İmamoğlu ve bir grup CHP ileri geleninin buluşmasının anlamı şu: Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesini, gitmesini istiyorlar. Bugüne kadar CHP liderinin en yakınında yer alan bazı kritik isimlerin şimdi onun karşısında olması, cephenin epeyce geniş olduğunu gösteriyor.
İmamoğlu tam olarak ne istiyor, bilmiyoruz. Kılıçdaroğlu’na, “Çekil ve yerini bana bırak” mı diyor? Bu tür sorularla karşılaştığında, net bir cevap vermiyor. Bazı dolaylı açıklamalarda ise genel başkanlık talebinin olmadığı yorumları yapılıyor. Son video yayınlanana kadar parti içinde kiminle iş birliği yaptığını da tam olarak bilmiyorduk. Şimdi sanki kılıçlar çekilmiş gibi…
Tabii CHP değişik dengeleri olan, karmaşık bir parti. O çekilmiş kılıçlar yeniden yerine konulabilir ve hiçbir şey olmamış gibi hayat devam edebilir. İmamoğlu ile toplantı yapanların çoğu, yıllarca genel merkez ekibi içinde yer aldı. Bu nedenle parti kadrolarıyla epeyce ilişkilerinin olduğu söylenebilir. Bir ihtimal şu: Eğer yeterli sayıda delegenin imzasını alabilirlerse, seçimli kurultaya gidebilirler.
Ancak, genel merkezin elindeki güçleri dikkate aldığımızda, yeterli delege imzasına erişmenin zor olduğunu görebiliyoruz. Yeterli imzaya erişemezlerse, ellerinde çok fazla seçenek kalmıyor.
Kurultay’ı 30 Mart 2024 yerel seçimlerinden önce yapabilmek için, çok daha büyük delege seferberliği gerekiyor. Bir başka ihtimal, Kılıçdaroğlu ile uzlaşma. İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olur. Eğer seçimi kazanırsa yapılacak kurultayda genel başkan adayı olarak ortaya çıkabilir. Kılıçdaroğlu’nun da ona bu yolu önerdiği söyleniyor.
Eğer uzlaşamazlar ve parti içinde sert karşılaşmalar ortaya çıkarsa, bir kısmının partiden kopması gündeme gelebilir. Belki daha önce partiden ayrılmış Muharrem İnce gibi isimlerle birlikte yeni bir partileşme çabası içine girebilirler. Böyle bir girişimin toplumdan ne kadar destek bulacağını bilmek zor. İmamoğlu ve arkadaşlarının değişimden neyi kastettiklerini tam olarak bilmiyoruz. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” stratejisini nasıl yorumluyor?
CHP’nin son yıllarda Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde demokrasi cephesi kurma çabalarını destekliyor mu? 6’lı masa, Türkiye’nin ihtiyacı olan uzlaşmayı sağlamak adına bir açılımdı. Kılıçdaroğlu, bu ittifak içinde, “farklılıklarımızla birlikte demokrasiyi kurabiliriz” diyen bir çizgiyi ısrarla sürdürdü.
CHP’nin devletçi-otoriter yapısını farklılaştıran adımlar atmaya çalıştı. Yapılanlarda bazı eksik veya fazlalar, doğrular ve yanlışlar olsa bile temel niyet buydu. İmamoğlu’nun işte CHP’deki bu değişimi nasıl yorumladığını merak ediyorum.
Şu açık: Değişim sadece liderin isminin değişmesiyle olmaz. CHP’de değişim tartışmalarının ilkeler üzerinden yürütülmesi daha anlamlı olur.