Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığı ilk günlerde Adalar’a ilişkin dikkat çekici ifadeler kullandı. Adalar’a özel bir ilgisinin olduğunu, onları bir mücevher kadar kıymetli gördüğünü söyledi.
Sevindik. İstanbul’un yanı başında bir nefes alma imkanı olarak Adalar’ın şimdiye kadar belli ölçülerde korunabilmiş olması, bir mucize. Biz Adalılar, Adalar üzerine söylenenleri, yapılanları unutmayız. İmamoğlu’nun sözleri de aklımızda. Ancak yerel seçimlerden beri tedirginlik içindeyiz.
Kartal-Maltepe dolmuşlarının en büyüklerinin adaya geleceklerini öğrendik. “Azman” minibüsler yeni ulaşım aracımız olacakmış. Şaşırdık. İtirazlarımızı İETT Genel Müdürü’ne ilettik. Adalar Belediye Başkanı, bir toplantı tertipledi, Adalıların ve sivil toplum örgütlerinin de katıldığı toplantıda, 200 kişi vardı. Adalar’da yaşayan, aralarında tarih, çevre, deniz üzerine ihtisas yapmış akademisyenlerin de olduğu topluluk bu minibüslerin yol açacağı tahribata dikkat çekti.
İETT Müdürü ise “Bir deneyelim” demekten öte gidemedi. Toplantıya katılanların eksiksiz tamamı kesinlikle bu minibüsleri istemediğini anlatınca, “Erteliyoruz” diyerek ayrıldılar. Ne var ki, minibüs telaşı başladı, bayramın birinci gününde yani 15 Haziran’da azman minibüsler trafiğe sokulacak.
Bayram günü, şehirden bedava vapurlarla gelecek devasa kalabalık ile Adalıların karşı karşıya gelmesi endişesiyle yüz yüze kaldık. Günümüzde dünyadaki popüler yerlerin büyük kısmı “overtourism” yani “turizm fazlası” sorunu ile karşı karşıya. Bu yüzden örneğin Venedik’e giriş ücretli hale geldi.
Adalar’ın da turizmi dengelemek için yeni formüllere ihtiyacı olacak. Yani bu mesele sadece minibüsle sınırlı bir mesele değil. Dünyanın önde gelen turistik ülkeleri artık kalabalığa dayalı turizm yerine daha sakin bir turizm anlayışına yönelme eğilimindeler.
Bayramlarda yüzbinleri bulan kalabalıkları taşımaya ne azman minibüsler yeter ne de korsan akülüler. Belki tramvay düşünülebilir. Eğer Büyükşehir Belediyesi Adalar’a gerçekten bir hizmet yapmak istiyorsa, en önemli hizmetin Adalar’ı korumak olduğunu söyleyeceğim. Adalılar tepki içinde. Bu kötü maceradan bir an önce vazgeçilmesini talep ediyorlar: “Bırakalım Adalar gibi tarihi sit alanını, şehrin herhangi bir yerinde bile kaldırılması gündemde olan bu tarz araçların, yaya önceliği olan Adalar’a reva görülmesi kabul edilir değildir.
Adalar’ın yol güzergahları ve sokak yapısı bu tür araçlara uymaz, ada sokakları da bu tür araçlar için değiştirilemez. İstanbul’un tek korunmuş yol güzergahı Adalar’dadır. İstanbul şehri kent dokusunu motorlu araç trafiğine feda ederken, bu tür araçların girmediği Adalar’da sokak morfolojisi korunmuştur ve Adalar’ın kentsel sit olması sadece yapılarından değil aynı zamanda bu özelliğindendir.
Bu bakış açısına sahip olmayan bir ulaşım planlaması kabul edilemez. Hem teknik hem kültürel ve hem de estetik açıdan sorun dolu olan bu kararın iptalini talep ediyoruz. Sizlere oy veren ve vermeyen biz Adalılar bu araçların Adalar’ın kültürel peyzajı içinde yeri olmadığı konusunda tam bir mutabakat içindeyiz” (Adalar Vakfı). Yol yakınken, bu yanlıştan dönülmesi dileğiyle