Kısaca, “TBMM Kardeşlik Komisyonu” diye söz edilen komisyon, çalışmalarını sürdürüyor. Kürt meselesi gibi son 50 yılımıza damgasını vurmuş bulunan bir konuyu bütün partilerin katılımıyla ele almak, bir siyasi tercih. Uzun süredir etkisiz hâle gelmiş bulunan TBMM, bir aktör olarak yeniden canlanabilir, müdahil olabilir mi? Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un gayreti ve çabası dikkatlerden kaçmıyor.
“Kararnameler” döneminde, TBMM pasifleşmişti. Muhalefet de bunu gördüğü için etkisizleşmişti. Komisyon, bir yenilik imkânı olarak ortaya çıktı. Ki 15 Ağustos 2024’te de Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın gelişi münasebetiyle Meclis özel olarak toplanmıştı. Buna benzer başka toplantılar oldu mu, hatırlamıyorum. İşte 2024’teki o bir günlük toplantı da Meclis’in canlılığını artırmıştı. Kim ne derse desin, “Kürt meselesinin silahtan arındırılması” konusunda tarihsel bir çerçeve ve dil değişimi, bir kırılma gerçekleşti. Şimdi iş uygulamada. Benim anladığım, bazıları bütün bunların teknik bir mesele olduğunu düşünüyor ve öyle gitmesini istiyor. Ancak konu siyasetin mecrasına girmiş durumda. Kürt meselesi toptan bir özgürleşme gündemi. Talepler insan hakları, topluluk hakları, anadilde eğitim hakları…
Bunlar Meclis’in gündemine gelmek durumunda. Mesele “PKK’lıları dağdan ovaya indirmek”in çok ötesinde. Bir toplumsal mutabakat gerekli. Bunun yeri de TBMM. Üstelik bu kez ana muhalefet partisi de sürecin içinde ve son günlerde Kürt meselesinde çözümü güçlendirici çıkışlar yapıyor. CHP’nin ısrarı ve Devlet Bahçeli’nin de son dönemde sıkça dillendirmesiyle bir eşik aşıldı.
Şimdi Meclis’i çalıştırmak ve “kararnamelerle yönetilen bir ülke” olmaktan çıkıp meselelerini Meclis’te çözen bir ülkeye dönüşmek mümkün. Komisyon, bu noktada ciddi bir fırsat. Komisyon yapısı gereği değişik eğilimleri temsil ediyor. Onun görevini “dağdan inişi sağlamak”la sınırlamak ve diğer özgürlük meselelerini başka komisyonlara havale etmek gerçekçi değil. Bizi ilgilendirense şu: Kürtlerle yapılan uzlaşma, toplumun diğer grupları arasındaki ilişkileri yeniden tanımlamaya da imkân sağlayabilir. Sonuçta TBMM, milletin platformu. Sorunların çözülmesi gereken asıl adres. Yeni uzlaşmalar ve çözümler için ana imkân.
“Demokrasi, sessizlik değildir. Demokrasi, sorunların açıkça ortaya konulması ve onları çözme araçlarının varlığıdır.” — Enrique Múgica Herzog (1932–2020), İspanyol politikacı ve aktivist.