İzlemek için:
Amerikan seçimleriyle başlayacağız. Dün gece Trump’a ikinci bir suikast girişimi oldu, fakat başarısızlıkla sonuçlandı. Tabii, Trump 2015’ten beri Amerika’da ötekileştirme ve kutuplaşma politikası izliyor. Kendi saflarını koruyabilmek için bu politikaların neticesinde doğal olarak düşmanlar da yaratıyor.
Amerika’da başkan ve siyasilere suikast girişimi yeni bir olay değil. Benim hatırladığım kadarıyla Abraham Lincoln öldürüldü, 1960’lı yıllarda Kennedy öldürüldü. Kennedy’nin kardeşi Robert Kennedy’nin öldürülme olayını ise maalesef canlı izledim. Çünkü Robert Kennedy Kaliforniya’da öldürüldü ama New York’ta bizim binanın altındaki kahvede birlikte kahve içerdik, oradan tanıyorum. Reagan’a yapılan suikast girişimi 1980’li yıllarda oldu, onu da canlı izledim. Amerikan toplumu sağlıksız bir toplum haline geldi ve bunda Trump’ın payı büyük. Trump saçma sapan bir projeydi, 2025 diye bir program ilan etti. Birçok gözlemci, bunun uygulanabilirliği olmadığını söylüyor.
Her halükârda Amerikan seçimleri tüm dünyayı ilgilendiriyor. Ancak biliyorsunuz, anketlerde kimin önde olduğunun pek bir önemi yok. Çünkü Amerikan seçimlerinde 6 veya 8 eyaletin sonucu belirleyici oluyor. Zira Amerikan seçimlerinde eyalet delegelerinin sayısı, aldığınız oydan daha önemli. Bu seçim sonucunu Pennsylvania, Michigan, Georgia, Nevada gibi eyaletler belirleyecek. Şu anda anketlerde Kamala Harris önde görünüyor. Tabii, suikast girişiminin nasıl bir etkisi olacağını bilemiyorum.
Obama’nın çok güzel bir sözü var: “Mesele daha çok oy almak değil, önemli olan sonucu elde etmek.” Bu sistemin demokratların seçilmemesi için icat edildiğini söylüyor, haksız da sayılmaz. İsmini veremeyeceğim ama şu anda Rusya’da çok önemli bir görevde olan, daha önce beraber bir yerde büyükelçilik yaptığımız bir şahıs, şakayla karışık “Bu Amerikan seçimleri dünyayı bu kadar ilgilendiriyorsa, biz de oy versek yeridir,” demişti.
BRICS’te ise tuhaf bir durum var. Görebildiğim kadarıyla Türkiye bir açıklama yapmıştı. Biz Türkiye’nin BRICS’e başvurusunu Ruslardan ve yabancı basından öğrendik. Bu önemli bir durum çünkü BRICS’e başvuran tek NATO ülkesi, eğer başvurduysa, biziz. Nitekim Rusya basın sözcüsü de “Türkiye’nin ciddi olduğunu düşünüyoruz,” diyor. Bu ne anlama geliyor? Çok tuhaf bir durum. Ya başvurduk ya da başvurmadık. Putin’in Türkiye’ye gelişinin ertelenme nedeni de anlaşılan, Putin’e eşlik edecek olan Rus jetlerinin Türkiye’ye kadar, hatta Türkiye’nin içine kadar gelmek istemeleri. Bu tabii ki mümkün değil. Zannediyorum, Putin Karadeniz üzerinde uçağına bir suikast girişimi yapılmasından endişe ediyor.
Ukrayna-Rusya meselesine gelirsek, Rusya batıya bir ültimatom niteliğinde açıklama yaptı. Eğer batının verdiği roketler Rusya’nın içine girerse, bu NATO’nun harp ilanı sayılacaktır, dedi. Bu ne anlama geliyor? Ruslar bu tür açıklamaları sık sık yapıyor. Ancak sık tekrarlandıkça değerini kaybediyor.
Yemen inanılmaz bir şekilde 2 bin kilometre öteden bir balistik füzeyle İsrail’in savunma sistemlerini felç etti ve İsrail’e zarar verdi. İsrail demişken, Serbestiyet’te bir haber var. Uluslararası Ceza Mahkemesi anlaşılan Netanyahu ve iki bakan hakkında tutuklama talebini kabul etmiş. “Etmiş” diyorum çünkü henüz oradan bir açıklama yok. Fakat İsrail hükümeti bu kararı çok saçma bulduğunu söylemiş, ancak o tweet’i geri çekmiş. Bunu Serbestiyet’ten öğreniyorum. Yine tuhaf bir haftaya giriyoruz.