Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIFilipinler’de baba mirası seçim zaferi: Marcos’ların dönüşü

Filipinler’de baba mirası seçim zaferi: Marcos’ların dönüşü

Filipinler on yıllar boyunca ‘diktatörlük’ denince akla gelen ilk ülkelerden biri, Ferdinand Marcos da ‘diktatör’ denince akla gelen ilk isimlerden biri oldu. Fakat anlaşılıyor ki artık çoğu Filipinli için Marcos dönemi geride kaldı: Bugün (9 Mayıs) yapılan genel seçimler sonucunda, bir zamanların şımarık diktatör çocuğu BongBong Marcos, en yakın rakibine en az 15 milyonluk bir fark atarak Filipinler’in yeni başkanı seçildi. Marcos’un seçimde ittifak yaptığı başkan yardımcısı adayı ise Filipinler’in astığı astık kestiği kestik mevcut başkanı Rodrigo Dutarte’nin kızı Sara Dutarte’ydi.

Calauit Safari Parkı, Filipinler’de bir vahşi yaşamı koruma alanı. Parkın içerisinde koruma altındaki zürafalar ve zebralar var. Filipinler’de normalde zürafa ve zebra gibi hayvanlar olmamasına rağmen Calauit Parkı’nda bu hayvanları bulmak mümkün. Park ülkeyi 21 sene demir yumrukla yöneten diktatör Ferdinand Marcos tarafından ailesinin kişisel zevki için kurulmuş. Marcos, eşi ve çocuklarının isteği üzerine 1976 yılında bir başkanlık kararnamesi yayınlayarak yerli halkın yaşadığı adayı doğal yaşamı koruma alanı ilan etmiş ve yaklaşık 300 aileyi evlerinden sürmüş. Afrika’dan satın alınan 104 vahşi hayvan adaya yerleştirilmiş. Ferdinand Marcos’un oğlu BongBong Marcos adaya helikopterle uçup yaban domuzu avlamayı sevdiği için ada aynı zamanda “BongBong adası” olarak da anılıyor.




Calauit Safari Parkı.

Ferndinand Marcos, 1986 yılında halk protestoları sonucu görevi bırakmak ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmış, çaldığı milyonlarca doları da yanında götürmüştü.

Marcos dönemi sona erince ada kaderine terk edildi ve birçok hayvan bakımsızlık nedeniyle öldü. Birbiriyle çiftleştiği için genetik rahatsızlıklara sahip zürafalar, zebralar doğdu. Her ne kadar bugün park tekrardan koruma altına alınsa ve hayvanların bakımı gerçekleştirilse de evlerini terk eden yerliler için Marcos döneminin hukuksuzluklarının en somut örneği.




Filipinler’in yeni Başkanı BongBong Marcos ve başkan yardımcısı Sara Dutarte.

Fakat, anlaşılıyor ki 2022 yılında çoğu Filipinli için Marcos dönemi geride kaldı. Bugün (9 Mayıs) yapılan genel seçimler sonucunda, bir zamanların şımarık diktatör çocuğu BongBong Marcos, en yakın rakibine en az 15 milyonluk bir fark atarak Filipinler’in yeni başkanı seçildi. Marcos’un seçimde ittifak yaptığı başkan yardımcısı adayı ise Filipinler’in mevcut başkanı Rodrigo Dutarte’nin kızı Sara Dutarte’ydi. Rodrigo Dutarte, uyuşturucu satıcılarının ve kullanıcılarının yargısız bir şekilde polis tarafından öldürülmesi gibi tartışmalı uygulamalara imza atan, Filipinler’in yeni “Marcos’u” olarak anılan sağ popülist bir siyasetçi. Sara Dutarte de başkan yardımcısı seçilmeyi başardı. Rakibi ile arasında yaklaşık 17 milyonluk bir oy farkı var. Hem Dutarte hem Marcos liberallerin, merkez medyanın ve insan hakları savunucularının yoğun eleştirilerine, endişelerine rağmen seçimlerde büyük bir zafer elde etmeyi başardı.

Her ne kadar Filipin halkı geçmişi unutmuş olsa da bugünü anlamak için Diktatör Marcos dönemini kısaca hatırlamakta fayda var.

Baba mirası: Kan ve koltuk

21 yıl ülkeyi diktatörlükle yöneten Ferdinand Marcos, siyaset ile oğlu BongBong gibi babası aracılığıyla tanıştı. Ferdinand ve kardeşinin, 1935 meclis seçimlerinde babalarını yenen politikacı Julio Nalundasan’ı seçim zaferinden sadece bir gün sonra evinde bir sniper’a öldürttüğüne inanılıyor. Yerel mahkemelerce suçlu bulunan kardeşler, siyasi gücü fazla olan ailenin yargıyı etkilemesi sonucu Anayasa Mahkemesi tarafından suçsuz bulundu. Ferdinand hakkındaki birçok hukuksuzluk iddiası gibi bu olay da asla aydınlığa kavuşturulamadı. Ferdinand Marcos, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başka askerlerden topladığı madalyalarla, genç karizmatik eşi İmalda Marcos ile birlikte popülist bir seçim kampanyası yaptı. Bütün Filipinler’i gezdi, halka para dağıttı ve çok renkli bir kampanya düzenledi. Marcos’un milliyetçi popülist kampanyası işe yaradı ve Marcos 1965 yılında oyların %51’ini alarak başkan seçildi. Marcos, 1969 yılında bu defa oyların %61’ini alarak bir daha seçildi. Anayasadaki iki dönem kuralını kaldırmak için anayasayı değiştirmek istedi, eşi Imelda aracılığıyla toplanan anayasa meclisine rüşvet verdi ve yeni anayasada başkanlık için dönem kuralı kaldırıldı. Marcos’un eşi Imelda’nın da etkisiyle yeterince güven vermeyen başkan yardımcısı Lopez rejimden uzaklaştırıldı, başkan yardımcılığı makamı kaldırıldı.




Ferdinand Marcos ve eşi Imelda Marcos.

Fakat, bu Marcos ailesi için yeterli değildi. Marcos, 1972 yılında ABD tarzı bir demokrasinin sağlanması, Marksizmi savunan komünistlerin etkisiz hale getirilmesi için olağanüstü hal ilan etti. Bu olağanüstü hal 9 sene boyunca sürdü ve 9 sene hiçbir şekilde seçim düzenlenmedi. Binlerce insan soyut delillerle faili meçhul cinayetlere kurban gitti, 70.000 insan gözaltına alındı, onlarca kadın aktivist ve  hukukçuya polis güçleri tarafından tecavüz edildi, rejim muhalifleri ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Marcos’lar Soğuk Savaş döneminde hem ABD hem Çin’le arayı iyi tutmayı başardı. Ses getiren ziyaretler, zengin iş insanları aracılığıyla sağlanan finansal ilişkiler nedeniyle ülkede yaşanan insan hakları ihlalleri iki kutbun da pek dikkatini çekmedi. Marcos özellikle ABD’de geniş çaplı bir destek sağladı.

Olağanüstü hal yönetiminin mağdurlarından biri de Marcos’un en etkili muhaliflerinden biri olan Benigno Aquino’ydu. Aquino, olağanüstü hal sürecinde tutuklandı ve hapse konuldu. 1980 yılında hapishanede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşadığı sağlık sorunları Imelda Marcos’u derinden üzdüğü için serbest bırakıldı ve ABD’ye sürgüne gönderildi. Üç sene boyunca ABD’de yaşayan ve Filipinler’de demokratik bir yönetimin sağlanması için lobi faaliyetleri yürüten Aquino, anjiyo ameliyatı olduktan sonra 1983 yılında ülkesine dönmeye karar verdi. First Lady Imelda Marcos’un “geri dönmen tehlikeli olur” uyarılarına kulak tıkayan Aquino, ülkesine döndüğü uçaktan inerken uçak merdivenlerinde suikasta uğradı, ülkesine adım atar atmaz katledildi. Marcos ailesinin bir siyasi rakibi daha suikaste kurban gitmişti, failleri bulunamadı ama suikastin arkasında Imelda Marcos’un olduğu birçok tanık tarafından dile getirildi.




Muhalif siyasetçi Aquino ülkesine döner dönmez suikaste uğradı ve hayatını kaybetti.

1983 yılındaki suikastten sonra ekonominin de kötüleşmesiyle halktaki huzursuzluk arttı ve Marcos’a yönelik ABD desteğinde azalma yaşandı. Reagan hükümeti, Marcos’a karşı daha eleştirel bir tutum sergilemeye başladı. 1986 yılında protestolara ve uluslararası baskıya dayanamayan Marcos erken seçim ilan etti. Marcos muhalifleri birleşerek ortak bir aday gösterdi. Marcos’un rakibi, Aquino’nun dul eşi Corazon Aquino’ydu. 1986 seçimleri tartışmalı geçti, Marcos rejimi seçim sonuçlarını manipüle ettiği için halk sokağa döküldü. Hem Marcos hem Aquino seçim zaferi ilan etti ve yemin töreni düzenleyerek kendilerini meşru başkan ilan etti. Muhalefet cephesi, organize bir şekilde hareket ettiği ve hükümetin seçim sonucu açıklamalarına paralel bir şekilde alternatif seçim sonucu sistemi oluşturduğu için halkın motivasyonunu yüksek tuttu ve gösteriler her gün artarak ülke çapına yayıldı. Marcos rejiminin içerisindeki uzlaşmacı tavrın artması, kritik hükümet binalarının göstericilerin eline geçmesi ve göstericilerin Marcos’un konutuna kadar yaklaşmasıyla birlikte ABD’den “ülkeyi güvenliğin için terk et” sinyalini alan Marcos ailesi, 80 kişiyi de yanına alarak ülkeyi terk etti, Hawai’ye sığındı.

Corazon Aquino

Göstericiler Marcos’un konutuna girdiğinde büyük bir şok yaşadı. Imelda Marcos, 3000 çift ayakkabısını, lüks yaşamını geride bırakmıştı. Marcos ailesi sadece insan hakları ihlalleriyle değil, yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yolsuzluk iddiasıyla da karşı karşıyaydı. Marcos ailesi bu paraları diktatörlükleri boyunca yurtdışına kaçırmış, Manhattan’da çeşitli binalar satın almış, İsviçre bankalarında gizli hesaplarda saklamıştı. Bu nedenle Marcos ailesi sürgün hayatı boyunca finansal sıkıntı yaşamadı.

Marcos sonrası hükümetler her ne kadar Marcos ailesinin yolsuzluklar sonucu elde ettiği servetin peşine düşse de pek başarılı olamadılar. Ferdinand Marcos, 1989 yılında hayatını kaybetti. Imelda ve çocukları ise 1991 yılında ülkeye geri döndü. Imelda geri döner dönmez siyasete atıldı ve servetini rüşvet olarak hakimlere, siyasetçilere ve seçmenlere vermeye başlayarak kendisi aleyhine açılan soruşturmaları etkilemeye başladı. Mal varlığına haciz kararı aldırmaya çalışan savcıları görevden aldırmayı, hatta bazılarının ülkeyi terk etmesini sağladı. Imelda Marcos hakkında açılmış onlarca yolsuzluk, ceza ve tazminat davası var, ama süreç yavaş ilerliyor, çünkü Imelda Filipinler’e döndükten sonra hem halk hem de siyasi elitler üzerinde güç sahibi olmayı başardı ve kendisine geniş bir destek oluşması için çabaladı.

Imelda Marcos’un kızı Imee Marcos valilik ve senatörlük gibi görevler üstlenirken, oğlu BongBong Marcos da mevcut başkan Dutarte ile arasını iyi tutarak 2016’da başkan yardımcılığı seçimlerinde adaylığını ilan etti, fakat seçimleri kadın aday Leni Robredo’ya karşı kaybetti. BongBong Marcos, babasının izinden gitmekte kararlı olduğu için 2022 seçimlerinde Dutarte ile üstü kapalı bir antlaşma yaptı ve başkan adaylığını ilan etti. Başkan yardımcısı olması içinse Dutarte’nin kızı Sara Dutarte ile anlaştı ve iki siyasetçi çocuğu birlikte kampanya yapmaya başladı.

Pembe hezimet

Başkan Dutarte, 2016 yılında seçildikten sonra sergilediği popülist söylem ile özellikle yoksul ve orta sınıftan yoğun destek gördü. Uyuşturucu probleminin uyuşturucu satıcıları ve kullanıcılarının yargısız bir şekilde polis tarafından vurularak çözüleceğini belirten Dutarte, kamu güvenliğini sağlayacağını vurguladı ve başkanlığı döneminde binlerce kişinin yargısız bir şekilde infaz edilmesine sebep oldu. Dutarte döneminde polis baskın düzenlediği evlerde uyuşturucu kullanan veya bulunduran birini gördüğü zaman bu kişileri olay yerinde öldürdü, bu ölümler hukuki bir soruşturma konusu yapılmadı.

Filipinler’de başkanlık ve başkan yardımcılığı seçimleri için farklı pusulalar kullanılıyor; 2016 yılında Dutarte başkan seçildi ama başkan yardımcısı, kendisiyle 180 derece ters görüşlere sahip Leni Robredo oldu. Robredo, insan hakları avukatı, feminist bir liberal siyasetçi. Her ne kadar Dutarte’nin her hareketini eleştirse de Dutarte başkan yardımcısını yönetimden dışladı, kendisiyle hiçbir şekilde birlikte hareket etmeyerek etkisiz hale getirdi, fakat Robredo konumunu kullanarak Dutarte rejiminin en etkili muhaliflerinden biri oldu.




Leni Robredo.

Robredo, 2022 seçimlerinde başkan adaylığını açıkladı ve 2016’da yendiği rakibi BongBong Marcos ile tekrar karşı karşıya geldi. Leni Robredo’nun feminist pembesini  tema olarak seçtiği liberal kampanyası her ne kadar kentli, eğitimli ve genç kitlede yüksek heyecan yaratsa da Marcos-Dutarte ittifakını yenmek için yetersiz kaldı. Marcos, özellikle babasının diktatörlük döneminde yaşanan kötü olayları unutturmak için, onun  döneminde yapılan yolları, köprüleri, açılan hastaneleri anlatan TikTok videolarını gösterime soktu ve yoksul mahallelerde “eski Filipinler”i anlattı. Yaşanan insan hakları ihlallerinin pekçok kişi için doğru olmayan “eski ve güzel Filipinler” hikayesiyle aklandığı seçim kampanyası sayesinde özellikle yoksul kesimleri tavlamayı başaran Marcos bu amaçla kişisel servetini seçimde harcadı, birçok kişiye seçim rüşveti dağıttı.

Günün sonunda, Leni Robredo uluslararası medyanın manşetlerinde kendisine yer bulsa, LGBT hareketini kampanyasının görünür bir yerine taşıma cesaretini gösterse ve genç kampanya ekibi sayesinde etkin bir sosyal medya görünürlüğü sağlasa da Dutarte-Marcos makinesine karşı seçimleri kaybetti.

First Lady’likten valide sultanlığa




Imelda ve Bongbong Marcos.

92 yaşındaki eski First Lady Imelda Marcos oy kullanmaya hizmetlileriyle birlikte geldi, her zamanki gibi kendisine selam veren halka para dağıttı. First Lady iken yönetimdeki en etkin isimlerden biri olan Imelda, sürgünden sonra ülkesine döndüğü zaman başkan adayı olmuş ama oldukça düşük bir oy almıştı. Yıllar sonra Imelda Marcos, oğlunun başkan seçilmesiyle yeniden Filipinler’in en etkin isimlerinden biri olmanın mutluluğunu yaşıyor. Yürütme organının yargı üzerindeki gücü fazla olduğu için de büyük ihtimalle artık yolsuzluk soruşturmalarının bir sonuca varmayacağının getirdiği bir rahatlık içerisinde.

Bir belgesel önerisi:

Imelda Marcos’un günümüzdeki hayatını ve Marcos ailesinin hikayesinin anlatıldığı belgeseli mutlaka izlemenizi öneririm: “The Kingmaker”. Belgesel Filipinler’de büyük tartışma yarattı, bazıları Marcos’un olumlu gösterildiğini belirtti, bazıları ise oldukça objektif olduğunu dile getirdi.

- Advertisment -