spot_img
Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIAmerika’nın Super Bowl röntgeni: 123 milyon seyirci, 1.5 milyar tavuk kanat, 2...

Amerika’nın Super Bowl röntgeni: 123 milyon seyirci, 1.5 milyar tavuk kanat, 2 İsrail propagandası, 1 tarikat reklamı, 21 yaralı ve 1 ölü

58 senedir olduğu gibi bu sene de Super Bowl siyasetten azade değildi: İsrail devleti 14 milyon dolar harcayarak 2 tane reklam yayınladı, Taylor Swift ve Amerikan futbolcusu sevgilisinin liseli aşık sahneleri Trumpçıları öfkelendirdi, Kennedy ailesinin asi çocuğunun reklamı Biden seçmeninin aklını çeldi, dini içerikli reklamlar ABD’yi ikiye böldü. Amerikan liberalizminin görsel bir şölen eşliğinde kutlandığı bu gece Amerika’nın zaaflarını ve zayıflıklarını da gözler önüne serdi. Zira Super Bowl geceleri her sene ABD’nin düzenli bir şekilde röntgenini çekiyor, toplumsal fay hatlarını dürüst bir şekilde yansıtıyor. Bu nedenle ABD’de yaşananları anlamak için Super Bowl gecesini izlemek yeterli.

20 sene önce bütün Amerika yine bir Şubat ayının ilk Pazar gecesi ulusal Amerikan futbol ligi NFL’nin finali Super Bowl’u izlemek için televizyon başındaydı. 90 milyon kişinin izlediği 38. Super Bowl’u Carolina Panthers’i 3 puanla yenen New England Patriots kazanmıştı. Fakat gecenin ardından milyonlarca kişinin aklında kalan maçtaki hücumlar veya touch downlar değildi; halftime şov denen devre arası gösterisiydi. NFL, 1967’den beri düzenlenen Super Bowl’un reytinglerini arttırmak adına 1993 yılında bir politika değişikliğine gitmiş ve devre aralarında artık sıkıcı bando takımlarının değil, ünlü pop ve rock yıldızlarının sahne almasına karar vermişti. 1993 yılında Michael Jackson’ın efsanevi halftime şovuyla başlayan bu geleneği 2004’teki 38. Super Bowl’da Michael Jackson’ın kız kardeşi Janet Jackson devam ettiriyordu. Devre arasının sponsoru ise MTV’ydi. Amerika’nın “Kral TV”si olan MTV, ana temayı “Choose or Lose” (Seç ya da Kaybet) olarak belirlemişti.




2004 Super Bowlunda halftime şovun yıldızı: Janet Jackson

2004 senesi, 11 Eylül saldırılarının ardından Irak İşgali’ne yeşil ışık yakan George Bush’ın ikinci dönemi için yarıştığı önemli bir başkanlık seçimine ev sahipliği yapıyordu. Başa baş bir seçimdi. Demokratların adayı John Kerry, Irak’ın işgalini eleştiriyor, Bush’un kitlesel imha silahlarının varlığıyla ilgili halka yalan söylediğini söylüyor, 2004’te yaptığı ateşli konuşmayla dikkatleri üzerine çeken Obama gibi genç savaş karşıtı isimlerin desteğini alıyordu. Bush ise terörle mücadele için Irak’ın işgalinin gerekliliğini anlatıyor, milliyetçi ve muhafazakar bir kampanya yapıp rakiplerini “gayri millîlikle” suçluyordu. MTV de böylesine hararetli bir seçim döneminde gençlerin sandığa gitmesi için devre arasının temasını özellikle “Seç ya da Kaybet” olarak belirlemiş, Bush destekçisi Cumhuriyetçiler tarafından “seçimlere müdahale etmekle” itham edilmişti. Zira savaş karşıtı ve Demokrat Parti’ye eğilimli gençlerin sandığa gitmesi durumunda Bush aleyhine oy kullanacakları düşünülüyordu.




MTV o sene birçok etkinliğin temasını “Seç yada Kaybet” olarak belirlemişti

MTV’nin Teksas eyaletinin Houston şehrinde düzenlenen 38. Super Bowl için kurguladığı devre arası şovu da tamamen bu “seçim” üzerineydi. Şov Beyonce, Muhammed Ali, Tom Cruise ve Elijah Woods gibi ünlülerin didaktik “sandığa gidin” videosuyla ısınma turuna çıkıyor, ardından 24 yaşındaki genç şarkıcı Jessica Simpson’ın “Houston partilemeyi SEÇTİ” çığlığıyla resmen başlıyordu. Şovun esas yıldızı 38 yaşındaki Janet Jackson’dı. Jackson’a bütün şov boyunca genç şarkıcılar ve rapçiler eşlik ediyor, şarkı aralarında “iki yüzlülüğe, cehalete Hayır” sloganı atılıyor, gençlere dört bir yandan sosyal mesaj veriliyordu. Bu protest şovun finalinde de Jackson’a gençlerin hayran olduğu “popun prensi” lakaplı Justin Timberlake eşlik ediyordu. İkili erotik bir şarkı olan “Rock Your Body”i söylemiş, şarkının sözleriyle uyumlu bir dans performansı sergilemişti. Timberlake’nin ilk çıkış parçalarından olan şarkı “Bu şarkının sonuna doğru seni çıplak bıraksam iyi olur” sözüyle bitiyordu. Timberlake ve Jackson da milyonlarca kişinin ilgiyle izlediği bu halftime şovu çarpıcı bir şekilde bitirmek istemiş ve şarkının finaline sözlerle uyumlu bir son hazırlamıştı. Timberlake şarkının bitiminde Jackson’ın elbisesinin göğüs bölümünü yırtacak, Jackson da şarkıyı alttan çıkan kırmızı büstiyerle sonlandıracaktı. Fakat işler planlandığı gibi gitmedi. Timberlake elbiseyi çektiğinde büstiyer de yırtıldı ve Jackson’ın sağ memesi milyonlarca kişinin gözü önünde açıldı.




Justin Timberlake’nin elbisesini yırtmasının ardından göğsünü kapayan Janet Jackson

Yıllardır 15 dakika süren şov erken bitti, Jackson olayın bir kaza sonucu yaşandığını açıklayıp özür diledi, Super Bowl’u yayınlayan CBS kanalına 550 bin dolarlık ceza verildi. Fakat esas faturanın bedeli ise “iffetsiz kadın” olarak manşetlere taşınan Janet Jackson’a kesilmiş: kimse genç ve çapkın bir erkek olarak görülen Justin Timberlake’nin üzerine gitmemiş, herkes Jackson’ı eleştirmiş, Jackson’ın Grammy’de sahne alması engellenmiş, bir süreliğine arka plana itilmişti.

Yaşanan bu gardırop kazası, internet tarihinde en çok aranan olaya dönüştü, hatta Youtube kurucuları dahi sahne kazasının videolarına tek bir sitede ulaşmak isteyenlerin taleplerini fark edince böyle bir video sitesini kurmayı akıl etti. Nipplegate olarak anılan bu olaya George Bush’ın eşi First Lady Bush da dahil oldu, ekran başında çocuklarıyla birlikte olan aileler için talihsiz bir an olduğunu söyledi, Irak İşgali’nin gölgesindeki bir seçim arifesinde muhafazakar seçmenlere göz kırptı. Halftime şovda yaşanan bu kaza o kadar çok konuşuldu ki Irak İşgali dahi bir süre gündemden düşmüş, Bush kampanyası muhafazakar seçmenle bağını pekiştirmek için bir fırsat yakalamıştı.




George Bush ve First Lady Laura Bush

NFL 2004’ten sonra böyle bir kazanın tekerrür etmemesi için sahneye 7 sene boyunca erkek rock gruplarını çıkardı. Ancak 2011’de Black Eyed Peas grubu ile tekrardan pop müzik sanatçılarına ve kadınlara yeşil ışık yakabildi. 2011’den beri Madonna, Beyonce, Bruno Mars, Katy Perry, Shakira, Jennifer Lopez, Rihanna, Lady Gaga gibi yıldızların sahne aldığı 15 dakikalık halftime şovlarda bir daha böyle sansasyonel bir kaza yaşanmadı. Fakat Super Bowl hala sadece Amerikan futbolunun konuşulduğu bir gece değil. Bir spor gecesinin çok daha ötesinde doğrudan siyaseti etkileyen ve siyasetten etkilenen, Amerika’nın bütün toplumsal fay hatlarının röntgeninin çekilmesine imkan veren bir sosyal fenomen. Aynı geçen Pazar günü (11 Şubat 2024) düzenlenen ve 123 milyon seyirciyle Amerikan tarihinin en çok izlenen şovu olan 58. Super Bowl finali gibi.

Amerikan liberalizmin tüketim şöleni




Tipik bir Super Bowl menüsü: Chicken wigs, bira ve özel soslar

Geçen Pazar gecesi Nevada eyaletinin Las Vegas kentinde düzenlenen 58. Super Bowl da önceki NFL finalleri gibi görkemli bir tüketim etkinliğiydi. Zira Super Bowl finalleri, Amerikalılarının Şükran Günü’nden sonra en çok harcama yaptıkları gün. 112 milyon Amerikalı, Super Bowl’u bir ev partisinde izledi, 16 milyon da maçı izlemek için bir bar veya lokantaya gitti. Amerikalıların sadece Super Bowl gecesi için 17 milyar dolar harcama yaptığı düşünülüyor. En büyük harcama kalemi ise kızarmış tavuk kanatları. Sadece Super Bowl gecesi 1,5 milyar tavuk kanat tüketildi. Sadece tavukçular değil, bahisçiler de şanslı. 68 milyon Amerikalı Super Bowl için 23 milyar dolarlık bahis oynadı. Super Bowl sadece ABD’de değil, Meksika ve Kanada’da dahi ekonomiyi canlandırdı, eğlence ve gıda sektörünün gelirlerini arttırdı. NFL ise hem yayın haklarını hem de biletleri satarak milyarca dolar gelir elde ediyor. Yayın haklarını alan televizyon kanalları da Amerikalıların televizyona kitlendiği bu gecede firmalara reklam slotu satıyor. Tekel oluşmaması için de NFL dönüşümlü bir şekilde yayın haklarını farklı medya gruplarına vermeye özen gösteriyor.




Bu sene Super Bowl’un yayın haklarını Paramount grubu aldı. Grubun farklı kanalları ve platformları ise maçı canlı yayınladı. Yetişkinler CBS kanalından izlerken, Nickledeon kanalı da Sünger Bob’un ve Patrick’in yorumcu olduğu alternatif bir çocuk yayıyla maçı izleyicilere sundu. Böylece Sünger Bob da bu çılgın tüketim gecesinin bir parçası oldu.

Firmalar da milyonlarca kişiye ulaşabilecek bu reklamlar için aylarca çalışıyor, en iyi oyuncular ve yönetmenlerle en yaratıcı reklamları adeta bir “film gibi” çekiyor. Bu nedenle Super Bowl reklamları da en az maçlar ve halftime şovlar kadar ilgiyle izleniyor, teker teker değerlendiriliyor. Reklamların bile ilgiyle izlendiği bu tüketim şöleninde 30 saniyelik bir reklamın bedeli 7 milyon dolar. Bu yüksek bedeli ödeyen ve 30 saniye içerisinde herkesin dikkatini çekmek isteyen firmalar, STK’lar ve hatta siyasetçiler adeta birbirleriyle yarışıyor. Bu serbest fikirler piyasasında bu sene Dunkin’s Donuts Jennifer Lopez, Matt Damon ve Ben Affleckli, State Farm Arnold Schwarzenegger, BMW ise Christopher Walken ve Usher ile seyircinin karşısına yaratıcı ve eğlenceli reklamlarla çıktı. Herkes o kadar da yaratıcı değildi. Mesela Kanye West, telefon kamerasıyla kendini çektiği amatör bir videoyla şahsi giyim markası Yeezy’i tanıtmayı tercih etti. Reklam verenler arasında sadece firmalar yoktu. Tom Cruise ile ünlenen Scientology tarikatı da her sene olduğu gibi bu Super Bowl’da da reklam verdi, seyircileri tarikata davet etti. Yine Katoliklerin kullandığı dua app’i Hallow da oyuncu Mark Wahlberg ile dini içerikli bir reklam yayınladı.




Scientology tarikatının Super Bowl reklamı: “Meraklı mısın? Kendin karar ver.”

Fakat gecenin en çarpıcı dini reklamlarından biri Hz. İsa’nın insanların ayaklarını yıkaması üzerinden verilen toplumsal barış kamu spotuydu. Muhafazakar iş insanlarının ülkede yaşanan kutuplaşmaya yönelik yayınladığı bu reklamda farklı kimlikten Amerikalılar İsa’dan feyz alarak birbirlerinin ayaklarını yıkıyor, göçmenler, siyahlar, eşcinseller, dindarlar birbirlerini kucaklıyordu. Reklamın mesajı netti: “Hz. İsa bize nefreti öğretmedi. Ayakları yıkadı. O hepimizi anlıyor. Hepimizi”




Reklamda kullanılan bütün görüntüler yapay zekayla yapılmıştı

Muhafazakar iş insanlarının böylesine bir reklamı Super Bowl’daki cips reklamlarıyla art arda yayınlanma ihtiyacı duyması dahi ABD’deki kutuplaşmanın geldiği boyutu anlamak için yeterliydi. Nitekim ünlü bira firması Bud Ligth’in yeni reklamı dahi bu kutuplaşmanın bir ürünüydü. Bud Light geçen sene trans bir TikTok fenomenine ürün sponsorluğu kapsamında bira yolladığı ve tanıtım yaptırdığı için muhafazakarlardan tepki almış, biranın satışları %20 düşmüş, şirket borsada değer kaybetmişti. Trump dahi olaya müdahil olmuş, boykotun durması için çağrı yapmıştı. Bu sene Bud Light, küstürdüğü muhafazakarlara seslenmek için kırsalda elektrikler kesilince kovboyu andıran bir Amerikalının atlarıyla bir bara bira getirmesini konu alan bir reklam yayınladı. Reklamın adı dahi muhafazakarlara göz kırpıyordu: “Old School Delivery”(Eski usul teslimat).

Amerikan siyasetindeki tartışmalar Super Bowl reklamlarını dolaylı yoldan da olsa etkilemişti. Fakat siyasetle doğrudan ilişkili reklamlar da mevcuttu.

“Bizim Kennedy, ama Demokrat değil”

Şüphesiz gecenin en çok ses getiren reklamı Cumhuriyetçilerin adayı Trump ve Demokratların adayı mevcut başkan Biden arasında sıkışan seçmene üçüncü bir yol açmak için bağımsız başkan adayı olan Robert Kennedy Jr.’nin reklamıydı. Demokratların efsane başkanı John Kennedy’nin yeğeni, başkan adayıyken öldürülen siyahların çok sevdiği Robert Kennedy’in oğlu olan Robert Kennedy Jr. saygın bir iklim aktivistti, tartışmalar yaratan bir aşı karşıtı, sıkı bir Biden muhalifi. Ailesinin Demokrat Parti’yi desteklemesi ve hepsinin Biden’a oy vereceğini açıklamasına rağmen Robert Kennedy, bağımsız başkan adayı oldu ve hem Biden hem Trump seçmeninden aldığı oylarla anketlere göre %7’lere çıktı. Özellikle Trump destekçisi iş insanlarından bağış aldığı için Trump lehine Biden’in oylarını bölmekle suçlanan Kennedy, amcasının 1960’lardaki seçim kampanya şarkısını ve videosunu aynen kullanarak bir reklam yayınladı. Reklam o kadar aynıydı ki reklamın yapımcıları “Demokratlara oy verin” yazısını çıkarmayı dahi unutmuştu.

Birçok Twitter kullanıcısı ekran başındaki yaşlı Demokratların “Aa bizim Kennedy mi aday” diyerek şaşırdığını yazdı. Super Bowl’da Kennedy soyadını görüp heyecanlananlar sandık başına gittiğinde oyları bölüp Kennedy’e oy verecek mi 4 Kasım’da öğreneceğiz. Fakat Demokratların adayı Joe Biden’in Super Bowl’da kendini hatırlatmaması bu olasılığı arttırabilir. Zira ABD Başkanlarının Super Bowl öncesinde canlı röportaj vermesi bir gelenek olmasına rağmen Biden bu röportaj imkanını es geçti. Özellikle ileri yaşı ve akıl sağlığının gündemde olduğu bir dönemde Biden kampanyası bu söyleşiyi lehe çevirebilir, milyonlarca Amerikalıya ekrandan seçimlere yönelik bir mesaj verebilirdi. Fakat büyük ihtimalle kampanya ekibi canlı bir röportaj yapmayı risk olarak değerlendirdi, olası bir gafla milyonlara rezil olma ihtimalini de düşündü. Böylesine önemli bir fırsatın kaçırılması aslında 4 farklı ceza davasından yargılanan radikal bir adayla savcı raporunda dahi “unutkan sempatik yaşlı adam” diye bahsedilen bir aday arasına sıkışmış Amerikan demokrasinin talihsiz bir özeti.

Bir diğer siyasi tartışma ise önceki Super Bowl’larda olduğu gibi maç başlamadan önce ABD’nin milli marşı “The Star-Spangled Banner”’dan hemen sonra söylenen 1900 tarihli “Lift Every Voice and Sing” şarkısıydı. Eşitliği temel alan ve “siyahların marşı” olarak bilinen bu şarkı, bir süredir Super Bowl’larda okunuyor ve her seferinde “Bu ülkenin tek bir marşı var” tartışmalarına sebep oluyor. Her ne kadar bu şarkıya milli marş düzeyinde saygı gösterilmese de açılış töreninde okunması özellikle Cumhuriyetçilerin “Bu ülke bölünüyor mu?” tepkisine yol açıyor.

Fakat bu milli marş krizi ABD’yi ikiye bölmeye yetmedi. Zira ABD’nin ikiye bölüneceği çok daha önemli bir konu vardı: Taylor Swift ve Amerikan futbolcusu sevgilisi Travis Kelce.

Bir lise masalı: Amigocu güzel kız, yakışıklı Amerikan futbolcusu erkek

Bu sene halftime şovun yıldızı Usher’di. R&B yıldızı Usher birçok hit parçasını seslendirip Alicia Keys gibi isimleri sahnede ağırladı, paten kayıp dans ettiği çok güzel görsel şölene imza attı. Daha önceki halftime şov yıldızları gibi ücretsiz sahneye çıkan Usher her ne kadar aynı gün çıkardığı yeni albümünü başarılı bir şekilde tanıtsa da gecenin en çok konuşulan sanatçısı olamadı.

Usher da bütün Amerikan futbolu oyuncuları, Super Bowl reklamlarındaki Hollywood yıldızları ve Kennedy gibi Taylor Swift’in gölgesinde kaldı. Kansas City Chiefs’in yıldız oyuncusu Travis Kelce’yle sevgili olan Swift, Japonya’daki konserinin ardından özel jetiyle Las Vegas’a uçmuş, Swift’in milyonlarca hayranı bu geceyi iple çekmişti. Taylor Swift hayranları öylesine tutkuluydu ki Japonya’nın ABD Büyükelçiliği Swift’in maça yetişeceğine dair özel açıklama yapmış, Super Bowl ve NFL liginin kadın izleyici sayısı yükselmiş, Travis Kelce ve Kansas City Chiefs’in sosyal medya hesapları Swift’nin etkisiyle takipçi sayısını arttırmıştı.

Taylor Swift bütün maçı tribünden heyecanlı bir liseli amigo kız edasıyla izlemiş, maçın bitiminde ise sahaya çıkıp kupayı kazanan Kansas City Chiefs oyuncusu erkek arkadaşına sarılıp öpmüştü. Herhangi bir Amerikan filmindeki popüler kızla yakışıklı sporcu çocuğun aşk sahnesinden fırlayabilecek bu görüntüler her ne kadar Amerikalıların gönlünü çalsa da Trumpçıları rahatsız etmişti.

Amerika’nın yüzde 20’si, özellikle gençler ve kadınlar üzerinde etkili olan Taylor Swift’in erkek arkadaşının 2024 seçimleri öncesinde Super Bowl kazanması, Taylor Swift’in bu maça katılarak reytingleri zirveye çıkarmasını bir derin devlet projesi olarak görüyor. Trumpçıların yaydığı bu komplo teorisine göre, Taylor Swift sevgilisi kupayı kaldırırken birden milyonlarca Amerikalının gözü önünde Biden’a destek açıklaması yapacak ve Super Bowl’a siyaset bulaştıracaktı.

Bu komplo teorileri gerçekleşmedi, fakat Super Bowl’a siyasi tartışmalar bulaştı bile. Hem de 11 bin kilometre uzaktan.

Super Bowl’da İsrail propagandası

İsrail devleti Super Bowl’da iki tane 30 saniyelik reklam yayınladı. İki reklamın da toplam bedeli 14 milyon dolar. İsrail reklamlarında elbette katlettiği Filistinli çocuklara yer vermedi. Hatta Super Bowl’daki reklamlarının yayınlandığı saatlerde Gazze’nin kuzeyindeki 1 milyon sivili yönlendirdiği Refah’ı bombaladı, yine sivilleri katletti. İsrail, yayınladığı iki reklamda da Hamas tarafından kaçırılan İsraillileri konu edindi. Amerika’da ve dünyada makul insanların neredeyse tamamının rehinelerin serbest bırakılması konusunda bir şüphesi olmamasına rağmen İsrail’in böyle bir propagandaya ihtiyaç duymasının esas sebebi, Amerika’da uluslararası hukuku çiğneyerek sivilleri katleden İsrail’e yönelik tepkinin her geçen gün artması. İsrail, Super Bowl gibi popüler bir etkinliğe iki reklamla dahil olarak hem Kongre’de bugünlerde görüşülen 15 milyar dolarlık askeri yardım paketi hem de ABD’nin İsrail’e sıkı desteğinin devam etmesi için kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor.




İsrail’in Super Bowl reklamlarından biri: “136 kişi hala Hamas’ın elinde rehin”. İsrail Super Bowl gecesi düzenlediği operasyonda iki rehineyi kurtardı.

Super Bowl sırasında Filistinliler gündeme gelmedi. Belki Filistin konusunda duyarlı ve kınamak dışında harekete de geçebilecek kapasiteye sahip olan bir ülke, Müslüman iş insanları 7 milyon dolar gibi bir bütçe ayırsaydı Super Bowl’da milyonlarca Amerikalıya ulaşacak ve Filistin’e yönelik desteğin artması, seçimler yaklaşırken Biden ve Demokratlar nezdinde baskı oluşturacak bir kamuoyu spotu yayınlanabilirdi. Böylece Filistin’de yaşanan dram büyük kentlerdeki protestoları, üniversite kampüslerindeki solcu gençlerin pankartlarını ya da sosyal medyayı aşıp ortalama bir Amerikalının da gündemine girebilir, vicdanları harekete geçirebilirdi. Şimdilik bu kamuoyu desteğine talip olan 14 milyon dolarla İsrail oldu. Filistin’i savunmak yine meydanları dolduran vicdanlı insanlara kaldı.

Sadece Super Bowl sırasında değil, sonrasında da kan döküldü. Amerika bu görsel şöleni artık klasikleşmiş bir soruna dönüşen “silahlanmayla” kapadı. Kansas City Chiefs’in Super Bowl kupası için Kansas City’de düzenlediği geçit töreninde ateş açıldı, 1 kişi öldü, 21 kişi yaralandı. Cumhuriyetçiler kaçak göçmenleri suçladı, Demokratlar ise Trumpçı radikal komplo teoricilerini. Polis her ne kadar çatışmanın sebebinin kişisel bir husumet olabileceğini söylese de durum net değil. Zaten resmi açıklama yapılsa da ne Demokratların ne de Cumhuriyetçilerin yaşanan her olay karşısında taktıkları o “at gözlüklerinden” vazgeçeceği yok. Zira artık Amerika neredeyse her konuda ikiye bölünmüş durumda.

Fakat bu kutuplaşmaya rağmen Trumpçılar da Bidenciler da, İsrail’i destekleyenler de Filistin’e üzülenler de yine de ekran başında aynı maçı, reklamları, halftime şovu izledi. Super Bowl her şeye rağmen hala Amerika’nın birleştirici bir sembolü. Belki de dini bayramlardan, milli marştan ve hatta resmi bayraktan daha da birleştirici ve kapsayıcı bir sembol.

Peki neden Super Bowl?

Psikologlara göre Super Bowl’un bu kadar izlenmesinin sebebi FOMO(Bir şeyleri kaçırma korkusu). Herkesin konuştuğu ve toplu bir şekilde izlediği bir etkinliği kimse kaçırmak istemiyor. Fakat bu açıklama en ilk aşamada neden bu kadar insanın Super Bowl’a kitlendiğini açıklamak için yetersiz.  

Aslında Super Bowl, Amerika’nın her sene düzenlediği bir kutlama gecesi. Sadece geçen hafta Super Bowl üzerinden yaşanan tartışmalara bakıldığı zaman bile bunu anlamak mümkün: Amerikan liberalizmin temelini oluşturan serbest piyasanın en kaliteli ürünlerinin, en yaratıcı reklamlarının yarıştığı, birbirinden ünlü ismin rol aldığı rengarenk reklamlar; çıkan ünlülerin 15 dakikada hem dans edip hem şarkı söylediği hem espri yapıp bir yandan sosyal mesaj verdiği ve paten kaydığı görkemli bir halftime şov; hızlı ve seri bir şekilde oynanan bol skorlu kıyasıya bir rekabeti içeren Amerikan futbolu; Super Bowl gecesi için girilen tüketim maratonu, alınan kızarmış tavuklar, içecekler, Nachoslar.

Super Bowl, Amerika’nın gurur duyduğu kapitalist sistemin limitlerini zorladığı bir gece.

Fakat aynı zamanda giderek bireyselleşen birbirinden kopan Amerikalıların bir araya gelmesi, arkadaşlarıyla aileleriyle birlikte keyifli bir gece geçirmesi için Şükran Günü gibi bir bahane yaratan özel bir gece. Dini bayramların artık bu denli kutlanmadığı, deist ve ateist nüfusun giderek arttığı Amerika’da Super Bowl Amerikan liberalizmin görsel bir şöleni, bir bayramı. Bu nedenle Amerikalılar hem ülkenin temel ilke ve değerlerini, kapitalizmin getirdiği refahı ve rekabeti kutluyor, hem de yine bu kapitalist sistem nedeniyle giderek yalnızlaştıkları bir sosyal düzene kısa da olsa bir ara veriyor.

Her ne kadar Trumpçılar belki bir reklamda trans oyuncu görünce, Demokratlar ise cinsiyetçi bir şaka yapılınca rahatsız olsa da birbirinden ölesiyle nefret eden, belki ilk fırsatta birbirini boğazlayacak farklı kesimler aynı saatte ekrandaki aynı görüntülere kitleniyor.

Her şeye rağmen Super Bowl, milyonlarca kişiyi hala ekrana kitlemesi, milyarca dolarlık bir gelir yaratması, dünyanın dört bir yanında konuşulacak popüler bir kültür oluşturması ve bunu her sene güncellemesi, hala kültürel hegemonyayı şekillendirmesiyle Amerikan liberalizmin “buradayım” dediği özel bir görsel şölen.

Ne trajikomik ki bu sene bu görsel şölen sadece bu hegemonyayı değil, Amerikan liberalizmini içten içe yok eden bir zaafı da gözler önüne serdi. İsrail, aynı gece içerisinde hem Amerikalıların vergileriyle Filistinlileri bombaladı, hem de Amerikalılara neden vergileriyle İsrail’in savaş suçlarını desteklemeye devam etmesi gerektiğini anlatan reklamlar yayınladı. Super Bowl gecesi stadyumlara konfeti, Refah’a ise ABD’nin de desteğiyle bombalar yağdı. İsrail’e verilen koşulsuz destek ABD’yi giderek yalnızlaştığı, hegemonyasını yitirdiği ve kutladığı ne kadar değer varsa kendi elleriyle parçaladığı bir rotaya soktu. Super Bowl, bir yandan görkemli Amerikan liberalizmin röntgenini çekerken bu gidişatı da gözler önüne serdi, Amerika’yı gelecekte olabilecekler hususunda uyardı.

Zira belki 30-40 sene sonra dahi Şubat ayında bir Pazar günü Texas, New York, Florida, Seattle, Kansas City ekranlara kitlenmeye, Super Bowl’u konuşmaya ve reklamları merakla izlemeye devam edecek. Fakat böyle giderse sanırım o gece yaşananlar İstanbul’u, Beyrut’u, Paris’i, Cape Town’u, Buenos Aires’i artık hiç mi hiç ilgilendirmeyecek.

- Advertisment -