Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIKürt köyünde Bafra pidesi yiyebilmek

Kürt köyünde Bafra pidesi yiyebilmek

Türkiye bu sorunun çözümü yolunda attığı adımlarla orantılı şekilde demokrasiye doğru hamle yapabilir mi? Meclis’in iki ucundaki partiler birlik ve barış konusunda çözüme yürüyebilir mi? Bu alışılmadık durumun ne gibi getirileri olabilir? Ne olursa olsun, açılım çabasının bu noktaya gelmesi ve siyasetin artık bir çözüm üretmeye karar vermesi umut verici. Çözüm çabasının güçlenmesi, bu ülkenin, yaşadığı zorlukları aşabilecek birikime sahip olduğunu gösteriyor.

DEM Parti temsilcileri, MHP grubunu, Meclis’te ziyaret etti. İki grup da çözüme destek veriyor. “Ne değişti ki?” diye soranlara en net cevap, Bahçeli’den: “Biz bir çözüm üretmezsek, bu karışık coğrafyada beka sorunuyla yüz yüze gelebiliriz. Kürt kardeşlerimizle çorbamızı birlikte kaynatalım, çayımızı birlikte demleyelim.” Bu kez herkes daha umutlu. Yaşanmış tecrübenin, geçmiş deneyimlerin birikimi de işleri daha özenli ele almaya vesile oluyor.

DEM Parti-MHP görüşmesinin, bizim siyasi tarihimiz açısından önemini, bu ülkede yaşamayan birisine anlatmak kolay değildir. Bugünü anlamak için geçmişte yaşananları hatırlamak ve değerlendirmek gerekir. Ben geçmişte yaşadıklarımızın, büyük acıların çözüm sürecinin bugünlere ulaşmamızda önemli etken olduğu inancındayım.

Bir küçük hikaye: Sinop toplantısı sonrasında, Akil İnsanlar Karadeniz Heyeti olarak, Samsun’a doğru yola çıkmıştık. Bafra, yolumuz üzerindeydi. Akşam olmuştu. Bafra pidecisi teklifi gelince hepimiz evet dedik. Pidecinin önünde otobüsümüzü park ettik.

O gün oldukça heyecan verici tablolarla karşılaştık. Kürtçe konuşan bir Karadeniz köyünü, ilk kez görüyordum. Onlar büyük bir coşkuyla süreci destekliyordu. Kendi Kürt kimliklerini korumak, ana dillerini çocuklarına öğretmek en önemli taleplerindendi. Bitişikteki Laz köyüyle ilişkileri dostaneydi.

Bu köylüler Kürt kimliklerini de unutmamıştı. Çok candan bir buluşma oldu. Karşılıklı yeniden görüşme konusunda anlaştık. Bafra’ya geldiğimizde bu kez hava değişikti. Bir grup Bafralı süreci desteklemediğini söyledi. Büyük çoğunluk birlik çağrısını desteklerken henüz kafası bu işe yatmayanların varlığı da bir gerçekti. Onlarla uzun tartışmalar sonucunda anlaştık.

Türkiye bu sorunun çözümü yolunda attığı adımlarla orantılı şekilde demokrasiye doğru hamle yapabilir mi? Meclis’in iki ucundaki partiler birlik ve barış konusunda çözüme yürüyebilir mi? Bu alışılmadık durumun ne gibi getirileri olabilir? Ne olursa olsun, açılım çabasının bu noktaya gelmesi ve siyasetin artık bir çözüm üretmeye karar vermesi umut verici. Çözüm çabasının güçlenmesi, bu ülkenin, yaşadığı zorlukları aşabilecek birikime sahip olduğunu gösteriyor.

Gerçek bir demokratik cumhuriyet kurmak, kurabilmek, ülkenin tüm yurttaşlarının o ülkede mutlu olması, olabilmesi demektir. “Kürtler, Aleviler memnunsa, Türkler Sünniler de mutludur” diyebilmek, ülkemizin yeni hedefi olacaktır olmalıdır.

DEM Parti-MHP görüşmesi bir dönüm noktasıdır.

- Advertisment -