İktidarın küçük ama olmazsa olmaz ortağı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin Gergerlioğlu kararını değerlendirirken, Türkiye’de yargıçların bağımsızlığı/bağımlılığı meselesine son noktayı koydu.
Dün (6 Haziran) yaptığı konuşmanın ilgili bölümü aynen şöyle:
“Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor? Günü geldiğinde dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir! AYM bu tip davalara terör örgütlerinin hücre evinden ya da mağara deliklerinden mi bakıyor? Hiç kimse bugünkü sıfatlarına güvenip de yanlışa ortak olmamalıdır. Volkan olsalar bile sonları elbette bir avuç küldür.”
Yani diyor ki, istediğim gibi karar vermezsen emekliliğinde de elimdesin, sana rahat huzur verdirmem, kül ederim!
Yani yargıyı eleştirmiyor, kınamıyor, külliyen tehdit ediyor.
Bazen söz biter ya işte tam da öyle!..
Ülkenin en bunalımlı, hukukun en ağır darbelere maruz kaldığı dönemlerde bile yargı böylesine aşağılanmamıştır.
Bence başta yüksek yargı olmak üzere tüm barolar, kendisini bir yerde ifade edebilen tüm hukukçular, Bahçeli’nin bu inanılmaz tehditlerine karşı çıkmalıdır. Bu kişi şiddetle kınanmalıdır.
Eğer bu durum sessizce ve duyarsızca geçiştirilirse yalnızca yargı değil, Devletin diğer erklerinin de her zamankinden daha fazla yara alacağı ortadadır.
İktidara yakın veya uzak herkesin bilgi ve takdirine sunulur.