Bu başlığa sahip bir yazı için tuhaf bir giriş olacak: Trend sevmem, hatta bu kelimeyi duymak bile hafiften sevimsiz bir ürperti hissettirir. Trend sözcüğü, yapmacık bir görme görülme hırsını, umarsız ve duyarsız bir tüketim tavrını, farklı olmaya niyet ederken aynılaşmayı hatırlatır. Ama bu işlere en uzak ve giyim kuşamı en umursamayan insan evladının bile moda akımlarından etkilendiğini fark etmeyecek kadar naif biri değilim.
Moda trendlerinden hepimiz etkileniyoruz, çünkü öyle ya da böyle hepimiz fabrikasyon şeyler giyiyoruz. En geniş imkanlara sahip olanlarımız bile 7/24 haute couture (özel dikim) giyinmiyorlar. Film ve dizi izleyip, gazete ve dergi okuyoruz, sosyal medyada dolaşıyoruz. Beğenilerimizin çok özgün olduğuna inanmak istesek de, bu maruziyetler var oldukça, trendlerin zevkimizi ve dolabımızı etkilemesinden kaçış yok. İşte bu yüzden, trend kavramıyla savaşmak yerine, akımların kölesi ve moda kurbanı olmadan, moda nereye çekerse oraya sürüklenmeden, tasarım aleminde olup bitene sakince bakmak taraftarıyım. Bu çerçevede, geçtiğimiz yıl yükselişe geçip 2024’te de etkisini sürdürecek moda akımlarından öne çıkan 10’unu sizin için seçtim:
1-Mary Jane ayakkabının bitmeyen saltanatı:
Bu kapalı burunlu ve bantlı ayakkabı modeli, ismini 1902 tarihli bir çizgi roman karakterinden alıyor. Buster Brown’ın kızkardeşi Mary Jane’den. 1904 tarihinde Brown Shoe Company isimli ayakkabı markası kendisine Richard F. Outcault’un çizgi roman karakteri Buster Brown’ı maskot olarak seçiyor. Çıkardıkları bir ayakkabı modeline de Mary Jane ismini veriyorlar. İşte o günden beri de bantlı ve kapalı (çoğunlukla) yuvarlak burunlu bu ayakkabının adı Mary Jane olarak anılıyor.
Bu modelin en sadesinden en süslüsüne, dümdüzden platformluya, yüksek topukluya, zarif, kaba, simli, incili, şeffaf, rugan, pek çok çeşidi var ve bu ayakkabılar neredeyse her stile uyum sağlıyor. Podyumlara ve koleksiyonlara bakıldığında 2024’te de Mary Jane’lerin tahtı sağlam gözüküyor.
2-İleri Dönüşümle Değerlenen Vintage Kumaş ve Malzemeler:
Ne varsa eskilerde var dedirten bir akım bu. Hatta akımdan ziyade yükselen bir değer, giderek daha fazla rağbet gören bir yaklaşım. Dünyada butik denebilecek ölçekte birkaç markanın katarını çektiği bu trene büyük ve ünlü markalar da birer birer biniyorlar. Sessiz lüks dediğimiz, logosuz, Pürist, bağırmayan stil ve estetiğin geniş kitlelerce keşfedilip benimsenmesinin ardından, yeni limanlar arayan üst segment moda severler için de, upcycled vintage giysiler, kalite, özgünlük ve kültürel kıymet açısından cazibeli bir alan olacağa benziyor.
Bu yaklaşımın bizdeki güzel bir örneği Aslı Filinta’nın tasarımları. 2020’de New York Moda Haftasındaki defilesiyle global moda çevrelerinde de bilinirliği artan modacı, artizanal vintage malzemeleri ileri dönüştürerek kıyafet ve aksesuarlar tasarlıyor. Bunu yaparken de burma bilezikten, tel kırmaya, dantelden, el tezgahlarında dokunan ehram gibi yöresel kumaşlara varan geniş yelpazede bir kültürel hazineden besleniyor.
Artsi Ifrach, Faslı bir tasarımcı/ sanatçı/ küratör/ sanat yönetmeni. Heybesinde pek çok titr ve yetenek var; topladığı vintage malzemelerden ileri dönüşümlü parçalar tasarladığı Marakeş’teki butiğiyle tanındı. Tasarımları Victoria & Albert gibi bir müzede sergilenecek kadar özel. Küratörlüğü de, en az tasarımları kadar başarılı. Tam da sanatla modanın kesiştiği yerde duruyor.
Rianna+Nina da Berlin merkezli bir moda markası. Dünyanın çeşitli yerlerinden topladıkları kıymetli vintage kumaşlarla oluşturdukları koleksiyonlarıyla upcycled vintage modanın öncülerinden oldular. Onlar da diğer benzer tasarımcılar gibi çok kaliteli geleneksel kumaşlar, ipek atlas (ikat desenli), el tezgahlarında dokunan kumaşlar, Doğu Avrupa tarzı işlemeler, suzani işlemeli kumaşlar, antika danteller kullanıyorlar.
Gülden Altunkaynak’ın markası Libago’nun Urla’daki ileri dönüşüm işlerinden örnekler.
3-Romantik feminen aksesuarlar:
Rosette (gül, kamelya gibi katmerli çiçek formu) veya fiyonk gibi romantik aksesuarlar da 2023’te podyumların ve sokak modasının öne çıkan detaylarındandı. Gelecek sezon koleksiyonlarına bakıldığında, 2024’te de bu feminen romantik aksesuarların kullanımı hız kesmeden hatta daha da ivme kazanarak devam edeceğe benziyor. Saçlarda ve makyajda minik fiyonkların kullanımı, ceket yakalarında ve boyunlarda çiçekli aksesuarlar, bu trendin en çarpıcı görünümlerini oluşturuyor.
4-Salkım saçak giysiler:
2023 sonbahar kışında yoğunlaşan püskül ve saçakları, 2024 koleksiyonlarının defilelerinde de bolca gördük. Püsküllerin giysiye kattığı hareket özellikle retro ve bohem stil sevenler için birebir.
5-Binici kemerleri:
2023’te revaçta olan iddialı kemerler, derinin son zamanlardaki popülerliğiyle harmanlanarak 2024 koleksiyonlarında koşum (harness) kemerleri olarak yer buldu. Bu kemerleri eşleştirirken uygulayabileceğimiz küçük nüanslarla vamp ve frapan çizgiden maskülen klasik çizgiye, birbirinden çok uzak stillerde görünümler elde etmek mümkün. Hatta bu tarz kemerler, punk stilin de favori aksesuarlarından biridir.
6-Eldivenin her türlüsü:
Kısa, uzun, tül, deri, fırfırlı, taşlı, renkli, dar, bol, envai çeşit eldivenle stilimizi geliştirmek elimizde. Çağlar boyu, ısınmak, örtünmek, statü belli etmek gibi pek çok amaçla kullanılan bu aksesuarın 2024 modasında etkin bir yeri var.
7-Bilekte yığılan botlar:
2017’de YSL’in taşlarla kaplı 10.000 dolar etiketli botları (Rihanna’nın da etkisiyle) ortalığı sarsmıştı. Daha sonra 2020’de Alexandre Vauthier’nin couture koleksiyonlarında dikkat çeken bol ve bilekte yığılan botlar yavaş ve istikrarlı şekilde yükseldi ve Mary Jane pabuçlarla birlikte 2024’ün ayakkabı trendlerinde zirveye oturdu. Bu tarz bol ve yığılan çizmeler aslında ilk olarak 80’lerde Vivienne Westwood’un korsanlardan esinlenen tasarımlarıyla podyumlara çıktı. Yine son yılların yükselen İskandinav markası Totême’in biraz daha sakin tasarımlı, alçak topuklu, krokodil baskılı geniş bilekli çizmeleri bu trendin en popüler modellerinden oldu.
8-Sanat galerisine dönüşen podyumlar:
Moda ve sanatın kesişim noktaları, moda tarihi ile ilgilenenler için her zaman heyecan verici olmuştur. 2023’ün en akılda kalan moda olaylarından biri de Louis Vuitton ile dünyaca ünlü Yayoi Kusama’nın işbirliğiydi. 2024’te de bu tarz işbirliklerinin artarak devam edeceğini ve bu trendin bize hem ses getiren hem de kültürel değer üreten işlerin mümkün olduğunu göstereceğini düşünüyorum.
LV Yayoi Kusama işbirliği 2023
Jonathan Anderson idaresindeki Loewe ile heykeltıraş Lynda Benglis’in işbirliği 2023.
9-Teknolojinin modaya entegrasyonu:
Dikkat çekmenin hem başarı yolunda öneminin giderek arttığı hem de zorlaştığı bir zamanda moda koleksiyonlarına destek nereden gelebilir? Tabii ki teknolojinin etkin kullanımından. 2023’te birçok moda markasının arttırılmış gerçeklik (augmented reality) kullanarak oluşturduğu AI destekli reklam kampanyalarını izledik; modaya ilgisi olsun olmasın insanlar bu kampanyalara ilgi gösterdiler, videoları birbirleriyle paylaştılar. Ayrıca hareket eden kinetik giysiler, çeşitli teknolojilerle anında renk değiştiren kumaşlardan imal edilen giysiler de bu üretken sansasyondan payını alanlardan oldu. 2024’te de teknolojinin modada etkin şekilde kullanımına ve bu tarz şaşırtıcı projelere bolca şahit olacağımızı düşünüyorum.
Anrealage’ın ultraviyole ışınları ile desen ve renkleri aktive olan kumaşlar kullanarak tasarladıkları giysiler.
Bulgari’nin Serpenti modelinin 75. Yılı için hazırladığı kampanya videosu, videoda AR (augmented reality, arttırılmış gerçeklik) kullanılmış.
10- Sürdürülebilirlik ve onun olmazsa olmazları; kapsayıcılık ve beden tarafsızlığı:
Süslü bir kelime bu “sürdürülebilirlik”. Bir trend diye de tanımlamak hata olur; bir değer, bir tavır. Aslında kabaca “Bu böyle gitmez” dedirten durumların henüz oluşmadan ortadan kaldırılması demek. Örneğin gezegeni böyle hırpalamaya devam edersek başımızı belaya sokacağız. Bunu görüp bir şeyleri değiştirmek lazım, sürdürülebilir pratiklerle giyim sektörünün yeniden şekillenmesi gerekiyor. Yine moda sektöründe sadece benzer hayat kulvarlarından insanlara alan açarak diğerlerini dışlamayla, çeşitli kimlikleri itip kakarak vardığımız yer pek sevimli değil, bunu fark etmek ve aktif şekilde değiştirmeye gayret etmek lazım. İşte bu konulardaki hassasiyet Türkiye’de olmasa da dünyada giderek artıyor. İster suni, ister doğal, ister tavandan, ister tabandan, ister samimi, ister menfaat hesabıyla olsun, sürdürülebilirlik artık yükselen değer. Markaların pazarlama ve kar amacıyla söyledikleri sürdürülebilirlik yalanları yani green washing de dahil olmak üzere pek çok problemimiz var ama 2024’te bu değerlere sarılanların sayısında ve niteliğinde yükseliş olacağına inanıyorum.
Bonus: Yılın rengi “Şeftali Tüyü”:
Renkler ve renk standardizasyon konusunda dünyadaki en yetkin otorite kabul edilen Pantone Renk Enstitüsü, bu yılın rengi olarak peach fuzz yani şeftali tüyünü seçti. Pembeyle turuncu arasında bir yerde konumlayabileceğimiz, çok yumuşak ve huzur verici bir ton olan bu rengin Türkçedeki en yakın karşılığı, yavruağzı.
Trend kovalamak, “in-out” lafları artık çok demode. Zamansız, hatta mümkün olduğunca mevsimsiz giyim revaçta ve bu, bilhassa çevre duyarlılığı açısından önemli. “Aldım, giydim, modası geçti, attım”, artık (haklı olarak) hoş bakılan bir tavır değil. Yine de ister istemez tasarımlar, temayüller, beğeniler hala birbirinden etkileniyor. Yeni de olsa ikinci el de olsa, elde var olan giysileri yeniden kullanmaya dönük de olsa alışveriş ve giyim tercihlerimizi yaparken bu trendlere göz atıp ilham alabiliriz. Yine de unutmayalım: Moda ve trendler geçici, ama stil kalıcıdır.
Elif Akyol