2002 doğumlu Amerikalı üniversite öğrencisi Jack Sweeney, babasının uçak teknisyeni olması nedeniyle küçüklüğünden beri uçaklara meraklı olan bir genç. Yazılım ve teknolojiye merakını uçak sevgisiyle harmanlayan Sweeney, uzun bir süredir Amerikalı zenginlerin ve Rus oligarkların özel jetlerinin rotasını takip ediyor ve bu konum bilgilerini Twitter’dan açtığı butik hesaplarla kamuoyuyla paylaşıyor.
Sweeney, Bill Gates, Trump, Mark Cuban, Zuckerberg, Alişer Usmanov, Putin gibi isimlerin rotalarını “Gates’in jeti nerede?” gibi hesap isimleriyle yayınlıyor, gazeteciler de bu hesapları kullanarak seyahat güzergahları hakkında haberler yazıyordu. Sweeney bu süreçte halka açık uçuş veri kaynaklarını kullanıyor, özel bir yazılım programı kullandığı için bu verileri hızlı bir şekilde derleyip yayınlayabiliyordu.
Jack Sweeney, geçen sene DM kutusunda ünlü iş insanı ve girişimci Elon Musk’ın bir mesajını gördü. Musk, kendisinin özel jetini takip eden ElonJet hesabının güvenlik riski yarattığını söylüyor ve hesabı Sweeney’den kapatmasını istiyordu. 19 yaşındaki Sweeney, uyanık çıktı ve Musk ile pazarlık yapmaya başladı. Musk, hesabı kapatması için 5.000 dolar teklif etti, Sweeney bu parayı beğenmedi ve Musk’a iki seçenek sundu: 50.000 dolar ve Musk’ın sahibi olduğu teknoloji şirketi Tesla’da staj imkanı veya 3. model bir Tesla araba.
Elon Musk, Sweeney’in teklifini reddetti, Sweeney de hesabından Musk’ın jetinin konum bilgilerini paylaşmaya devam etti. Musk, intikamını 11 ay sonra alacaktı. Kasım ayında Twitter’i satın alan ve yeni CEO olarak göreve başlayan Musk, geçen Perşembe günü Sweeney’e ait bütün hesapları bir gece kapattı, Sweeney’in hesaplarında yayınladığı konum bilgilerini paylaşan gazetecilerin hesaplarını da temelli olarak yasakladı.
Elon Musk, bu karara gerekçe olarak adını X koyduğu oğlunu taşıyan bir aracın maskeli bir sürücü tarafından için de kendisi olduğu düşünülerek taciz edilmesini ileri sürdü, fakat yasaklanan gazetecilerin nasıl bu taciz olayına katkı verdiği, neden tweetlerin engellenmesi yerine hesapların kapatıldığını, bütün dünyadaki uçakların rotasına erişim mümkünken bunu sosyal medyada paylaşmanın farkını net prensiplerle birlikte açıklamadı. Bugüne kadar Musk’ı destekleyen, ifade özgürlüğü konusunda aldığı kararları alkışlayan birçok isim Musk’ın bu kararını eleştirince, Musk bir anket açtı ve 3.5 milyon kişinin gazetecilerin hesaplarının yeniden tesis edilmesine yönelik oy kullanması üzerine gazetecilere hesaplarını geri verdi.
Fakat ABD’de medyanın “Perşembe gecesi katliamı” olarak haberleştirdiği bu olay kariyerinin en başından beri Musk’ı destekleyen birçok liberalin aklına kurt düşmesini sağlamıştı bile: Acaba Elon Musk otoriterleşiyor olabilir miydi?
Mars’a yolculuktan telefon bağımlılığına
51 yaşındaki Elon Musk, Güney Afrika’da çok zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Lise eğitimini Güney Afrika’da tamamladı. Daha sonrasında Kanada vatandaşı annesi sayesinde Kanada vatandaşlığına başvurdu, önce Kanada’da bir üniversiteye yazılıp ardından Pennsylvania Üniversitesi’nde lisans eğitimini aldı, Wharton School’da yüksek lisans yaptı. Musk, daha sonrasında Stanford Üniversitesi’nde doktoraya yazıldı, iki gün sonra doktoradan ayrılıp girişimcilik serüvenine başlama kararı aldı.
Musk önce kardeşleriyle birlikte Zip2 adında bir online harita sitesi kurdu, ardından online finans servis sitesi X.com ve PayPal’ı kurdu. Kurduğu girişimleri yüksek miktar karşılığında yeni yatırımcılara satan ve her seferinde yeni bir başarılı girişime imza atan Musk böylece servetine servet kattı. 2000’li yıllarda ise Mars’ta alternatif bir hayat kurmayı amaçlayan toplulukların aktif bir üyesi oldu, SpaceX adında özel bir uzay araştırma şirketi kurdu, Tesla şirketini açarak elektrikli araç sektörüne atıldı.
Elon Musk şu anda 178 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin ikinci insanı.
Musk’ın dünyadaki en çok konuşulan kişilerden biri olması ise sadece serveti, uzaya yolladığı insansız hava araçları veya Ukrayna savaşında, İran protestolarında devreye soktuğu Starlink uyduları nedeniyle değil. Musk, Kasım ayında 44 milyar dolar karşılığında dünyanın en önemli sosyal medya uygulaması olan Twitter’i satın aldı ve şirketi baştan aşağı değiştirdi, bizzat CEO’luk görevini üstlenerek 7/24 tweet atmaya, siyasetçilerle, gazetecilerle tartışmaya başladı.
Musk’ın odağında artık Mars’a uzay yolculuğu veya Tesla’nın elektrikli araba projeleri yoktu. Musk 7/24 elinde telefon kendisine yapılan her eleştiriyi cevaplamaya, yaşanan her gelişmede uzun uzun açıklamalar yazmaya başlamıştı.
Twitter kuşu altın kafeste
Elon Musk ve Twitter, geçen sene 44 milyar dolarlık bir satış sözleşmesi imzalamış, fakat Elon Musk, Twitter’in sahte hesapları sözleşme uyarınca tespit edip silmediğini ileri sürerek sözleşmeyi feshettiğini açıklamıştı. Bunun üzerine Twitter, sözleşmenin uygulanması ve satışın gerçekleşmesi için mahkemeye başvurdu. Musk, mahkemeyi kaybedeceğinin sinyallerini alınca kararını değiştirdi ve Kasım 2022’de Twitter’i satın aldı, böylece sözleşmeye aykırılık iddiasıyla açılan dava da düştü.
Elon Musk’ın Twitter’i satın alması birçok kişide mutluluk yarattı. Musk’ın ifade özgürlüğüne önem veren klasik liberal anlayışa yakın biri olması nedeniyle Twitter’da daha özgürlükçü, az kısıtlayıcı bir ortamın doğacağı yorumları yapıldı.
Musk’ın ilk işi Twitter’daki üst düzey yöneticileri kovmak oldu. Twitter’in CEO’su, Etik Başkanı ve birçok üst düzey yönetici işten çıkarıldı. Musk’ın Twitter çalışanlarının yarısını işten çıkardığı tahmin ediliyor. Musk, çalışma saatlerini arttırdı, uzaktan çalışma şartlarını ağırlaştırdı ve çalışanların ofisten iş yapmaları konusunda talimat yayınladı. Birçok isim de bu aşamada istifa etti. Musk ayrıca, Twitter’in içerik denetimiyle ilgili sivil toplum ve insan hakları örgütlerinden fikir almak için kurduğu Etik ve Güvenlik Konseyi’ni de kapadı. Kendisini CEO olarak görevlendiren Musk, böylece Twitter’daki tek adam olmuş, bir e-maille çalışanları kovarken, istediği zaman Twitter kurallarını değiştirmeye başlamıştı.
Elon Musk’ın tartışmalı bir diğer kararı ise, belirli bir ücreti veren (8 dolar) kullanıcılara mavi tik satılması kararı oldu. Gelen tepkiler üzerine, karardan kısa bir süreliğine vazgeçen, fakat sonrasında kararı uygulamaya devam eden Musk, dezenformasyonun artacağı endişesiyle eleştirildi, fakat aynı zamanda Twitter’in daha demokratik ve kapsayıcı olacağı beklentisiyle takdir edildi.
Musk’a yönelik en büyük beklenti, Trump gibi geçmiş dönemde yasaklanan isimlerin Twitter hesaplarının yeniden açılıp açılmayacağıydı. Musk bu konuda anket yaptı, oy kullanan 5.5 milyon kişinin çoğunluğu Trump’ın geri dönmesine yönelik oy verince, Trump’ın hesabı yeniden açıldı. Trump her ne kadar lütfedip yeniden açılan hesaptan herhangi bir tweet paylaşmasa da Musk’ın bu hamlesi Cumhuriyetçileri sevindirdi.
Siyasi bir figür
Musk sadece siyasetçilerin eleştirdiği kararlara imza atmadı, aynı zamanda siyasetçilerle de doğrudan karşı karşıya geldi. Demokrat Parti’nin sol kanadının yıldızlarından Alexandria Ocasio-Cortez’in “8 dolar karşılığında mavi tik satılmasını” eleştirdiği tweetine, “Ok, eleştirini anladım, şimdi 8 doları öde” cevabını verdi.
Biden’a 2024’te oy vermeyeceğini açıkladı, Cumhuriyetçilerin adayının Florida Valisi Ron DeSantis olması gerektiğini söyledi, 8 Kasım 2022 ara seçimlerinde seçmenlerin Cumhuriyetçi Parti’ye oy vermesine yönelik çağrı yaptı.
Twitter kuşu hiç özgür olmuş muydu ki?
Elon Musk, göreve geldikten sonra Twitter’daki iç yazışmaları güvendiği birkaç gazeteci ile paylaştı ve böylece aslında geçmiş Twitter yönetiminin icraatlarını ifşa etti. Yayınlanan bu detaylı belgelere göre, Twitter yönetimi 2020 seçimlerinde Biden yönetimi ile iletişim halindeydi, kampanya ekibinin yolladığı tweetleri incelemeye alıyordu. Ayrıca, Twitter’in engellemediği ama görüşlerini tehlikeli olarak gördüğü Cumhuriyetçi, aşı karşıtı bazı hesapların erişimi, içeriklerinin görüntülenme sayısı da gizli bir şekilde düşürülmüş, Trump’ın hesabının engellenmesi Kongre Baskını’ndan önce konuşulmaya başlanmış, FBI ile ciddi bir iletişim modeli oluşturulmuş, Twitter’in üst düzey yöneticileri Demokrat Partililerle samimi bir ilişki kurarken Cumhuriyetçi Partili isimlerin talepleri yürürlüğe konmamış, Hunter Biden hakkındaki yayınlanan New York Post gazetesi haberinin yasaklanma kararı Twitter CEO’su Dorsey’den habersiz alınmış ve yasaklanan haber makalesi hakkında araştırma yapılmadan “yalan haber ve Rusya’nın dezenformasyonu” kararı verilmişti.
Musk yönetiminin ifşaladığı bu belgeler, Musk’tan önceki Twitter’a yönelik olan öfkenin kaynağını bir kez daha gözler önüne sermişti. Twitter, Musk’tan önce de tartışmalı kararların alındığı bir kurumdu. Donald Trump’ın hesabının kapatılması kararı kapalı kapılar ardında alınmış, Trump’ın hesabı kapatılırken Taliban Twitter üzerinden açıklamalar yapmaya devam etmişti.
Yine Twitter, çoğunlukla Demokratlara veya pandemi döneminde aşı olunmasını savunanlar lehine direksiyonu kırmış, üst düzey yöneticilerinin ve danışma kurullarının tarafgirliğini önceden öngörülmüş prensipler ve kurallarla dengeleyememişti.
Bu nedenle Elon Musk gibi “her ifadeye özgürlük” diyen birinin Twitter’i satın alması coşkuyla karşılanmış, Twitter’in eski yönetiminden alınacak intikam insanları heyecanlandırmıştı.
Fakat Elon Musk, kendisine bağlanan umutları boşa çıkardı, sahip olduğu gücü suiistimal etti.
“Twitter benim istediğimi yaparım” mı?
Elon Musk, özel jetinin konumunu paylaşan gazetecilerin hesaplarını kapadı, hatta bu gazetecilerin Mastadon adındaki yeni sosyal medya uygulamasının linklerini içeren başka tweetleri de sildirdi. Halbuki Musk, özel jetinin rotasının paylaşılmasına tahammül ettiğini ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiğini geçmişte söylemişti, insanlar da bu nedenle kendisine övgü yağdırmıştı.
Musk’ın kararını değiştiren olay oğlunu taşıyan aracın maskeli bir sürücü tarafından takip edilmesi oldu. Maskeli tacizci arabasını, Musk’ın oğlunun aracının önüne kırmıştı, içeride Musk’ın olduğunu düşünüyordu. Elon Musk doğal olarak endişelendi ve o gece Twitter kurallarını değiştirdiğini açıkladı, artık herhangi bir ünlünün dahi kamuya açık olan konum bilgisini paylaşmak kural ihlali olacaktı. Bunun üzerine ünlülerin jetlerinin konumunu paylaşan hesaplar, gazeteciler anında yasaklandı, hiçbir açıklama yapılmadı.
Gazetecilerin hangi tweeti nedeniyle Elon Musk’ın oğlunun aracının takip edildiğini ya da herhangi bir uçuş veri sitesinden edilenebilecek bilgilerin Twitter’da paylaşılmasının vereceği zarar henüz kimse anlayamadı. Fakat zaten Musk’a göre bunun kimse tarafından anlaşılmasına da gerek yok. Ona göre, Twitter, Kasım’dan beri Elon Musk’ın özel mülkü ve istediğini yapabilir, isterse bir gece fişini çekebilir, hepimizi karanlıkta bırakabilir veya kafasına göre istediği hesabı kapayabilir.
Elon Musk, ilk bakışta gayet haklı. Gerçekten de Twitter artık onun özel mülkiyeti. Fakat Twitter, özel mülkiyete tabi bir tarla kadar basit bir mal değil. Twitter, Türkiye dahil olmak üzere birçok ülke için en önemli haber kaynağı, tartışma mecrası. Yarın öbür gün Elon Musk, kafasına eser ve Twitter’i “kendisini eleştirenlerin burnu sürtsün” diye kaparsa, Türkiye’de birçok gazeteci işsiz kalacak, birçok haber duyulamayacak, Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair tartışmalar sahipsiz kalacak, birçok Youtube videosunun izlenmesi düşecek, ana akımın yer vermediği birçok yerel gelişme fark edilmeyecek, hatta birçok akademisyenin makalesinin yayılması dahi sekteye uğrayacak.
Ve işin acısı, bugün Twitter’i kullanan birçok kullanıcı üye olurken, kişisel verilerini şirketin yönetimine bırakırken bu tür öngörülemez risklerden habersizdi. Twitter, kullanıcıların sitede olmasından para kazandı, kişisel verilerimizi kullandı, bu hiçbir zaman “bedava” bir hizmet olmadı. Bu nedenle, “adamın malı, istediğini yapar kardeşim, ağlamayın” bu nedenle bayat ve bana göre pek de karşılığı olmayan basit bir argüman.
Aralık’a kadar ben de Elon Musk’ı destekledim, ama…
Elon Musk, Twitter’ın önceki yönetimini eleştirse de şu anda pek de bir farkı yok. Önceki Twitter yönetimi nasıl Trump’ın hesabını kapattıysa bugün de Musk birçok gazetecinin hesabını hiçbir açıklama yapmadan kapatıyor. Musk da önceki yönetim gibi kendi kişisel fikirleri ve değerlendirmeleriyle öngörülemez bir yönetim sergiliyor, oğlunun düştüğü tehlike nedeniyle duyduğu öfke ile ciddi kararlar alıyor. Twitter’in CEO’su olmak önemli bir küresel güç, hangi tweetin görüleceğine, kimin hesabının kapatılacağına karar vermek ciddi bir silah. Elon Musk, daha önce vadettiğinin aksine bu önemli güçten etkilenen paydaşlarının içini rahatlatacak bir yönetim modeli ortaya koymuyor, kendisinin de uyacağı bağlayıcı, duruma göre bükülmeyecek, suiistimal edilmeyecek kurallara riayet etmiyor. Bu da Twitter’ı kullanan milyonlarca insanı endişelendiriyor, önemli sayıda insan alternatif bir mecra arayışına çoktan yönelmiş durumda.
Elon Musk neredeyse aldığı hiçbir kararın arkasında da duramıyor, en ufak bir eleştiriye hemen yanıt veriyor, büyük bir endişe halinde durmadan açıklama yapıyor. Trump’ın geri dönmesi, gazetecilerin yasaklanması gibi konularda millet iradesine başvuruyor, kendi kararının arkasında durmak için 4-5 milyon kişinin katıldığı anket sonuçlarını ileri sürüyor. Fakat bu anket sonuçlarına her zaman uyacağına veya bu anket sonuçlarının botlarla etkilenmediğine dair herhangi bir güvence tabii yok, her şey Musk’ın iyi niyetine, o anki ruh durumuna bağlı görünüyor.
Düzgün bir yazılıma sahip ve kullanımı rahat bir sosyal medya uygulamasının çıkması durumunda Twitter ciddi bir göçe şahit olabilir.
Elon Musk, elde ettiği gücün getirdiği sorumluluğunun gereklerini şimdilik karşılayamadı. Sınırsız gücün getireceği yıkımın ne zaman gerçekleşeceği ise henüz muğlak, ama sanırım denetimsiz gücün yol açabileceği sıkıntılar konusunda Elon Musk’ı da en iyi Twitter Türkiye’nin kullanıcıları uyarabilecektir.
Musk umarım, Türkçe yazılan tweetleri ve Türkiye’deki tartışmaları iyi takip eder, yoksa akıbetinin ne kadar kötü olduğunu anlayamayacak gibi duruyor.