7 Ekim 2023 günü Hamas’ın İsrail’in güneyine düzenlediği bir saldırıda 1200 kişinin hayatını kaybetmesi ve yaklaşık 250 İsrailli’nin rehin alınmasıyla başlayan olaylar dünyanın dengelerini sarsacak boyutlara ulaştı.
Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 40 bine yakın Filistinli öldürüldü ve 84 bin 700 kişi yaralandı. Tabii olaylar yalnızca bununla kalmadı, başta Hamas’ın Siyasi Büro şefi İsmail Haniye olmak üzere birçok önde gelen Hamas lideri İsrail tarafından öldürüldü.
Bunca vahşetin sürdürülüyor olması ve dünyanın büyük güçlerinin buna seyirci kalması ya da destekçi olması, felaketin boyutlarını artırıyor. Tabii, çok uzun yıllara dayanan ve bir kan davasına dönüşmüş olan bu meselenin nerede duracağını kestirmek de mümkün olmuyor.
ABD’nin bu felakette önemli bir sorumluluğu olduğu ortada. İsrail’in tek başına ve yalnızca kendi imkanlarıyla böylesine cüretkar davranabilmesi elbette mümkün değil. Öte yandan Hamas’a destek veren İran, ağır bir manevi baskı altında. Haniye’nin bu ülkenin başkentinde öldürülmesi bölgenin iddialı ülkesi İran’ı bir şeyler yapmaya zorluyor.
Aynı şekilde Lübnan Hizbullah’ı da İsrail’e misillemelere girişmeye hazırlanıyor. Bütün bunlar, Arap ve İslam dünyası için bir çaresizlik tablosu yaratıyor.Bir şeyler yapmaya kalkışmak riskli çünkü yeni çatışma alanları ortaya çıkabilir.
Bazı yorumlara göre, İsrail, Arap dünyasını kışkırtmak, çatışmanın içine çekmek istiyor. Bu şekilde, “İsrail çok taraflı saldırı altında” havası yaratılarak, başkanlık seçimleri sürecindeki ABD’yi harekete zorlamak mümkün olabilir.
Öte yandan Biden’ın istifasıyla, ABD’de hava yeniden Demokratlara dönmüş görünüyor. Seçimi kazanma ihtimali ortaya çıkan Kamala Harris’in Netanyahu’yu eskisi kadar açıktan desteklememesi, savaşçı bir tavır sergilememesi, Netanyahu’yu korkutuyor olabilir.
İsrail, savaşı bölgede yayarak, ABD’yi kendisinden yana daha fazla tavır almaya zorlayabilir. Yani ABD seçimlerine kadar gerilimin artarak sürmesi sürpriz olmaz.
Öte yandan son günlerde Harris’in de İsrail’i destekleyen bir hükümetin parçası olarak protesto edildiğini görmek mümkün. Kamala Harris ekibindeki Yahudi asıllı Josh Shapiro da bu bağlamda ilginç bir isim. Şu an iki devletli çözümden ve barıştan yana görüşler dile getiren Shapiro, gençliğinde İsrail milliyetçisi bir çizgideymiş. Velhasılı kelam, eskilerin deyimiyle İsrail ateşle oynamayı sürdürüyor.