7 Ekim’de Hamas’ın neden olduğu terör başta İsrail hemen herkesi dehşete düşürdü. İsrail’in intikam almak istemesi anlaşılabilir. Ancak, dikkatimi çeken başka unsurlar da var.
Bakıyorum birçok Batılı devlet lideri İsrail’e destek vermek için İsrail’e giderek desteklerini ifade ediyor. Bu da anlaşılabilir. Ama Filistin halkı diye bir halk var. Yıllardır işgal altında. Hamas Filistin değildir. Filistin halkının şu sırada içinde bulunduğu felakete atıflar çok cılız oldu.
Dünyanın birçok yerinde din ve mezhep farkı olmaksızın Filistin halkının içinde bulunduğu durum sokaklarda protesto ediliyor. İsrail’de birçok Musevi de bu durumu protesto ediyor. Dikkat çekici bir durum.
Başkan Biden’ın İsrail’e başta verdiği koşulsuz destek büyük bir gaf. Sonradan aklı başına bir parça gelmiş olmalı ki dilini değiştirip uluslararası hukuka dikkat çekmeyi becerdi. Avrupa’lı liderler de İsrail’e destek vermekle beraber Filistin halkının acılarını da zamanla dile getirdiler.
Diplomaside ve siyasette dil çok önemlidir. Çok acele karar vermemek de gerekir. Gazze’deki hastanenin bombalanması konusunda İsrail ve Filistin’in iddiaları farklıdır. Kimin suçlu olduğunu bilmiyoruz. Acele kararla durumu bilmeden bir tarafı suçlu göstermek insanları yanlış yola sevk eder.
Cumhurbaşkanının dili bence doğru yerde. Failleri kınadı.
Başkan Biden doğru bir tavsiyede bulundu İsrail’e:” Bizim 9/11 (El Kaide’nin ABD saldırısı) sonrası yaptığımız hataları yapmayın” dedi. İsrail’in Gazze’yi işgali bence hiçbir şeyi halletmez. İki taraf da büyük kayıp verir. Konuya hakim bütün uzmanların görüşleri böyle.
Bu arada Batılı liderler Filistin’in resmi temsilcisi Abbas’ı ihmal ediyorlar. İlk önce Filistin’deki iki başlılığa son vermeye çalışılmalı. İlk sıkıntı burada. İkincisi iki devlet formülünün süratle devreye sokulması. İsrail barış istiyorsa bunu kabul etmeli.
Görüldüğü gibi, bu olaylarda halk ile yöneticiler arasında uçurum meydana geldi. Özellikle Avrupa’daki Filistin halkı için yapılan protestolar yani işin insani veçhesi ile liderlerin politik davranışları çok farklı oldu.
Kızgınlıkla hareket etmek sadece dış politikada değil, günlük yaşamda da insanı hataya düşürür.