“23 Nisan Cahiliyiz” başlıklı makalemde olduğu gibi 19 Mayıs ile ilgili de aşağıda vereceğim bilgiler Türkiye’de duyulmasın diye çok uğraşıldı. Tarihin üstü güzelce örtüldü. İsterseniz gelin 19 Mayıs bayramı münasebetiyle bugün birlikte örtünün ucunu azıcık kaldıralım ve bakalım altından neler çıkacak?[1]
Kestirmeden söyleyeyim: Ne bu bayram ne de bayramla özdeşleşen “Dağ başını duman almış” diye başlayan Gençlik Marşı Türkiye Cumhuriyeti icadıdır. İcadı geçtim ihdası bile Cumhuriyet’e ait değildir.
Bayram Osmanlı İttihadcıları iktidarından kalmadır. Özünde gençleri savaş için her daim dinç tutmak maksadıyla spora yönlendirme amacı taşır. Avrupa icadıdır. Gençlere okutulan Talim-i askeri ve/ya Terbiye-i bedeniye gibi ders içeriklerine bakılınca silah kullanmak da dahil bu derslerin askeri oyunlarla dolu olduğu görülecektir. Marş da İsveç’e aittir. 19 Mayıs Samsun’a çıkışınsa bayramın tarihiyle hiçbir ilgisi yoktur.
Şimdi tek tek maddeler halinde bayramımızı inceleyelim.
Gençlik Marşı
Marş İsveççe’dir. Bestecisi İsveçli Felix Korling’dir (1864-1937). Adı: Tre Trallande Jaentor (Şarkı Söyleyen Üç Kız). Dinlemek içinse şu uzantıya tıklanabilir: https://music.youtube.com/watch?v=IFb0_YBFUxw&feature=share
Marşı Türkçeye Selanikli ve kabri Bülbülderesi’nde bulunan öğretmen Ali Ulvi Elöve (1881-1975) çevirmiştir. Bayramın ikinci kutlanışında çalınmaya ve söylenmeye başlanmıştır.
İhdası
Bayram, amacına uygun olarak I. Dünya Savaşı’nın hararetli yılı 1916’da ihdas edilir. Fikir babası İttihadcıların Maarif Nezareti Müfettişi Selim Sırrı [Tarcan] Bey’dir (1874-1957). İlk ve ikinci bayram Kadıköy’de bugün Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduğu İttihad Spor Klubü sahasında kutlanır. Bu ilk bayram ayrıca filme de çekilmiştir.
Günü
Bayramın ilk kutlandığı gün, miladi takvime göre sanıldığı gibi 29 Nisan değil 12 Mayıs’dır. İkincisi (1917) 1 Mayıs’ta kutlanır. Bundan hemen sonra her sene mayısın üçüncü cuması kutlanmasına karar verilir. 1920-24 arası hengâme yıllarında bayram kutlanmaz. 1924’te resmiyet kazanmaksızın (Osmanlı adeti olduğu üzere ayın üçüncü mayısına denk gelen) 16’sında kutlanır. 1926’ta da 21 Mayıs’ta. Bundan iki gün önceyse yani 19 Mayıs’ta resmi olmasa da Gazi Günü kutlanmıştır. İki günün birbiriyle bağlantısı yoktur.
1937 yılına geldiğimizdeyse Türk Spor Kurumu 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı adıyla CHF’nın önderliğinde bayramı kutlar.
Atatürk’ün vefat ettiği sene kutlanan bayram henüz resmiyet kazanmamış olsa da 19 Mayıs’ta Ankara’daki 19 Mayıs Stadyumu’nda idrak edilir. Bayramın resmileşmesi için 20 Haziran 1938 tarihini beklememiz gerekecektir.
19 Mayıs 1960 tarihinde DP hükümeti bayramın kendi aleyhinde nümayişlere dönüşmesinden çekindiği için kutlamaları iptal etmiş, sekiz gün sonraysa yani 27 Mayıs tarihinde iktidarını askeri darbeyle kaybetmiştir. Darbecilerse gençliğe önem verdiklerini göstermek maksadıyla hızla yayınladıkları bir beyanat ile iptal edilen bayramın hemen o sene 26 Haziran’da yapılacağını duyurmuş ve gerçekleştirmişlerdir.
1962 yılındaki bayram kutlamalarınaysa Harb Okulları öğrencileri Başbakan İsmet İnönü ve hükümetini orduya karşı takındıkları tavır sebebiyle protesto ettikleri için katılmamışlardır. Bu olaydan on gün sonraysa İnönü hükümeti istifasını etmiştir.
Adı
Bayramın adı da bir başka sorundur. Başlangıçta İdman Bayramı olan ismi İdman Şenlikleri, Mektepliler Bayramı (1924), Mektepler Bayramı (1931), Jimnastik Şenlikleri ve nihayet 1938’te Gençlik ve Spor Bayramı şeklinde değişmiştir. Bu bayrama “Atatürk’ü anma” ibaresinin eklenmesiyse yine 12 Eylül darbecilerinin işidir. Bu 17 Mart 1981 tarihinde gerçekleşir.
Sonuç
Bu makaleyi 19 Mayıs gününü bahane ederek yazdım. Türkiye’nin geçmişine dair bilmediğimiz birçok meseleden sadece biriydi 19 Mayıs.
Bu yazıyla 23 Nisan gibi bu günü de gençlere armağan edenin Atatürk olmadığını öğrendik. Bu türden tarihsel “gerçek”leri duymanın rahatsız edici olduğunu biliyorum. Ama bu “gerçek”ler en azından geçmişin yerli yerine oturmasına yardımcı olacaktır.
Bu vesileyle hepinizin 19 Mayıs Bayramını can u gönülden tebrik ederim!.. Böylelikle bayramın adına uygun olarak Atatürk’ü de anmış oluruz.
[1] Buradaki bilgiler tarihçi Mehmet Ö. Alkan’ın “En Doğru Bildiğimizden Kuşkulanmak-6: Osmanlı İdman Bayramı’ndan Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na” başlıklı makalesinden hatalar düzeltilerek alınmıştır (Toplumsal Tarih, 211, 2011.)