Court Listener, ABD’de mahkeme evraklarına herkesin ulaşabilmesi için açılmış kamu sitelerinden biri.
İddianamelere, tutuklama belgelerine ücretsiz ya da bazılarına küçük ücretler karşılığında ulaşabiliyorsunuz.
Court Listener sitesinde kaydı olan isimlerden biri de Türkiye’nin adını Sedat Peker ifşaatlarıyla duyduğu ve 8 Şubat 2023’de Girne’de öldürülen Halil Falyalı.
Falyalı ve kardeşi hakkında 2015-2016 yıllarına ait 14 kayıt var.
Bunlar yazılı ifadeler, iddianameler, tutuklama kararları, mahkeme kayıtlarından oluşuyor.
3 Temmuz 2015 tarihli Virginia Doğu Bölgesi Mahkemesinde açılmış bir davada verilmiş yazılı ifadeyi ücretsiz okumak mümkün.
Bu ABD devletinin Halil ve Hüsnü Falyalı ile Özgür Demir’e karşı açtığı davada verilmiş bir yazılı ifade.
Falyalılar hakkındaki tutuklama kararının dayandığı bu yazılı ifadeyi veren Timothy D. McGrath, DEA yani ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’nin 20 yıllık özel ajanlarından biri.
Falyalılarla ilgili soruşturmayı o yürütmüş.
Çok kapsamlı, ajanların kullanıldığı, yem için yüklü miktarda paraların harcandığı bir soruşturma olduğu anlaşılıyor.
İfadesinin başında Falyalı kardeşlere yönelttiği suçlamayı şöyle özetlemiş DEA özel ajanı:
“Kıbrıs’tan Türkiye’ye ve İngiltere’ye eroin naklettiklerine, bu uyuşturucu satışının gelirlerini akladıklarına, aralarında ABD’nin de olduğu dünyanın başka bölgelerine uyuşturucu satışı için işlemler yaptıklarına inanıyoruz.”
İddia; telefon görüşmeleri, içlerine sokulan bir ajanın ifadesi, para transferleri, fiziki takipler ve ABD devlet kurumlarının verdiği bilgilere dayanıyor.
Kıbrıs’tan İngiltere’ye havayolu kargosuyla meyve ve sebzeler arasında saklanmış kilogramca eroin kaçırdıkları tespit edilmiş.
2012 yılında Falyalı kardeşlerle birlikte yargılanan Özgür Demir İngiltere’de 18 kg eroinle yakalanmış.
Mayıs 2011’de Falyalı kardeşler Kıbrıs’ta görüştükleri davada CS-1 olarak kodlanan tanığa, Türkiye ile Kıbrıs arasında uyuşturucu taşımacılığında kullanılmak üzere ABD’den ticari bir bot aldıklarını, bu botun iyi havalarda 500 kilo uyuşturucuyu 40 dakikada Mersin’den Mağusa’ya taşıyabildiğini anlatmış.
Daha sonra ikinci suçlama olan kara para aklamasıyla ilgili yapılan operasyonların ayrıntıları anlatılmış.
DEA, parayı nasıl akladıklarını doğrudan Falyalılardan öğrenmiş.
2012’de bir DEA ajanı, kara parasını ABD’den Bulgaristan’daki bir hesaba aktarabilmek için onlarla temasa geçmiş. Süreç hakkında onlarca telefon konuşması yapmışlar.
Bu konuşmaların ardından DEA’ya ait ABD’deki gizli bir hesaptan Halil Falyalı’nın Kıbrıs’taki bir şirket adına açılmış İş Bankası’ndaki hesabına önce 44.750 dolar, ardından 100 bin dolarlık ödemeler gönderilmiş.
Falyalı bu ödemelerden yüzde 10 komisyon ve masrafları alarak paraları Bulgaristan’daki yine DEA’nın açtırdığı gizli hesaba aktarmış. Yani para aklama an be an izlenip, tespit edilmiş.
Falyalı, Peker ifşaatları sonrası katıldığı Cüneyt Özdemir’in programında, hakkında ABD’de açılan bu davadan bahsederken uyuşturucu ile ilgili iddialardan hiç bahsetmeden şöyle demişti:
“Bir DEA raporundan bahsediliyor. Doğrudur basından gördük. 30 bin doların aklanmasından dolayı bir soruşturmadan bahsediliyor. Bir adam 30 bin doların aklanmasından böyle bir soruşturma yer mi? FETÖ’den tutuklu olan Metin Topuz aradı, görüşmek istedi. Görüşmedim.”
Konuyu DEA’dan, FETÖ’ye bağlamaya çalıştı.
FETÖ suçu karşısında diğer suçların ne hükmü olabilir ki!
Peki, 2015’de ABD’de hakkında DEA soruşturması sonucu uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklamadan dava açılmış ve tutuklama kararı çıkarılmışken Falyalı KKTC’de ne yapıyordu?
2015 yılında Kıbrıs gazetelerinden bir haber okuyalım şimdi de:
“Ünlü casino müdürü H. A. Vegas standartlarında casino açıyor… Ülkemizin ünlü işadamlarından Halil Falyalı ve Veysel Şahin’in sahibi olduğu, yakında açılacak olan otelin casinosu Atıcı’ya emanet.”
Peki, kimdi ortağı Veysel Şahin?
Veysel Şahin, Sivaslı bir ‘iş insanı’. Kıbrıs’ta büyük gayrimenkul yatırımları var.
Paranın kaynağı nereden geliyor?
Cevabını 2016 yılında İstanbul Emniyeti’nin yaptığı Handikap adlı sanal bahis çetesi operasyonundan aldık.
Şahin, “1xbet, Fortizsbet, Betvigobet, Marimbet, Erabet, Kolonybet, Jollybet, Astecbet” diye giden onlarca sanal bahis sitesinin sahibi.
MASAK verilerine göre Şahin’in yönettiği bahis ve kumar çetesi yıllık 5 milyar euroya hükmediyor.
Bunun merkezi de Kıbrıs.
2016’daki operasyonda çeteden 45 kişi gözaltına alınıp tutuklandı. Fakat iki kişi yakalanamadı. O günkü haberlerden okuyalım:
“Çetenin Türkiye ve Kıbrıs ayağının başı Veysel Şahin ve onun koruması Halil Falyalı ise halen firari.”
İçinde futbolcuların, futbol yorumcularının da adı geçen operasyon günlerce gazetecilerin manşetlerinden düşmeyen operasyonun iki tepe ismi Veysel Şahin ve Halil Falyalı’yı KKTC’den Türkiye’ye getirmeye devletin gücü nedense yetmemişti.
Hatta sanal bahis çetesinin firari lideri olarak aranırken Veysel Şahin, kameraların karşısına KKTC’de Birinci Lig’de oynayan Ozanköy Futbol Kulübü’nün fahri başkanı olarak çıkmıştı.
Onun desteğiyle KKTC’nin ikinci liginden süper ligine çıkan bu mahalle kulübü, büyük bir transfer de yapmış. Beşiktaş’ı şampiyon yapan, bu aralar tesadüfen Las Vegas’taki bir kumarhanede çekilmiş videosu sosyal medyada dolaşan Sergen Yalçın, Veysel Şahin ile anlaşarak, Ozanköy’ün futbol direktörü olmuş.
Şahin o kadar rahatmış ki Sivas’ta yaşayan babası ağaçtan düşüp kalçasını kırınca 2017’nin temmuz ayında hakkında arama kararı olan Türkiye’ye özel uçakla gelip, babasını görmeye Sivas’a gitmiş.
Özel uçağıyla KKTC’ye dönmeye hazırlanırken de yakalanmış ve Silivri Cezaevi’ne gönderilmiş
Fakat, Veysel Şahin’in tutuklanmasından sonra bir sürü tuhaflık yaşanmış.
Star gazetesinden Kemal Gümüş, bu tuhaflıklar üzerine “Kim bu Veysel” başlıklı bir haber yazmıştı. Ondan okuyalım:
“Şahin’in 18 Temmuz tarihinde yakalanarak tutuklanmasından sonra savcılık hiçbir dosyada görülmemiş bazı gelişmelerin yaşandığını tespit etti. Şahin’in tahliyesi için adeta seferber olan yüzlerce nüfuzlu ismin Ankara, İstanbul ve Kıbrıs arasında inanılmaz bir görüşme ve bürokrasi trafiği başlattığı belirlendi. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Şahin için dört bir koldan girişimde bulunan adamlarının bunun için çalmadık kapı, görüşülmedik hukukçu ve bürokrat bırakmadığı ancak tüm çabalarının savcılığın sağlam dosyası karşısında neticesiz kaldığı öğrenildi. Şahin’in tahliyesi için Ankara ve İstanbul’da ortaya adeta servetlerin döküldüğü iddiaları üzerine Büyükçekmece Başsavcılığı Adalet Bakanlığı’na yazı yazarak Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Veysel Şahin ile kimlerin görüştüğünün tespit edilmesini istedi. Silivri 1 Nolu L Tipi kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nün gönderdiği cevabi yazıda ise şok bir veri ortaya çıktı. Buna göre Veysel Şahin’i sadece iki ay içinde 103 avukat tam 303 kez ziyaret ederek bir rekora imza atmış.”
2018 yılının Nisan ayında ise daha da tuhaf bir şey oldu.
Meşhur avukatlarından birinin girişimiyle Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi itirazları haklı bularak Veysel Şahin ve 3 adamının tahliyesine karar verdi.
O tahliye kararı sonrası yaşanan tuhaflıkları da Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın haberinden okuyalım:
“Tahliye kararları aynı gün içinde faksla Metris ve Silivri cezaevlerine gönderildi. Şahin’in adamları 13 Nisan 2018 saat 20.00 sıralarında Metris Cezaevi’nden salıverildi. Aynı saatlerde Silivri Cezaevi’nden salıverilmesi beklenen Şahin’in tahliyesi ise bazı eksikliklerden dolayı gerçekleşmedi. Bu sırada ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Şahin ve adamlarının tahliyesine itiraz ederek yakalama kararı çıkarılması için aynı mahkemeye başvurdu. Aynı gün yani 13 Nisan 2018’de saat 22.00 sıralarında toplanan Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Şahin ve adamları hakkındaki tahliye kararının kaldırılmasına ve haklarında yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.”
Şahin, hapisten çıkamadan tekrar yakalandı.
Kararın geri dönmesinde HSK bile devreye girmişti. Bunu da Sabah’tan Nazif Karaman’ın haberinden öğrenmiştik:
“Veysel Şahin’i aldığı hapis cezasından zorlama bir kararla kurtarmak istediği iddia edilen 2 Ağır Ceza Hâkimine, Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) müdahale etti. 2 hâkim, açığa alındı ve haklarında soruşturma başlatıldı.”
Veysel Şahin, yargıda yaşanan güç savaşlarının ardından hapiste kaldı.
Onu bu zor şartlarda hapisten çıkarmayı başaran yetenekli avukatının adı ise haberlerde hiç geçmedi.
“Örgüt kurmak”, “yasa dışı bahis oynatmak” suçları da dahil 13 yıl 10 ay hapis cezası verildi.
Ve altı yıl sonra Veysel Şahin, Türkiye’nin seçim gündemine gömüldüğü 14 Nisan 2023’de sessiz sedasız tahliye edildi.
Sessizliği önceki hafta Kılıçdaroğlu bozdu:
“Mafya babalarının, uyuşturucu baronlarının cirit attığı bir yere dönüştürülen ülkemizde, yargı da siyasilerle bağlantılı bu kişilere koruma kalkanı yapıldı.
Şimdi bu skandallardan bir yenisi ile ilgili hem Adalet Bakanı’na hem de HSK Başkanı’na soru soracağım. Yanıt alana kadar, sorumlular ortaya çıkana kadar da her gün soru sormaya devam edeceğim.
Yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen Veysel Şahin’i tanır mısınız? Bu kişi hakkında hukuksuz bir biçimde verilen Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.03.2023 tarihli 2023/93 Değişik İş sayılı kararından ve aynı gün üstelik 1-2 saat sonra verilen aksi yöndeki Mahkemenin aynı sayılı ek kararından haberdar oldunuz mu?”
Kılıçdaroğlu’na iki yerden cevap geldi.
Bir Adalet Bakanlığı’ndan:
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı sosyal medya paylaşımında bağımsız ve tarafsız Türk yargısını hedef alarak ortaya attığı iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
CHP Genel Başkanı’nın iddiasına konu olan hükümlü hakkında çeşitli suçlardan 13 yıl 10 ay hapis cezası verilmiştir. Hükümlünün Marmara 1 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda infazı devam ederken müdafiin itirazı üzerine Bakırköy 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesince 02/03/2023 tarihinde verilen 2022/93 sayılı değişik iş kararına karşı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yasanın öngördüğü usule uygun olarak itiraz edilmiştir. Bu itirazın değerlendirilmesi sonucu aynı mahkemece değişik iş kararının iptaline karar verilmiştir. İddiaya konu olan hükümlünün 13 yıl 10 ay kesinleşmiş hapis cezasının infazına devam edilmiştir. Bu safhada mahkemece verilen kararlar yargı süreçlerinin bir parçasıdır.
Hal böyleyken yargıya müdahale edildiği şeklindeki beyanlar bağımsız ve tarafsız Türk yargısını yıpratmaya matuftur.”
Kılıçdaroğlu’na bakanlık dışında gelen ikinci cevaba geçmeden önce Kılıçdaroğlu’nun bakanlığa cevabını da hatırlayalım:
“Adalet Bakanı ve HSK Başkanı? Veysel Şahin’in hukuksuz bir şekilde salıverilmesine ilişkin Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2023/93 Değişik İş sayılı kararına direnerek tahliye işlemini gerçekleştirmeyen ve yolsuz ilişkilerin açığa çıkmasını sağlayan Cumhuriyet’in savcıları hakkında herhangi bir işlem mi tesis ettiniz?
Yine İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/18 Esas ve 2023/282 Karar sayılı 05.05.2023 tarihli hüküm ile Veysel Şahin’in; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak, 7258 sayılı (futbol ve diğer spor müsabakalarında bahis ve şans oyunları düzenlenmesi hakkında kanun) yasaya muhalefet suçlarından toplamda 21 yıl 8 ay hapis cezası ile (üstelik mükerrirlere özgü kurallar gereğince cezaların infazı yapılması üzerine) cezalandırıldığını, ne var ki bu ölçüdeki yüksek ceza miktarına rağmen hükmen tutuklanma kararı verilmediğini biliyor musunuz?
İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/18 esas ve 2023/282 Karar sayılı ceza hükmünün verileceği ve bundan ötürü Veysel Şahin’in yıllarca cezaevinden çıkamayacağı bilindiği için midir ki hükmen tutuklama kararının verilmemesi, dahası öncesinde de Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.03.2023 tarihli 2023/93 sayılı Değişik İş kararının verilmesi sağlatılmıştır?
Yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen bu kişiyi hangi siyasiler ve bürokratlar, hangi çıkarlar için korumuştur?”
Ve şimdi artık Kılıçdaroğlu’nun Veysel Şahin ile ilgili sorularına Adalet Bakanlığı dışında cevap veren ikinci adrese geçebiliriz.
Bütün süreçte Şahin’in tuhaf, tartışmalı yöntemlerle tahliye ettiren ve bugüne kadar yapılmış haberlerde adı hiç geçmemiş olan avukatı ortaya çıktı.
İlk yakalandığı andan itibaren onu çıkartmak için yargıya epey takla attıran becerikli ama gizemli avukat meğer Ersan Şen’miş.
Tabii avukatlık bir meslek, suçluların da avukatları olur, hiçbir avukat savunduğu müvekkilinin işlediği suçlardan mesul tutulamaz.
Ama her akşam televizyonlarda bağıra çağıra her konuda konuşan, en vatansever, en milliyetçi, en Atatürkçü nutuklar çeken, uçan kuşa FETÖ’cü, uçmayana PKK’lı diyen, göçmenlerin, vatan hainlerinin bir numaralı düşmanı kazanacak aday arayan İYİ Parti’nin müstakbel Cumhurbaşkanı adayı iseniz o zaman bu evrensel kurala bir parantez açılır.
Üstelik yine vatanı savunur gibi müvekkilinizi şu argümanlarla savunursanız:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nu anlamak mümkün değil, kaybettiği seçimlerin acısını kimden çıkarmaya çalışıyor? Müvekkilim teröre mi destek vermiş, terör suçu mu işlemiş ne yapmış? Mağdur edildiğini söyleyen, hakkını arayan bir insanla ilgili yalan yanlış bilgilerle algı oluşturulmaya çalışılması kabul edilemez. Kimse kendi sorumluluğundan kaçmak için yalan yanlış gündem değiştirmeye çalışmasın”
Bu savunmada hukuk yok, delil yok yine her akşam televizyonlardaki gibi siyaset var. Savunmanın özü şu: Yasadışı sanal bahis çetesi kurmuş yani ne var, teröre mi destek vermiş?
Her akşam işini gücünü bırakıp bir avukat neden televizyonlara çıkar ve herkesi teröre bağlar, vatan hainliği suçlamasını tespih gibi çeker, en Atatürkçü, en milliyetçi nutukları bağıra çağıra çeker?
İşte tam da bunun için
Ertesi gün mahkemelerde, Yargıtay’da, bakanlıkta, “yarın akşam televizyonda milyonlar yine beni dinleyecek” gücüyle, o vatanseverlik, milliyetçilik sopasıyla dolaşmak için, adının ipten adam alan avukata çıkması için çıkar.
Ve o gücü de ona sevgili halkımız veriyor.
Bağırdıkça adam gibi adam diye çoşarak, boş hamaseti alkışlayarak ayağına kurşunu sıkıyor.
O kadar ki adı sahiden kazanacak Cumhurbaşkanı adayı olarak bile geçmişti.
Halbuki, masadan kalkan Akşener ona Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ettikten bir ay sonra hapishaneden yasadışı sanal bahis çetesi liderini kurtarmakla meşguldü.
Kazayla Cumhurbaşkanı seçilseydi demek ki ülkemiz koca bir Las Vegas’a dönecekti.
Ama galiba bunu da halkımıza açıklayabilirdi.
Biraz bayrak, biraz FETÖ, biraz PKK, eser miktarda Afgan, Arap ve bolca Atatürk’le bağıra çağıra…
Zaten artık bu performansın hastası olanlar için bir avukat olarak bizzat kendi televizyonunu da kurdu.
14 Mayıs 2023 günü kaçırdığınız Cumhurbaşkanı’na bir daha dönüp bakmak isterseniz…