Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, köşeye sıkışan Moskova despotizminin bir anlamda çaresizliğidir. Bu çaresizlik, bir süper devletin zor yoluyla, zorbalıkla kendi hegemonya alanındaki halkları bastırmakta zorlanması olarak da tanımlanabilir. Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Romanya gibi ülkelere “kaybedilmiş hegemonya alanları” olarak bakan ve daha fazlasına tahammülü olmadığını göstermek isteyen Rusya, bir maceraya atıldı. Ukraynalıların topraklarını, ulusal egemenliklerini savunurken gösterdikleri direniş gücü, bana 1968 dünyasının sembol direnişi olan Vietnam’ı hatırlattı.
Önce Fransa, ardından ABD, Çinhindi denilen topraklarda Vietnam, Kamboçya, Laos’ta batağa saplanmıştı. Aynı dönemde Afrika’daki sömürgeler de ayaklandı. Fransa, Belçika, Portekiz gibi Batılı sömürgeci devletler zordaydı. Dünyanın dört bir yanında ABD’ye ve Batılı sömürgeciliğe karşı bir dayanışma cephesi oluştu. Batı ülkelerinin içinde de bu direnişe destek veren büyük gösteriler yapılıyordu. ABD’de savaş karşıtları Vietnam savaşını protesto eden yürüyüşler ve mitingler düzenledi. Üzerlerine güvenlik güçleri ateş açtı. ABD, sonunda Vietnam’da yenildi ve o bölgeden askerlerini çekti.
Sosyalist dünya despotizmin merkezine dönüştü
1960’lı yılların bir başka görüntüsü de sosyalist ülkelerin bu direnişlere arka çıkması, destek vermesiydi. Çin ve Sovyetler Birliği başta olmak üzere sosyalist dünya, ABD’nin yenilgiye uğratılmasında etkin bir rol oynadı. Vietnam direnişi dünyadaki dengeleri değiştirdi, sosyalizme büyük bir sempati duyulmasına yol açtı. Dünya sosyalistleri de bu direnişe kendi ülkelerinden destek verdi. Türkiye’de de Vietnam direnişi kitleler tarafından desteklendi.
ABD 6. Filosu’nun İstanbul ve İzmir limanına demirlemesini protesto eden 68’li gençler bu şehirlerin sokaklarında Amerikan bahriyelilerini kovaladı. Ukrayna direnişini Vietnam’la karşılaştırırsak… Dünyada Ukrayna nedeniyle Vietnam’da olduğu gibi benzer bir bölünme ortaya çıktı. Dünyanın geniş özgürlükçü birikimi, Vietnam konusunda olduğu gibi bu direnişe de destek veriyor. Avrupa’nın “Neonazi”lerinin önemli bir kısmı ve ilginçtir dünyanın birçok komünist ve sosyalist partisi Putin’in yanında saf tutuyor. Sanki film aynı, kahramanlar değişmiş gibi bir görüntüyle karşı karşıyayız. ABD’nin yerinde Rusya var.
O zamanki Amerikan aleyhtarı özgürlük cephesi şimdi Rusya despotizmine karşı çıkıyor. 1960’larda ABD’nin ve Batı’nın hegemonya alanları sarsılıyordu ve bağımsızlık rüzgarı onların aleyhinde esiyordu. Şimdi bağımsızlık ve özgürlük isteyen dünyanın yeni baş belası Rusya. Ve onun sembolize ettiği Asyatik despotizm. Kuyruğunda da bazı Naziler ve bazı solcular. Tabii ki bugünün dünyası ile 1968 dünyasının koşulları, imkanları, talepleri aynı değil.