Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “başörtüsünü ülkenin gündeminden tamamen çıkarmak amacıyla” bir öneri hazırladıklarını söylemesi, CHP içinde tepkilere neden olmuştu. “Helalleşme” teması da bir süredir dirence yol açıyor. Meral Akşener, CHP içindeki bu kesime yönelik olarak, ilginç bir değerlendirmede bulundu:
“Medyada öne çıkan ve kendilerini CHP’nin sözcüsü gibi gören bazı isimlerin özensiz bir dil kullandıklarını görüyorum. Hassas bir dönemde, herkesin sözlerine dikkat etmesinde yarar görüyorum. Çünkü partide bir sorumlulukları olmadığı halde, milletimiz o isimlerin sözlerini, partinin görüşü gibi algılıyor. İncitici bir dilleri var.” Akşener bu noktada haklı. Ancak aynı özensizlikten İYİ Parti bağlamında da söz edilebilir.
Bizzat Akşener’in kendisi, yaptığı bazı açıklamalarla, “6’lı masa çökecek” diyenlere malzemeler verdi. İşin doğrusu, Kılıçdaroğlu liderliğinde gelişen CHP’nin yeni çizgisini parti içinde ya da çevresinde “teslimiyet” olarak gören ciddi bir eğilim bulunuyor. Bu eğilimdekiler, Kılıçdaroğlu’nun “uzlaşmacı” ve toplumdaki kamplaşmayı kırmayı amaçlayan çıkışlarını beğenmiyor.
Bunların çoğunluğu, CHP’li değil. “Kibar solcular” diyebiliriz… Ulusalcı çizgi… “Gericiliği” yenmek gerektiğini söylüyorlar. Cumhuriyet’in temeli olarak varsaydıkları “katı laikçi” çizgiyi bırakmak istemiyorlar. İYİ Parti içinde ve çevresinde, bazı simetrik sıkıntılar yaşandığı görülüyor. Ülkücü bir çekirdekle MHP’den ayrılıp yola çıkan Akşener ve çevresi, sert ve muhafazakâr bir geleneğin bazı alışkanlıklarını hâlâ taşıyor.
CHP, onların eski düşmanıydı. Siyasi bir ittifakın içindeki bu düşmanla omuz omuza olmak ve üstelik demokrasi, insan hakları, örgütlenme özgürlüğü gibi konularda ortak platformlarda buluşmak çok kolay değil. Örneğin HDP ile ilişkiler ve Kürt meselesi oldukça kritik. 6’lı masanın ana omurgasını oluşturan bu iki parti, Türkiye’yi yönetme şansını kullanabilmek için yeni bir yola girmeleri gerektiğini görüyorlar.
Ancak eski bagajlar onları zorluyor. İYİ Parti içinde bir kesim var ki, solcularla iş birliğini bir türlü içine sindiremiyor. Arızalı çıkışlar yapıyorlar. Birkaç çıkışın ardından gelişmeye ters düşerek eski güçlerini kaybediyorlar. Sürecin bir aşamasında HDP’nin de katılacağı 7’li bir masa söz konusu. Bu değişim, daha çok sahada hissediliyor.