Adı önce tüyleri diken diken etti, gittiği şehirlerde olaylar çıktı, tribünlerden PKK dışarı diye bağırılıp hakaret edildi.
(Amedspor’un yaşadığı ayrımcılıklar Kurdish Studies Center tarafından Kesk u Zer u Zer (İnat, Umut Futbol) adlı raporda toplandı. https://kurdish-studies.org/wp-content/uploads/2024/03/KESKuSORuZER_Amedspor_Raporu.pdf)
Güç ve başarı yine önyargıların azalmasına yardım etti.
Amedspor, İkinci Lig’in kırmızı grubunda ligin bitimine iki hafta kala üç puanla önde.
Aslında bütün Diyarbakır bu hafta şampiyonluk kutlaması için seferber olmuştu.
Çünkü ikinci sıradaki Kastamonu’dan alınan galibiyet sonrası fark altıya çıkmıştı ve bu hafta kendi sahasında alacağı bir galibiyet ve Kastamonu’nun puan kaybetmesi Amedspor’u Birinci Lig’e çıkaracaktı.
Ama Diyarbakırlıların hevesleri dün 2-0 kaybettikleri Iğdır maçıyla kursaklarında kaldı.
Bütün biletlerin tükendiği, karaborsa yüzünden bilet sahiplerinin bile içeri giremediği hınca hınç dolu stattan ise medyada en çok o fotoğraf dolaştı.
Tribünde beyaz tülbentleriyle dua eden bir grup Kürt teyze.
50 ve üstü yaşlardaki teyzelerin sempatik pozu bütün gün sosyal medyada ve internet sitelerinde döndü.
Onların sadece Amedspor tutkunu beyaz tülbentli Kürt teyzeler olmadığını bilenler ise adlarını da yazdılar: Barış Anneleri.
Barış Anneleri, PKK saflarında çatışmalarda çocuklarını kaybetmiş annelerin kurduğu bir inisiyatif.
İlk olarak 1999’da barış için Ankara’ya yapmak istedikleri ama yapamadıkları ziyaretle adlarını duyurmuşlardı.
25 yıldır bir sivil inisiyatif olarak aktifler.
(Pek hoşlanmadığım ama meseleyi daha makul bir zeminde anlatmakta faydalı olduğu için kullanacağım) Kürt siyasal hareketi çizgisinde eylemlerin, mitinglerin hepsinde varlar.
Genelde daha siyasi, ciddi meselelerle ilgili eylemlerde görmeye alışık olduğumuz Barış Anneleri bu kez maçtaydı.
Gülüyorlardı, dua ediyorlardı, bu kez siyasi sloganlara değil, takımı destekleyen sportif sloganlara eşlik ediyorlardı.
O fotoğraf da aslında Kürt meselesinde Türkiye’de yaşanan doğal normalleşmenin de bir fotoğrafı.
Evet, normal olmayan çok şey var. Azalsa da süren çatışmalar, hapiste olan insanlar, kayyım tehlikesi…
Ama hayat devam diyor, zaman, orta sınıflaşma, şehirli hayat, güçlenen siyaset herkesi daha az ideolojik, daha az öfkeli yapıyor.
Trajik geçmiş hayatın akan bir parçası olmaktan yavaş yavaş hatırlatılması gereken kötü hatıralara doğru geriye itiliyor.
Kürtlerin son yıllardaki en başarılı, en fazla insanı seferber eden kurumu artık Amedspor.
Kurdish Studies Center’ın raporuna göre Diyarbakır’da en az 250 bin ve Türkiye genelinde 1 milyondan fazla Amedspor taraftarı var.
DEM Parti’nin seçimlerde yaratamadığı heyecanı Amedspor yaratıyor.
Taze DEM Partili başkanlar değil, Amedsporlu futbolcular konuşuluyor.
Dağdaki gençler yerine gözler yeşil sahalardaki gençlere çevriliyor.
PKK’nın büyük bir ‘müjde’ olarak açıkladığı ‘drone düşürme teknolojisi’ haberi değil, Kastamonuspor galibiyeti insanları heyecanlandırıyor.
Amedspor Kürtlerin başarı, temsiliyet ihtiyacını tatmin ediyor.
Bu herhangi bir süreçle, projeyle başarılamayacak kadar kalıcı bir normalleşmenin, sivilleşmenin, Türkiyelileşmenin de işareti.
Normal bir devletin bunu teşvik etmesi, bu havaya destek olması beklenir.
90’larda bölgede görev yapmış Emniyet Müdürleri bile Diyarbakırspor’a destek vererek şehir hayatını normalleştirmeye, gençlerin gündemini değiştirmeye, halkla ilişki kurmaya çalışmışlardı.
Ama anlaşılan Ankara’da birileri, itibarlarını kutuplaşmaya borçlu bazı gazeteciler ve siyasetçiler bu huzur ve güven ortamını bozacak girişimler peşinde.
Son bir haftadır bayrak, saygı duruşu, Atatürk ve Erdoğan fotoğrafları üzerinden DEM Partili belediyeler hakkında soruşturmalar açılıyor.
Bu soruşturmalarla ilgili bilgiler bizzat İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı tarafından paylaşılıyor. İktidar medyasının meşhur bazı isimleri bu iddiaları bizzat paylaşıyor, haber yapıyor.
Bunlar da doğal olarak kayyım hazırlığı olarak görülüyor.
Önce Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisinin açılışında ‘Türk bayrağının kaldırıldığı” haberleri çıktı.
Mardin’de ise bir AK Partili Meclis üyesi toplantının açılış gündemine saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın eklenmesini istedi. Sonra AK Partili üyeler ayağa kalkıp saygı duruşu ve İstiklal Marşı okudular ve bu haber oldu.
Bizzat İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya mülkiye başmüfettişlerinin görevlendirildiğini açıkladı.
DEM Parti’nin kazandığı Diyarbakır Sur Belediyesi’ndeki devir teslim töreni sırasında ise belediye başkanlığı makamına girilirken içeri girenlerden biri Kürtçe bir hakaretle Atatürk ve Erdoğan’ın resimlerinin hala neden burada asılı olduğunu soruyor.
Sonuncu örnekteki adam gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu konuda da bizzat Adalet Bakanı açıklama yaptı.
DEM Partililer ve ailesi ise tutuklanan şahsın partide bir görevi olmadığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını söylediler.
DEM Partili Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, İstiklal Marşı okunmadı iddiaları için açıklama yaptı, “her zaman olay çıkaran bir üyenin işi, böyle bir önerge görüşülmedi, bu ülkenin ortak değerlerime her zaman saygılıyız” dedi:
Diyarbakır Büyükşehir Belediye ise belediye meclisinin ilk oturumunun fotoğrafını paylaştı, bayrağın yerinde durduğu görüldü.
Yani DEM Partililer, bayrakla, marşla, Atatürk ve Erdoğan fotoğraflarıyla sorunları olmadığını söyleyerek bu iddiaları yalanmaya çalıştılar, olanların arkasında durmadılar ama bu açıklamaların değerinin farkında olmayanlar “hayır var sorununuz” diye ısrar etmeye devam ediyor.
En ilginci ise son örnek. Tam anlamıyla bir sanal kavga.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi internet sitesinin tepesindeki headerda bulunan Türk bayrağının kaldırıldığı iddia edildi.
Siteye şu anda girdiğiniz bayrağı headerda görebiliyorsunuz.
https://www.diyarbakir.bel.tr/
Diyarbakır’ın tarihi yapılarının yer aldığı tasarımdaki surlara Türk bayrağı kötü bir montajla dikilmiş.
Peki bayrak gerçekten de kaldırılmış mıydı?
Yine gerçek “montaj bu” diyenlerle, kaldırıldı diyenler arasında bölündü.
Neyse ki en azından internette bunu test etmek kolay.
Archive.org sitesi uzun yıllardır tüm internet sitelerini fotoğraflıyor ve saklıyor.
Yani bir sitenin geçmişteki görünümünü, site kapatılmış olsa bile bu siteden görmek mümkün.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin sitesinin linkini “Way back machine” sekmesine yazdığınızda sitenin 2005’den bu yana 2164 kez fotoğraflandığını görülüyor.
2024 yılında üç kez fotoğraflanmış 21 Nisan, 19 Nisan ve 9 Ocak’ta.
Önce 21 Nisan saat 15.00’dekine bakalım.
Bayrak şimdi ki gibi yerinde duruyor.
Şimdi de 19 Nisan 2024. Yani bu haberler çıkmadan önceki siteye bakalım:
Bayrak yukarıdaki hedaerdan çıkarılmış.
Peki ne zaman çıkarılmış? 31 Mart öncesinde mi sonrasında mı?
Bilmiyoruz. Ama 9 Ocak 2024’deki site fotoğrafına göre bayrak orda.
Peki, bu bayrak ne zamandır sitenin tepesindeki tasarımın içinde? İşte bu sorunun cevabı nasıl ergen ve sanal tartışmalar içinde olduğumuzu gösteriyor. Archive.org kayıtlarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin 2015’den bu yana sayfalarının fotoğrafları var.
Belediyeye kayyım atanmadan önce, HDP’li başkanlar tarafından yönetilirken 2016 Ağustos ayında tasarımda bayrak yok.
Ekim 2016’da ilk kayyım belediyeye atanıyor.
Kasım 2016’daki sitenin görüntüsüne bakalım:
Kayyım gelince sitedeki tasarıma bayrak eklenmiş. “Ortadoğu’nun ve Kültür ve Sanat Başkenti” sloganı da çıkarılmış.
2019 Mart’ında tekrar yerel seçimlerde HDP Diyarbakır Belediye başkanlığını kazandı. Temmuz 2019’daki site tasarımına bakalım:
Bayrak gitmiş yerine Türkçe ve Kürtçe Hafıza ve Sevdanın Kenti sloganı gelmiş.
Bir ay sonra Ağustos 2019’da belediyeye tekrar kayyım atandı.
Ayarlarıyla bu kadar oynamaktan sitenin önce kafası biraz karışmış.
Sonra ise Atatürk siluetli bayrak tepeye geri gelmiş.
Sonra 2021’de bayraktaki Atatürk silüeti kaybolmuş, yerine surlara dikilmiş bayrak görseli gelmiş.
Ve 2024 seçimlerinden sonra bir aşamada bir kere daha kaybolan bayrak şu anda surlarda dikilmiş olarak sitede duruyor.
Peki, her belediyenin sitesinde tepede Türk bayrağı var mı?
AK Partili Trabzon, MHP’li Çankırı, Tokat ve Karaman, BBP’li Sivas, YRP’li Yozgat’a bakalım: Yok.
Kayyım tarafından yönetilen Mardin belediyesinin sayfasında da yok.
Ama demek ki Diyarbakır’da kayyım sanal olarak internet sitesinde sura bayrak dikmeyi bir meseleye çevirmiş. Buna karşı da DEM’liler de onu çıkarmayı bir marifet sanmış.
Ama günün sonunda sanal kavgada bayrak surun üzerine duruyor.
Peki devlet için mesele sanal dünyada surları fethetmek, bunları vesile edip belediyeyi güçle geri almak mı?
Böyle mi Diyarbakır’da devletin otoritesi tesis edilecek, “bölücü, yıkıcı emeller” inkıtaya uğratılacak?
Halbuki kayyımların yarattığı esas tahribat psikolojik oldu.
İnsanlar kendi kararlarının ve iradelerinin bu kadar kolay çöpe atılmasına, kızdılar, bu ağırlarına gitti, gururlarını incitti.
Yoksa HDP’li, DEM’li başkanlar süper yetenekli, şehirlerine çok iyi hizmet eden, şehirlerini harika temsil eden başkanlar pek olmadılar.
Ama iki kez kayyımlara karşı tepki olarak HDP’li, DEM’li adaylar yeniden seçildi.
Şimdi üçüncü kez aynı hatayı yapmak, Kürtlerin gururunu yeniden incitmek, Türkiye’ye olan aidiyiyet hislerine en büyük zararı vermek olacak.
Bir internet sitesinin headerında bayrak olması değil, o şehirde yaşayanların buna rıza göstermesidir devleti güçlü ve egemen yapan.
Tabii ki suçlar takip edilmeli, ergence ideolojik tavırlara tepki gösterilmeli ama demokratik meşruiyet, böyle bahanelerle askıya alınacak kadar basit bir mesele değildir.
Kayyımların geri dönmesi şehirlerdeki hayatın normalleşme ivmesini bozacaktır.
Bırakın da yıllarca korku ve güvenlik krizleri içinde kalmış şehirler şampiyonluk kutlaması yapsın.
İzin verin hayat, ideolojik aşırılıkları yumuşatsın.
Akıllı bir devlet bundan başka ne ister ki!
Sanal dünyada sembol savaşları yaşanan şehirlerde, gerçekte haftasonu maça gidip, şampiyonluk isteyen insanlar huzur içinde yaşıyor.
Bir devletin esas görevi insanların huzurunu sağlamaktır.
Huzuru bu kez devlet kaçırmamalı.