Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIHukuk ve adalet duygusunun yokolduğu bahtsız ülkeler

Hukuk ve adalet duygusunun yokolduğu bahtsız ülkeler

Orhan Veli’nin bir “Altındağ” şiiri vardır. Kenar mahallenin küçük, dar gelirli insanlarının rüyalarını anlatır. “Biri bir koca görür rüyasında: / Yüz lira maaşlı kibar bir adam. / (…) / Ne çamaşıra gidilir artık, ne cam silmeye; / Bulaşıksa kendi bulaşıkları.” Sonra “Lağamcının hamam rüyasıdır, / Rüyaların en güzeli. / Uzanır yatar göbek taşına; / Tellaklar gelip dizilir yanıbaşına.”

Aziz Nesin’in de böyle bir hikâyesi var mıydı acaba? Hatırlar gibiyim  ama bulamadım. Futbol hakemine, rüyasında tribünler bir saygılı bir saygılı. “Erkek hakem!” diye sevgi tezahüratı yapıyorlar.

Olay 1. Rusya. Aleksey Navalny ünlü bir Rus muhalifi. Önce, gene bir Noviçok türeviyle zehirleyerek öldürmeye kalktılar. Uçakta ânında ve mecburî iniş sonrası hastanede müdahale edildiği için hayatta kaldı. Almanya’da tedavi gördü. Ülkem ülkem dedi. Döndü ve hemen tutuklandı. Halen de içerde. Hakkında olmadık suçlamalarla uyduruk dâvâlar sürüyor. Putin rejimi mahkemelere ve hâkimlere baskı yaptığını tabii reddetmekte. Öte yandan, Adalet Bakanlığı yerli ve millî bulmadığı 100’ü aşkın gazeteciyi, medya kuruluşunu ve STK’yı “yabancı ajanı” kategorisine soktu. Ancak bu etiket altında, kendinizi bu rozetle takdim ederseniz yayın yapabilirsiniz diyor.

Son Nobel Barış Ödülü’nün iki sahibinden Dmitry Muratov’un iki gün önce yaptığı kabul konuşmasında kullandığı ifadeyle, Rusya’da bu “halk düşmanı” anlamına geliyor. Bu damga bir Soğuk Savaş kalıntısı. ABD için bütün solcu muhalifler Sovyet ajanı, Kremlin için bütün demokrat muhalifler CIA ajanıydı. Bir tarafta “anti-Sovyet” faaliyet vardı, diğer yanda “Amerikalılığa aykırı” faaliyet. McCarthycilik döneminde Temsilciler Meclisi’nde özel bir araştırma komisyonu bile kurulmuştu: HUAC, yani House Un-American Activities Committee (Meclis Gayri-Amerikalı Faaliyetler Komitesi).

Öte yandan, Avrupa Birliği Ekim ayının son haftasında Navalny’yi Sakharov İnsan Hakları Ödülü’ne lâyık gördü. Ünlü fizikçi Andrey Sakharov, Brejnev’in son 15 yılı ile Andropov ve Çernenko dönemlerini sürekli muhalefette ve sürekli polis takibi altında geçirmiş; ancak Gorbaçov’un iktidara gelmesiyle biraz huzur yüzü görebilmişti. Bugün Navalny, Sakharov konumunda. Zira Putin bir bakıma Sovyet tek parti diktatörlüğünü, olanca ideolojik söylemini ve gizli polis devletini geri getirmiş bulunuyor.

Olay 2. Myanmar (eski Burma veya Birmanya). Aung San Suu Kyi, Myanmar’ın son yasal seçimleri açık arayla kazanan, meşruiyeti tartışılmaz konumdaki sivil lideriydi. Generaller kaldıramadı varlığını ve kitle desteğini. Hazmedemediler, kendi adayları ve partilerinin yenilgisini. Bu yılın Şubat ayında, seçimlere hile karıştı diye darbe yapıp devirdiler ve gözaltına aldılar. Ardından, Navalny’ninkilerden çok daha komik suçlamalar başladı: yasal olmayan telefonlar kullanmak; COVID kurallarını ihlâl etmek… Düşünebiliyor musunuz; bir hükümet başkanını askerî müdahaleyle devirip sonra da bu iddialarla yargılamaya girişmeyi? Böyle 11 suçlama var, Suu Kyi hakkında. İlkinden, şu COVID kuralları hikâyesinden 6 Aralık Pazartesi günü dört yıla mahkûm oldu. Ancak cunta lideri Min Aung Hlaing bunu iki yıla indirdi. Bir âlicenaplık bir âlicenaplık; olursa bu kadar olur.  

Olay 3. Hong Kong (yani aslında Çin). Şi Cinping, adım adım boğuyor, boğazlıyor Hong Kong demokrasisisini. Bunun için özel yetki yasaları çıkarttı göstermelik parlamentosundan (Çin Halk Meclisi’nden). Protesto gösterilerini ezdirtti. Şimdi de, düşünce ve ifade özgürlüğünün bütün kırıntılarını yoketmeye, namuslu medya diye bir şey bırakmamaya çalışıyor. Jimmy Lai, geçmişteki liberal çoğulcu dönemde Hong Kong’un en büyük basın ve televizyon patronuydu. Bir demokrasi ve özgürlük savunucusuydu. Beycing’deki 1989 Tienanmen Katliamı’nın yıldönümünde, Hong Kong’da geçtiğimiz Haziran ayında düzenlenen anma nöbetine katıldı. İki ünlü aktivistle birlikte, kanunsuz bir toplantı ve gösteriye katılmaktan yargılandı. Duruşmalara kelepçeli ve zincirli halde getirilip götürüldü. Geçtiğimiz günlerde suçlu bulundu. Hakkındaki hüküm 13 Aralık’ta açıklanacak. İllâ bütün bağımsız medya gidecek; sadece ÇKP’nin mutlak kontrolü altındaki devlet medyası kalacak!

*          *          *

Fütursuz kanun, uluslararası anlaşma ve yüksek mahkeme kararı tanımazlıklar. Anti-demokratik uygulamalar, keyfîlikler, seçim iptalleri, güdümlü bir basın inşası. Yargıya müdahaleler, siyasî gerekçelerle suç icatları ve tutuklamalar. Sırf muhalif olduğu için hapse atılan muhalifler.

Tekrarın tekrarı. Ancien régime’lere, “eski düzen”lere öykünmeler.

Feci şeyler gerçekten. Fakat neyse ki böyle kötülükler çok sınırlı. Alt tarafı üç ülke. Rusya, Çin, Myanmar. Hepsi dünyanın öbür ucunda. Büyük insanlık esas itibariyle iyi. Ve biz ne kadar şanslıyız! (Biz bize benziyoruz! Tabii! Tâ 1921’de Mustafa Kemal öyle diyeli beri! Önderlerin sözü mevzuatla bir. Mevzuat ise sosyal gerçek kabul edilmeli.)

Hayretle seyrediyorum bu bahtsız diyarları, hukuk devleti memleketimden.

- Advertisment -