Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIÖzel hatıralarıyla Orhan Pamuk

Özel hatıralarıyla Orhan Pamuk

Deftere “Sakin ol Orhan!” diye yazmış. “Bu yazdıklarım bir gün yayınlanırsa… Bazı yerler, korkular, telaşlar, siyasi öfkeler… Böyle yazarken mutlu olduğum için yazıyorum” diyor. Zor zamanlarda desteğini istediğimde hiç duraksamadı.

1992 yılı mayıs ayı. Ailecek, her çıkan romanını merakla okuduğumuz yazarı Hamburg Havaalanı’nda bekliyoruz. Hamburg Senatosu’na bağlı Siyasi Tutuklularla Dayanışma Vakfı’nın desteğiyle düzenlediğimiz bir edebiyat toplantısı. Hamburg’da yaşayan sinema yönetmeni Tevfik Başer, Türkçe’den Almanca’ya çok sayıda roman çeviren Hamburglu Cornelius Bischoff’un da katıldığı bir toplantı.

Orhan Pamuk’un romanları üzerine düzenlediğimiz buluşmaya, edebiyat eleştirmeni Berna Moran da davetli. Orhan Pamuk’la 30 yıl önce arkadaşlığımız böyle başladı. Değişik acılarla ve sevinçlerle geçen bu süre içinde dostluğumuz daha da pekişti.

Nobel Edebiyat Ödülü gibi başarıları, mutlulukları paylaştık. Açılan davalarda dayanışmamızı sürdürdük. Orhan’ın yeni kitabı “Uzak Dağlar ve Hatıralar”daki (Yapı Kredi Yayınları) küçük notlar, yaşanmışlıklar benim için özel bir anlam taşıyor.

Orhan Pamuk’un hayatı romana dahil

Küçük defterlere tutulmuş günlük notları daha önce de görmüşlüğüm var. Renkli çizimlerle anlam kazanmış hayat bulmuş defter sayfaları… Cemal Süreya’nın çok sevdiğim bir sözü vardır:

“Şairin hayatı şiire dahil.” Orhan’ın hayatı da romana dahil. Romanlarıyla hayatı birbirine karışıyor. Bir yanda roman kahramanı Mevlut, öte yanda elinde kalem Orhan. Bazen hayat arkadaşı Aslı’yla, bazen Mevlut’le konuşuyor, dertleşiyor. “Gene aynı rüyayı görürken korkuyla uyandım… Gece yarısı Aslı beni teselli etti.” “Romanın içine girip bütün dünyayı unutunca Mevlut olunca iyi hissediyorum kendimi.

Gece yarısı kalkıp yazıyorumgecenin sessizliği.” Orhan sıkı bir Adalı. Uzun uzun yüzmeyi seviyor. “Doğduğumdan beri yazları adalara gidiyorum. Bu alışkanlık sıcak ile renklerle çocukluğumun korkuları ve gölgeler ile ilgili. Utanmak!” “Kafamda Bir Tuhaflık” romanını yazarken, Mevlut oluyor. Bu onu çok mutlu ediyor.

Mevlut’u unutup başka bir konuya dalınca kendine kızıyor. Romancıların yazdıklarıyla nasıl bir ilişki kurduklarını pek bilmiyorum. Orhan’ın yaşamıyla romanı birbirinin içinde. Tabii bu kadar yoğunlaşma, zaman zaman gerilim de yaratabiliyor.

Deftere “Sakin ol Orhan!” diye yazmış. “Bu yazdıklarım bir gün yayınlanırsa… Bazı yerler, korkular, telaşlar, siyasi öfkeler… Böyle yazarken mutlu olduğum için yazıyorum” diyor. Zor zamanlarda desteğini istediğimde hiç duraksamadı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN

- Advertisment -