Mahmud Abbas’ın TBMM’de yaptığı konuşma yeni şeyler içeriyordu. İslam dünyasında şiddetle hesaplaşma açısından, Filistin meselesinin bir başka bakış açısıyla çözümüne ulaşmak açısından Abbas çok değerli analizler yaptı. Mahmud Abbas, militan İslamcılığın küçümsediği, hatta zaman zaman işbirlikçilikle suçladığı bir siyasetçiydi. Yaser Arafat’ın en yakın arkadaşlarındandı.
İsrail’e karşı yürütülen mücadelede, “intihar eylemleri”ne karşı çıkıyor, bir uzlaşma siyasetiyle Filistin devletinin bağımsızlığını sağlamanın mümkün olduğunu söylüyordu. Gazze’ye zaman içinde egemen olan Hamas, Mahmud Abbas’ın Filistin Devlet Başkanı olmasını kabul etmiyordu. Hamas, silahlı direnişi temsil ediyordu. Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihli saldırısı, her şeyi alt üst etti. İsrail, zapt edilemez bir saldırganlıkla, katliama girişti. 40 binden fazla Filistinli, yaşamını yitirdi. Son olarak, Hamas lideri İsmail Haniye’nin, Tahran’da, önde gelen diğer yöneticilerin de değişik ülkelerde, bombayla öldürülmesi; Filistin davasının belli bir açmaza sürüklendiğini düşündürdü. İsrail sanki yıllardan beri 7 Ekim’i bekliyormuşçasına, Gazze’yi kana buladı.
Gözler, Haniye’nin öldürüldüğü ülke olan İran’a döndü: İran nasıl bir karşılık verebilir, nasıl bir misillemede bulunabilir? Şunu söylemek mümkün: İran, bölgesel savaşa girmeye hazır değil. Bir bölgesel savaşın yol açabileceği sorunların altından kalkabilmesi de kolay görünmüyor. Hamas’ın ardı ardına kaybettiği liderlerinin yaratabileceği boşluğu da önemsemek gerekiyor. Batı Şeria’da Ramallah kentine sıkışmış olan Mahmud Abbas, bu açmaz ortamında, çözüm umudu olarak gündeme geldi. TBMM’de yaptığı konuşma çok önemli yeni bir durumu da gözler önüne serdi.
Yahudileri toptan düşman gören zihniyeti reddediyordu. “Camiler de bizimdir, kiliseler de” diyerek, dinler arası kardeşliğe vurgu yapıyordu. Düne kadar Mahmud Abbas’ı yok sayan çevreler, yavaş yavaş onun söylediklerini önemsemeye başladılar. Mahmud Abbas’ın yeniden ilgi odağı haline gelmesi, İslam dünyası açısından bir paradigma değişikliğine işaret ediyor olabilir. Başta İran olmak üzere, Hamas’a destek veren bölge ülkeleri, 7 Ekim 2023 Hamas saldırısının ardından, ciddi bir ikilem içinde kaldı. İsrail’in saldırgan politikalarını tecrit edebilecek yeni siyasetler gerekiyor. Filistin’in haklı davasını, barışçı metotlarla yaygınlaştırarak, yeni dostlar kazanarak yürütmek mümkün. Avrupa’da, Amerika’da, dünyanın dört bir yanında, Filistinlilere hak veren yüz milyonlarca insan var. Mahmud Abbas da işte bu çizginin temsilcilerinden. Filistin’de yeni arayışların güç kazanması bölge ülkelerini de etkileyecektir. Bu anlamda bir paradigma değişikliğinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz.