Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIBeşiktaş hafif kaldı

Beşiktaş hafif kaldı

Bronckhorst ve Farioli, iki teknik adam, daha iyi bir oyun görüşü elde etmek için hemen her seferinde geriye doğru oynamakta bir sakınca görmediler. Farioli’nin Ajax’ı geriye doğru bir dikey bir yatay pastan sonra, çoklu oyuncu grubuyla birinci bölgeden ikinci bölgeye kolayca topu ve takımı taşırken; Bronckhorst’un Beşiktaş'ı, geriye doğru oynarken, bu alanı kat etmek niyetiyle değil, savunmanın daha garantili yerleşimi imkanı olarak kullanmaya çalışıyordu.

Aslında Beşiktaş defansı zaten yerleşikti ve bu ekstra yerleşme çabası sürekli ön alan presi yemelerine neden oluyordu. Bu basit defansif davranış bile, Bronckhorst’un oyunu kendi yarı alanında kabul ettiğinin açık belgesi oluyordu. O nedenle Beşiktaş, alan kat etmeyi, Ajax, hücumda top kaybettiğinde ani çıkışlarla yapmayı oyun taktiği olarak benimsemiş görünüyordu.

Tablo şuydu; Beşiktaşlı yedi oyuncu savunmanın sigortası olarak ikinci bölgeye kadar geliyor ve bir biçimde Rafa Silva ya da Fernandes Gedson’unun hızlı kontralarını sadece seyrediyordu. Snatrafor olarak ilerde tutulan Mustafa Hekimoğlu’nun hangi rol ve görevler için oyunda olduğunu anlamak benim açımdan mümkün olmadı! Mustafa her davranışıyla çaylak altı olduğunu, bangır bangır bağırmasına rağmen, Bronckhorst onu kırkbeş dakika oyunda tuttu.

Beşiktaş, savunması ve hücumuyla kelimenin tam anlamıyla örgülü bir takım kimliği taşımıyor. Takım oyunu, parça parça oynuyor ve yeni bir pozisyon için kolayca organize olamıyor. Her top kaybı bir panik, her kazanılan top belirsizlik bulmacaları üretiyor. Söz gelimi Birinci bölgen ikinci bölgeye geçişler için hangi pozisyon ve açıların kullanılacağı, hangi oyuncunun alan koşusu yapacağı yek diğerinin aldatıcı pas iade pas alternatifi olacağı bilinmiyor.

5-0 kazanılan Galatasaray maçında, ciddi kuşkular edinmiş ama bunu o maçın tutan taktiği olarak dileme dolamamıştım. Hiçbir takım Galatasaray gibi geniş alanlar ikram etmez ve o alanlarda top koşturmaya izin vermez. Dolayısıyla Bronckhorst’un olgun ve dengeli hücum planı üretmesi şart diye not almıştım.

O günden bu güne değişen hibir şey görmedim. Beşiktaş hiçbir bölge ve pozisyonda rakibinden bir fazla çoğalamadığı gibi, hiçbir pozisyonda rakibin önlemlerini bertaraf edecek oyun örüntüleri üretmeyi de başaramadı. Anlaşılan Bronckhorst oyunu ve taktiği Türkiye süper ligi iklimine göre tasarlamış. Ama Avrupa kupalarında Türkiye süper liginin konforu yok. Hiç kimse, hiç kimseye ne alan bırakıyor ne zaman. Agresif, temaslı oyunlarla rakibi ayakta tutmamaya dönük, çok ciddi atletik nitelikler sahneleniyor. Güçlü kuvvetli olmak yetmiyor, güç ve kuvvette devamlılık ve kesin olarak da çabukluk artık oyuncu olmanın vazgeçilmez kriterleri oluyor.

Farioli hücum hattı hariç, şampiyonlar ligi seviyesinde bir takım yaratmış. Beşiktaş karşısında skor yapmalarına rağmen hücum hattı hem pozisyon hataları yaptı hem de çok savruk oynamaya devam etti. Pasların zamanlaması, yönü ve şiddeti konusunda Ajax hücumcularını çok ciddi eksikleri var.

eFarioli bu sorunları çözerse, bu ligin tartışmasız favorisi olur. Yine her şeye rağmen gol yemeden Beşiktaş ağlarına 4 gol bırakmayı becerdiler.

- Advertisment -