Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIKıyılar tartışması. Bakan Özhaseki ile Muğla Büyükşehir Başkanı Aras, Oral Çalışlar'a konuştu

Kıyılar tartışması. Bakan Özhaseki ile Muğla Büyükşehir Başkanı Aras, Oral Çalışlar’a konuştu

“Pilot bölge olarak Göçek’i seçiyoruz. Göçek’in kirlendiğini görüyorum. Arada bir ben de oraya gidiyorum. Orada konuştuğum kaptanlar diyorlar ki. ‘15-20 sene önce içilecek gibiydi bu sular’. 15 gün önce gittiğimde gördüm. Hatta biraz soğuktu ama denize girdim. Deniz bitleri ısırdı. Şimdiden deniz bitleri ısırıyorsa orası yaşanmaz hale gelmiş demektir. Mavi kart diye bir uygulama var. Atık suyu belli merkezlere teslim etmek amacıyla kurulan sistem bir fayda sağladı. Buna rağmen atıkları hala oraya vermiyoruz. Ne yapıyorsunuz dedim Göceklilere. Buralarda demir atmış olanlar, kirli suyu bulunduğu yere veriyor. Benim konuştuğum kaptan ‘Ben de biraz açığa çıkıyorum ve olduğu gibi denize veriyorum’ dedi. Kendi kendimizi zehirliyoruz. Bir taraftan ağaçlara bağlıyorlar yatları. O ağaçlar kırılıyor, dökülüyor. Denize attıkları çapa dibi mahvediyor.

Oral Çalışlar’ın dünkü (11 Haziran) yazısı.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras: Kıyılar belediyelere devredilmeli

Bodrum, Marmaris ve Fethiye gibi önemli turistik merkezlerimizi kapsayan bölgenin çözülmesi gereken sorunları var. Su, atık su, deniz kirliliği, koyların özel teknelerin istilasına uğraması gibi sayısız sorun Ahmet Aras ve ekibini bekliyor. Aileden turizmci olan Aras, emekli asker. Dinamik, bu zorlukları iyi bilen bir yerel yönetici. Projelerini bizimle paylaştı: İlçe belediye başkanlığı tecrübesiyle büyükşehir belediye başkanı olmak büyük bir avantaj. Bodrum gibi metropol sayılabilecek bir ilçenin imkanları ve sorunlarıyla beraber orada 5 yıl yaptığımız belediye başkanlığı ciddi bir deneyim oldu. İlk işim ilçelerimiz arasındaki bağlantıyı güçlendirmek olacak. İlçe belediyeleri Büyükşehir Yasası’nın çıkmasıyla beraber yetki ve kaynak kaybettiler. Çok basit günlük işlerle iştigal ediyorlar. Asıl büyük yatırımlar büyükşehir belediyelerine ait. Toplu ulaşım, su, kanalizasyon, ana arterler, yollar, otogar işletmeleri, liman işletmeleri, kıyı tesisleri büyükşehir belediyesinin yetkisinde. Bodrum’daki bozuk yollar sorunu altyapıyla ilgili. Benim belediye başkanı olduğum dönemde 4 tane ileri biyolojik arıtma tesisi yapıldı. Akyarlar’dan Yalıkavak’a kadarki kıyı bandında -neredeyse yarımadanın kıyılarının yüzde 60’ı- kanalizasyon yoktu. O nedenle önemli bir nüfusun atık su problemini çözmüş durumdayız. Bu şekilde deniz kirliliğini önlüyoruz. Geri dönüşümü sağlıyoruz. Yani çok önemli bir yatırım yaptık. Ama bu yatırımı yaparken yollar kazıldı. Toz, toprak, kışın çamur. Şimdi onların hepsi yapıldı. Akyarlar’dan Torba’ya kadar pırıl pırıl yollardan gidebilirsiniz.

EN CİDDİ SORUN SU

Susuzluk ciddi bir sorun. Bodrum’da sık sık sular kesiliyor. Bodrum’da içme suyu probleminin bir an önce çözülmesi için gerekli projeleri hazırladık. Kayıp kaçağın ortadan kaldırılması için her türlü yatırıma hazırız. Bununla ilgili Avrupa Kalkınma Bankası ile de görüştük. Gerekli krediyi bize sağlamaya hazır. Kasımdan itibaren Bodrum’daki CTP hatların da değişimine başlıyoruz. Herhangi bir İller Bankası veya yurtdışı kaynağından yararlanamazsak bu hatların değişimine kendi kaynaklarımızla başlayacağız. Arıtılmış suyun geri kullanımı ile ilgili de projelerimiz var. Denizden arıtma projelerimiz de hazır. Diğer kurum ve kuruluşların da katkılarıyla Yarımada’da barajlardan, farklı kaynaklardan ve yeni açılacak kuyulardan sisteme ilave su girişi sağlanması amaçlanıyor. Ayrıca tuzlu suyun arıtılması ve mevcut barajlara ilave su düzenlemeleri gibi alternatif seçenekler ile su miktarının artırılması planlanıyor, çözümler için çalışıyoruz.

DENİZİ KORUYACAĞIZ

Gümüşlük kıyısı tamamen temizlendi. Bu yatırımlar tabii ki vatandaşın konforunu bozdu. Toz, toprak, çamur. Yalnız Bodrum’a değil, Marmaris’e de önemli yatırımlar yapıyoruz. Bozburun bölgesinin tatlı su sorununu çözüyoruz. Suyu olmayan yer kalmıyor. Bu faaliyetlerin finansmanını yurtdışı kredilerle çözmeyi planlıyoruz. Hükümetle de bu konuda pozitif bir ilişki içindeyiz. Muğla belediyesinin kredi notu yüksek. Bu yolla ülkemize bir anlamda yatırım çekiyoruz. Muğla, Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi. Elimde çok ciddi bir enstrüman var: Tarih, kültür, doğa. Dünyaya bu tarihi anlatmak, yansıtmak lazım. Mottomuz, ‘Dünya Kenti Muğla’.

PAHALILIK ETKİLİYOR

Konaklama, yeme içme fiyatlarındaki artışlar bizi ciddi etkiliyor. Aslına bakarsanız bugüne kadarki rezervasyonlar, ön rezervasyonlar çok iyi. Enflasyon olmasaydı, Türkiye bu alandaki bütün rekorları kırabilecekti. Bakanımız da bunu zaman zaman ifade ediyor. Buna rağmen şu anda iyi gidiyor. Yılın ilk çeyreğinde 5 milyon turist Antalya havalimanından giriş yapmış.

İLÇELER DENİZDEN BİRLEŞECEK

Birinci hedefim 1 Temmuz Kabotaj Bayramı. Muğla’nın 1480 kilometre uzunluğundaki kıyılarını denizden birleştirmek istiyorum. Bu yatırımı başlattık. 1 Temmuz’da Didim, Turgutreis, Bodrum şehir hatlarını günde üç seferle başlatıyoruz. Aynı gün Fethiye-Marmaris seferleri de devreye giriyor. Fethiye’den çıkan bir turist diyecek ki ben Didim’i, Marmaris’i dolaşayım. Karadan gitmeyecek, denizden konforlu bir ulaşımla bütün bölgeyi dolaşabilecek.

BELEŞE KEYİF YAPIYORLAR

Bir de sürekli denizde hareketsiz bağlı yatan tekneler var. Onların yarattıkları çevre kirliliği büyüyor. Bu özel tekneler, dünyanın en güzel coğrafyasında beleşe keyfine bakıyor. Kıyılar Milli Emlak’a ait. Bu yöreleri en iyi büyükşehirler yönetebilir. Bize versinler. Biz yerel dinamikleri en iyi yönetebilecek yetkilere sahibiz.

Birlikte çalışalım

Oral Çalışlar’ın bugünkü (12 Haziran) yazısı.

Muğla Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile konuştum. Bakan “Kıyılar halkındır” kampanyasını POSTA’ya anlattı. Denize kıyısı olan 28 ilin valisi ve il müdürleriyle yaptığı toplantıda vatandaşın plajlara ulaşımını engelleyen işletmelere yaptırım uygulayacağını söyleyen Özhaseki’ye bölgedeki belediyelerle ilişkilerini, kıyıların korunması konusunda nasıl bir işbirliği yapabileceklerini de sordum:

“Kıyıların işgaliyle ilgili soruyorsanız kaçak yapı meselesinde birinci derecede sorumlu olanlar belediyelerdir. Çünkü vatandaş herhangi bir yapı yapacağı zaman bizim ana planlarımıza uygun olarak gidip belediyesinden ruhsat alır. Bakanlık ruhsat vermez. Belediye ruhsatı verir ve sonra da takip eder. Ruhsata aykırı ne yapılırsa kendileri yetkili. İmar Kanunu’nda bu konuda iki tane hüküm var. Birisi ruhsata aykırı işlerin ve ruhsatsız yapıların bir an önce yıkılması. Yıkım amir bir hükümdür. İkincisi de para cezası. Kanuni limitlerin en üstünden çok ağır para cezaları var. Artvin’den Hatay’a kadar devasa bir alanın tamamından bakanlığın yetkili olması mümkün mü?”

Denizler Halkındır' projesi: Yeni halk plajları geliyor...

“KAÇAK YAPILARDAN BELEDİYELER SORUMLU”

Bir tarafta muhalefet partileri diğer tarafta iktidar var. Bu iki kesim birbirini dışlamak yerine birlikte nasıl çözüm üretebilirler? Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Hükümetle bir sorunumuz yok. İyi ilişkiler içindeyiz” diyor. Buradan nasıl ilerleriz?

“Benim bulunduğum bakanlık aslında siyasete çerez edilmeyecek en önemli bakanlık. Bir taraftan depreme hazırlık meselesi var. Ana planlamaları biz yaparız, kanun çıkarırız. Sonra arsalar verilir, para verilir vs.. Uygulayıcı belediyedir. Eğer iki taraf (belediye ve merkezi idare) uyumlu olmazsa, o iş yarım kalır. Bakanlık olarak 300-500 kişilik ekibinizle kocaman bir alanda boğulabilirsiniz. Gerek kentsel dönüşüm konusunda, gerekse kıyılar konusunda olsun birlikte çalışmak en doğrusu. Önümüzdeki günlerde ben oralara geleceğim. Yapacağımız epeyce iş var orada. Doğrudan belediye başkanlarını çağıracağım, kaymakamları çağıracağım. Onlarla beraber oturup konuşacağım. Sivil toplum örgütlerini davet edeceğim.”

PİLOT BÖLGE GÖCEK

“Pilot bölge olarak Göçek’i seçiyoruz. Göçek’in kirlendiğini görüyorum. Arada bir ben de oraya gidiyorum. Orada konuştuğum kaptanlar diyorlar ki. ‘15-20 sene önce içilecek gibiydi bu sular’. 15 gün önce gittiğimde gördüm. Hatta biraz soğuktu ama denize girdim. Deniz bitleri ısırdı. Şimdiden deniz bitleri ısırıyorsa orası yaşanmaz hale gelmiş demektir. Mavi kart diye bir uygulama var. Atık suyu belli merkezlere teslim etmek amacıyla kurulan sistem bir fayda sağladı. Buna rağmen atıkları hala oraya vermiyoruz. Ne yapıyorsunuz dedim Göceklilere. Buralarda demir atmış olanlar, kirli suyu bulunduğu yere veriyor. Benim konuştuğum kaptan ‘Ben de biraz açığa çıkıyorum ve olduğu gibi denize veriyorum’ dedi. Kendi kendimizi zehirliyoruz. Bir taraftan ağaçlara bağlıyorlar yatları. O ağaçlar kırılıyor, dökülüyor. Denize attıkları çapa dibi mahvediyor. Böyle olunca dünyanın en güzel koylarına sahip Göcek’i pilot bölge ilan edip orada aralıklarla şamandıra sistemine geçiyoruz. Elektronik çipler koyuyoruz, orada geminin ne yapacağı belli. Şamandıraya bağlandıktan sonra ne kadar kalacağını da biz belirleyeceğiz. Orada sınırsız kalma imkanı olmayacak. Atık suları da bizim gönderdiğimiz gemilere vermek zorunda kalacaklar. Bu da bir temizlik hareketi. Göçek civarındaki şikayetler daha çok günübirlikçi dedikleri teknecilerden geliyordu. Günübirlikçi ve haftalıkçı 51 tekne sahibi… Vergi ödemek istemiyorlar. ‘Biz buranın yerlisiyiz. Siz nereden geldiniz’ diye şikayet ediyorlar. Ben onların işlerini kolaylaştırıcı formüller buldum. Daha çok oradaki marina sahiplerine yüklendim. ‘Onlara yüzde 10-20 civarında zam yapın zorlamayın, oranın yerlileri o insanlar’ dedim. Bayramdan sonra oraya yeniden gideceğim ve oradaki grupları toplayacağım. Beraber çalışalım diyeceğim. Telefonumu da vereceğim istedikleri zaman beni arayabilecekler. Böyle kurtaracağız, başka türlü kurtaramayız.”

- Advertisment -