spot_img
Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIAK Parti’den ayrılarak kurulan partilerin geleceği

AK Parti’den ayrılarak kurulan partilerin geleceği

Bu partilerin merkez kadroları güçlerini siyaset sahnesinde denemek istiyor. Ancak, dediklerini yaparlarsa muhalefetin seçimleri kaybetmesine neden olmak gibi bir suçlamayla yüz yüze gelebilirler. Siyasi zeminleri yerinden oynayabilir. Sonuç olarak, seçmen gerçekçidir. Kazanamayacak adaylara sırf “seni seviyorum” diyecek bir yeni seçmen kitlesinin oluşabileceğini tahmin etmiyorum. O zaman bu partiler, bu çok taraflı açmazı kırabilecekler mi? Toplum için yeniden umut olabilecek bir bağımsız dinamik ortaya koyabilirler mi? Zor bir dönem.

Deva ve Gelecek partileri kurulurken AK Parti’nin kuruluş ilkelerinden saptığını, demokrasi karşıtı bir siyasi zemine kaydığı tezine dayandılar. Daha demokratik, daha liberal, daha çoğulcu bir sistemden yana olduklarını ilan ettiler. Kurucuları arasında bir dönem AK Parti’yi yönlendirmiş isimler bulunuyordu.

İlk adımda ortak tek bir parti kuramayacakları anlaşıldı. Bölündüler. 14 Mayıs seçimleri bir sınav olacaktı. Eğer AK Parti’den önemli bir kopma sağlayabilirlerse, yeni bir iktidar imkanı elde etmiş olacaklardı. 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinin kritik partileriydiler. AK Parti’den kopan Başbakan ve Maliye Bakanı düzeyinde iki siyasetçinin önderlik ederek kurdukları partiler, AK Partili seçmenin kararını değiştirecek kadar etkili olamadı. Kararsız diye anılan kitle, sandık başında, tereddütlerini bir kenara bırakarak “istikrar esastır” diyerek AK Parti’yi seçti.

Bu seçmenlerin Gelecek ve Deva partilerinin müstakbel tabanını oluşturması bekleniyordu. Ancak olaylar farklı gelişti. Önümüzdeki dönem ne yapabilirler? Seçim sonucunda bu partiler Meclis’te temsil imkanını elde etti. Matematiksel olarak Anayasa değişikliği için gerekli olan üçte iki çoğunluğun oluşmasına yetecek bir sayıya sahipler. Şimdi önlerinde iki önemli dönemeç bulunuyor.

Yerel seçimler ve Anayasa yapımı. Bu konularda nasıl bir yol izleyecekler? AK Parti tabanında bir muhalefet rüzgarı estirebilirler mi? Merkez sağı temsil edebilecek yeni bir siyasi yol açabilirler mi? Orta sınıfların muhafazakar muhalefetini örgütleyebilirler mi? Bu partiler açısından yerel seçimler bir imkan olarak görülüyor. Ali Babacan bir grup gazeteciyle yaptığı basın buluşmasında, “Bütün Türkiye sathında kendi adaylarımızla seçimlere katılacağız” dedi. Benzer bir açıklamayı Meral Akşener de yaptı. Akşener’in ayrı bir zemine çekme, ayrı hareket etme girişimleri 14 Mayıs seçimlerinde olumsuz sonuçlar doğurdu.

Bu partilerin merkez kadroları güçlerini siyaset sahnesinde denemek istiyor. Ancak, dediklerini yaparlarsa muhalefetin seçimleri kaybetmesine neden olmak gibi bir suçlamayla yüz yüze gelebilirler. Siyasi zeminleri yerinden oynayabilir. Sonuç olarak, seçmen gerçekçidir. Kazanamayacak adaylara sırf “seni seviyorum” diyecek bir yeni seçmen kitlesinin oluşabileceğini tahmin etmiyorum. O zaman bu partiler, bu çok taraflı açmazı kırabilecekler mi? Toplum için yeniden umut olabilecek bir bağımsız dinamik ortaya koyabilirler mi? Zor bir dönem.

Üç yeni parti, yerel seçimlerde var olmak ya da yok olmak ikilemiyle yüz yüze gelebilir. Bakarsınız değişik koşullar olur, iç gelişmeleri yönlendirebilir. Bu partiler belki de o zorlukların içinde yeni bir ses ve güç haline dönüşebilir.

- Advertisment -