi bir süre önce BM’de Amerika’yı temsil etmişti. Vah vah. Dışarıdan bakılınca ABD Başkanlık seçiminde ABD bir sahtekar- meczup ile aciz arasında sıkışmış gibi. Trump mahkûm olsa bile bu seçilmesine engel değil. Birçok ülke “dünyanın en büyük demokrasisine” bakıp demokrasiyi istemeyiz diye düşünebilir.
Amerika’nın İsrail’e yapamadığı baskıyı uluslararası mahkemeler yapıyor. Uluslararası Divan İsrail’e, Refah’a saldırıyı durdur dedi. Amerika , mahkemelerin kararına içten içe memnun olabilir. Eğer böyle ise o zaman ABD açıklamaları daha dikkatli olmalı. Yoksa kendi kurduğu uluslararası düzeni yıkma konusunda Çin ve Rusya’ya yardım etmiş olur. Düzen bozuldu; tamire ihtiyaç var. Amerika Avrupa ile beraber hareket edip tamire çalışmalı.