İkinci Dünya Harbinin galipleri Harbi başlatan Almanya’yı dörde böldüler. Berlin şehri Sovyet işgaline uğramıştı. Yalta konferansında Berlin de dört bölgeye bölünmüştü: Amerikan, Fransız, İngiliz ve Sovyet bölgeleri. 1948 yılında ABD ve İngiltere hakimiyet bölgelerini birleştirdi. Berin şehri Sovyet işgal bölgesi ile çevriliydi.
Stalin Batılıların Almanya’yı güçlendirip ileride kendisine karşı kullanmalarından endişe ediyordu. Bu nedenle, batı birliklerinin Berlin’den çıkarılması için harekete geçerek Berlin’in Batı bölümünü ablukaya aldı; şehrin batı bölümüne demir ve kara yollarını kesti.
Sovyet işgal alanı içinde bir parça olarak kalan Batı Berlin’e abluka uygulanması şehrin kara ikmal yollarının tamamen kapanmasına neden olunca erzaksız kalan şehre 26 Haziran 1948 ile 30 Eylül 1949 arasında yiyecek yardımları Batılı ülkelerin uçaklarıyla hava köprüsü kurularak yapıldı.[1][2] Bu ikmal sırasında ABD’nin savaştan kalmış birçok ikmal ve bombardıman uçağı kullanıldı. Özellikle C-47 ve C-54 gibi sayısı çok olan uçaklar gün aşırı sortiler yaptı. SSCB, ABD’nin hava köprüsü karşısında etkisizleşen ablukayı 12 Mayıs 1949’da kaldırmak zorunda kaldı.
Bu olay Batılılar için zaferdi.1961 yılında Berlin’e giden ABD Başkanı Kennedy Batı’nın taviz vermeyeceğinin altını çizmek için meydanda yaptığı konuşmada “ich bin ein Berliner” (Ben de Berlinliyim) diyerek Sovyetlere mesaj verdi.
Son zamanlarda gerek ticaret gerek Tayvan konusunda ciddi gerginlik var. Global anlamda endişe var. Rekabet arttı. Bir Çin-ABD çatışmasının dünya bakımından ölümcül olacağı kanısı hakim.
1972 yılında Başkan Nixon’un Çin ziyaretinde tek Çin yani Tayvan’ın Çin’in parçası olduğu görüşünü bildiri ile kabul etti. O sırada ABD hem Çin’in Sovyetlerle arasını açmaya hem Vietnam harbinde Çin’in yardımını sağlamaya çalışıyordu.. Artık BM’de Güvenlik Konseyinde Tayvan değil Çin oturacaktı.
ABD Tayvan’ın Çin’e ait olduğunu kabul etmesine rağmen 1979 yılında Tayvan ile ilişkiler adıyla Kongre’de bir yasa çıkardı. Bu uzun kanunun önemli bölümleri şöyle ; “Amerika Birleşik Devletleri’nin Çin Halk Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkiler kurma kararının, Tayvan’ın geleceğinin barışçıl yollarla belirleneceği beklentisine dayandığını açıkça belirtmek;
Tayvan’ın geleceğini boykotlar veya ambargolar da dahil olmak üzere barışçıl yollardan başka yollarla belirlemeye yönelik her türlü çabayı, Batı Pasifik bölgesinin barış ve güvenliğine yönelik bir tehdit ve ABD için ciddi endişe kaynağı olarak değerlendirmeye;
Tayvan’a savunma niteliğinde silahlar sağlamak; Ve Amerika Birleşik Devletleri’nin, Tayvan halkının güvenliğini veya sosyal veya ekonomik sistemini tehlikeye atacak her türlü güce veya diğer baskı biçimlerine başvurmaya direnme kapasitesini sürdürmek.”
Amerika Çin’in Tayvan konusunda askeri yollara başvurmasını engellemeye çalışıyor. Uzak Doğu halkları sabırlıdır.
Daha büyük tehlike Çin’in Tayvan’ı çeşitli yollarla zaman içinde “boğmaya” çalışmasıdır. Stalin’in Berlin’e yapmaya çalışıp başaramadığı gibi. Çin’in Tayvan konusunda Berlin örneğinden önemli bir farkı var. Tayvan hukuken Çin’in parçası. Batı Berlin ise Sovyetlerin parçası değildi.
Çin bir ölçüde kara sularını ve hava sahasını genişleterek baskı yapıyor. Tayvan etrafındaki askeri manevralar, zaman zaman bahanelerle hava sahalarını kapatarak adeta ileride yapabileceklerinin modellerini deniyor. Tayvan’ı bezdirmeye çalışıyor. İleride Çin deniz ablukası deneyebilir. Amerika’nın 1962 Küba krizinde yaptığı gibi. Bu tabii ileride çatışmalara yol açabilecek bir girişimdir.
Tayvan ise mevcut demokrasi ve refahından vazgeçmek istemiyor.
Tayvan’ı ve Amerika’yı bekleyen esas tehlike Berlin örneği. Ancak, ABD, Berlin’de olduğu gibi avantajlı durumda değil. ABD Tayvan’ı Çin’in parçası olarak kabul etmiş. Batı Berlin öyle değildi.
Herkesin Bayramını kutlarım.