Ana SayfaManşet‘Yüreği kaldırmayan’ların Hareket’i...

‘Yüreği kaldırmayan’ların Hareket’i…

Türkiye’de siyaset bir dönemecin eşiğinde. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı kıyasıya bir mücadele yürütüyor. Yapılan kamuoyu araştırmaları hâlâ iki tarafın başa baş durumda olduğuna işaret ediyor. AK Parti’nin tek başına yüzde 50 (2015 seçimleri) oy alabildiği günler geride kaldı.

Muharrem İnce’nin “Memleket Hareketi” ne yapmak istiyor? CHP Beyoğlu eski İlçe Başkanı Ertuğrul Gülsever, bu çevrenin temel sıkıntısının ne olduğunu anlamamızı kolaylaştıran aydınlatıcı bir açıklama yaptı. Gülsever, eski Saadet Partisi milletvekili Cihangir İslam’ın CHP saflarına katılmasını “yüreğinin kaldırmadığını” ifade etti. Bu gelişmeye tepki göstererek CHP’den istifa etti ve “Memleket Hareketi”ne katıldı. Gülsever, açıklamasında yalnız Cihangir İslam’a değil Mehmet Bekaroğlu, İhsan Özkes gibi muhafazakâr kesimden siyasetçilerin CHP’ye katılmalarına, geçmişte Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ortak aday gösterilmesine de dayanamadığını söylüyor. Sonunda noktayı şöyle koyuyor: “Bugünkü dostlarımız Abdullah Gül, Davutoğlu ve Babacan…Şimdi de Cihangir İslam… Artık bu kadarını yüreğim taşımıyor. Kusura bakmayın. BENDEN BU KADAR.”

Yüzde 51’in hangi tarafında?

Türkiye’de siyaset bir dönemecin eşiğinde. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı kıyasıya bir mücadele yürütüyor. Yapılan kamuoyu araştırmaları hâlâ iki tarafın başa baş durumda olduğuna işaret ediyor. AK Parti’nin tek başına yüzde 50 (2015 seçimleri) oy alabildiği günler geride kaldı. Şimdi MHP ile birlikte bile bu oy yüzdesini korumaya çalışıyor. CHP ve muhalefetteki diğer müttefik partiler ise iktidara geçmişte oy vermiş seçmeni kazanarak, karşı cephe seçmeninden oy devşirerek, yüzde 51’e ulaşmak, iktidar olmak istiyorlar.

Muhalefet cephesi içindeki temel sıkıntılardan biri, HDP ile İYİ Parti arasındaki çelişme. İktidar o noktadan yükleniyor. İktidarın yumuşak karnı ise AK Parti’den koparak muhalefete geçen etkili kişilerin kurdukları partiler ve onların rolü. Yani Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan (ve Abdullah Gül) gibi isimlerin bu kritik dönemdeki etki gücü. İşte tam bu noktada muhalefetteki bazı çevreler sahneye çıkıyor: “Gül olacağına Erdoğan olsun daha iyi” psikolojisi içinde, CHP’nin liderlik ettiği ittifak cephesine ters bir pozisyon alıyorlar.

İktidarın rahatlamasını sağlayacak çıkışlar yapıyorlar. Muhalefet önümüzdeki seçimlere tek cephe ile girmenin hesaplarını yapıyor. İlkelerini belirlemeye çalışıyor. Temel ilkeleri şunlar: Çoğulcu demokrasi, siyasetin hegemonyasından bağımsız yargı ve güçlü parlamento. İki tarafın hesabı da en az yüzde 51 oya ulaşmak (ve bu matematik için gerekli ittifaklar) üstüne kurulu.

Muhalefet, AK Parti’ye oy veren seçmenden ciddi ölçüde oy kopartmadan yüzde 51’e ulaşamaz. DEVA ve Gelecek partilerinin göreceği ilgi ve desteğin 2023 seçimlerinde oynayacağı rolü herkes merak ediyor. İYİ Parti’nin artan kitle desteğinin iktidarı endişelendirdiği de bir gerçek.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN

- Advertisment -