Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIKültür Bakanına birkaç soru

Kültür Bakanına birkaç soru

Aslında sırf ona da değil. Bütün müfrit partizanlara. Sadece bağıran ama hiçbir şeyin aslını esasını araştırmayan; alçak sesle, küçük harflerle, olgular temelinde bir tartışma yürütmeyi bilmeyen herkese. Hoşlanmadıklarına hakaret edenlere. Başta Kemalist mahalle, tüm kamuoyuna.

[18-19 Kasım 2024] Muazzez İlmiye Çığ öldü ve hakkında yazılmadık övgü kalmadı. Bilir-bilmez herkes konuştu. Asıl Atatürkçüler ve ulusalcılar toz kondurmadı. Mansur Yavaş, “Sümer tabletlerinden Cumhuriyet’in aydınlık geleceğine uzanan bu büyük çınar”dan dem vurdu. Ama Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da kervana katılıp, “Ömrünü insanlık tarihinin en eski izlerini aydınlatmaya adamış değerli bilim insanımız, araştırmaları ve eserleriyle nesiller boyu hatırlanacaktır” dedi.

Öyle mi gerçekten? Tutun ki ben hiçbir şey bilmiyorum bu konuda. Öğrenmeye ve ikna olmaya açığım. Belki Bakan Ersoy (veya ekibi) beni aydınlatabilir. Aşağıdaki soruları biraz da eh, belki göl maya tutup yoğurt olur umuduyla sıralıyorum.

(1) 1930’lu yılların Kemalist Kültür Devrimi denemesinin köşe taşı, ana ekseni diyebileceğimiz Türk Tarih Tezi hakkında ne biliyorsunuz? Bu konuda düşünülmüş bir tavrınız ve olumlu-olumsuz kanaatiniz var mı? Bana ve benim üzerimden aydın kamuoyuna ne diyebilirsiniz?

(2) En ufak bir bilimsellik taşımadığı çoktan ispatlanmış, defalarca yazılıp çizilmiş, dalga geçilmiş, hicvedilmiş bu Tarih Tezi’nin, Muazzez İlmiye Çığ’ın ideolojik çıkış noktası olduğunun; Türk Tarih Tezi’ne dört elle sarıldığının ve bütün ömrü boyunca da bu Tezi savunmaktan başka bir şey yapmadığının farkında mısınız?

(3) Muazzez İlmiye Çığ’ın eğitim hayatını incelediniz mi? Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin hangi bölümünden mezun olmuş? Kendi beyanlarını ve yaşarken etrafında örülen anlatıları bir yana koyalım. Bu sorunun cevabı DTCF’nin kendi kayıtlarında olmalı. Baktınız mı? Baktırmak ihtiyacını duydunuz mu? Baktırırsanız, sonucu bizimle paylaşır mısınız?

(4) Herkesin bildiği gibi, akademik hayata atılmanın temel ve zorunlu adımı doktora yapmaktır. Muazzez İlmiye Çığ yaşarken bazen Dr ünvanını kullanıyor, öyle tanınıyor ve tanıtılıyordu. Doktorası olup olmadığını, ya da yapmışsa hangi yıl yaptığını, doktora tezinin başlığını, tez danışmanını ve jürisini biliyor musunuz? Bilmiyorsanız ve araştırılması talimatını verirseniz, keza sonucu açıklar, kamuoyuyla paylaşır mısınız?

(5) Eğer doktorası olmadığı ortaya çıkarsa (doğrulanırsa), şurada burada hakkı olmayan bir ünvanı kullanmış olması karşısında ne düşünürsünüz?

(6) Muazzez İlmiye Çığ’ın çalışma hayatını incelediniz veya incelettirdiniz mi? Lisans diplomasını aldıktan sonra DTCF’de (ya da başka herhangi bir üniversite ve fakültede) akademik bir görevde bulunmuş mu? İstihdam edilmişse, asistan mı, yoksa idarî bir memur olarak mı istihdam edilmiş?

(7) Muazzez İlmiye Çığ yaşarken bazen de Prof ünvanını kullanıyor, öyle tanınıyor ve tanıtılıyordu. Herhangi bir üniversitede profesör olup olmadığını biliyor musunuz? İncelettirir misiniz? Eğer profesör olmadığı, hattâ hiçbir akademik ünvanı olmadığı ortaya çıkarsa (doğrulanırsa), bir kere daha, bu kişinin meslek ahlâkı hakkında ne düşünürsünüz?

(8a) “Bu değerli bilim insanımız”ın “araştırmaları”ndan söz etmişsiniz. Hangi araştırmaları; açıklar ve anlatır mısınız? Bilimde araştırma deyince, kendi alanında yeni bilgi üreten, mevcut bilgilerimize bilgi ekleyen özgün çalışmalar anlaşılır. Diyelim ki Sümerolog (veya Hititolog). Başlıca şu tür araştırmaları söz konusu olabilir(di): (a) Sümer (veya Hitit) kazılarına katılmak, kazı raporlarının hazırlanmasına katkıda bulunmak. (b) Sümer (veya Hitit) tabletlerini yeniden okumak, yapılmış transkripsiyon ve çevirilerini gözden geçirmek, düzeltmek, daha iyi edisyonlarını yayınlamak. (c) Bu tür birincil kaynaklardan, Sümer (veya Hitit) toplumu ve tarihinin daha doğru yorumlarını çıkarmak.

(8b) Şimdi merak ediyorum: Muazzez İlmiye Çığ bunların hangisi veya hangilerini yapmış acaba? Herhangi bir ciddi akademik dergide yayınlanmış tek özgün satırı var mı, bu ve benzeri konularda? Kitaplarında bunlara mı değinmiş – yoksa döne döne bazı Tek Parti hurafelerini mi popülerleştirmeye çalışmış? Türk Tarih Tezi’ni ve Güneş Dil Teorisi’ni, Sümercenin Türkçe ve dolayısıyla Sümerlerin Türk olduğunu, Noel kutlamalarında kullanılan çam ağacının bile İskandinavya’ya Türkistan’dan gittiğini (ve benzer palavraları, uydurmaları) ısıtıp ısıtıp piyasaya sürmenin ötesine geçmişliği var mı?

(9) Sayın Bakan. Sayın Mehmet Nuri Ersoy. Siz okudunuz mu bu kitapları? Somut konuşalım; hangi kitabına, nasıl bir önem ve değer atfediyorsunuz? Şu kitap, şu fikir önemli, şurası değerli deyin; açıp tekrar okuyacağım. Ama yani, bunların var mı bir temeli, bir altyapısı? Muazzez İlmiye Çığ nasıl bir ilişki kurmuş (veya kurmamış), ilgilendiği alanda mevcut evrensel bilgi birikimiyle? Bibliyografyaları var mı, baktınız mı? Çağımızın ileri Sümerolojisi (veya Hititolojisi) yansıyor mu, yansımış mı Muazzez İlmiye Çığ’ın yazdıklarına? Yoksa kendi küçük köşesinde, kendi özel müşterilerine, 1930’ların donmuş dogmalarını mı tekrarlayıp durmuş, sonuna kadar?   

(10) Son soru. Bilim dünyası, neyi ciddiye alıp almadığını akademik dergilerdeki kitap eleştirileriyle belli eder. Var mı, onyıllar boyu tek bir bilimsel eleştiri yazısı, Muazzez İlmiye Çığ’ın “nesiller boyu hatırlanacak” dediğiniz “eserleri” hakkında?

Saygılarımla.

- Advertisment -