20 Eylül 2022, Salı 07:00
Raif Türk, en kıdemli arkadaşlarımdandır. Gazetecilik yaptığı dönemden meslektaşımdır. 12 Mart 1971 askeri darbesinin ardından Diyarbakır’dan Mamak Cezaevi’ne getirilenler arasındaydı. Birlikte yargılandık. Çıkarılan af kanunuyla serbest kaldık. Raif, Diyarbakır’ın Kulp kazasındandır.
Barışçı bir karakteri vardır. Sakin, kararlı kimliğiyle gazetecilikten madenciliğe geçtiğinde, o işi de başaracağını biliyordum. Birçok mesleği yaptı ve sonunda iş insanı oldu. Para kazandı. Her Diyarbakır gezimde onu ararım, bazen ortak toplantılara katılırız.
Oralarda ne olup bittiğini ondan dinlemeye önem veririm. Farklı bir bakış açısı kazandırır. 15 gün önce telefon etti. “Seni Diyarbakır’a bekliyorum. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde yaptırdığım ilk öğretim okulunun açılışı var. Senin görmeni istiyorum” dedi. Bağlar, Diyarbakır’ın merkez ilçelerinden. Yoksul mahallelerle kaplı. “Tabii gelirim” dedim. Çok da sevindim. Raif, çok sıkıntılar çektiği, çok acılara tanık olduğu Diyarbakır’a yapılabilecek en güzel yatırımı yapıyor.
Yoksul bir ilçeye modern bir okulla destek veriyor. Gündelik hay huy içinde okulun açılışında bulunamadım. Raif telefon etti. “Neredesin Oral?” diye sordu. Maalesef davetiye elime ulaşmamıştı. Raif’den dinledim gerisini.
Açılışa, Diyarbakır Valisi, bölge milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılmıştı. Raif Türk İlkokulu, 11 bin metrekarelik alana yapılmış, 9 ayda tamamlanmış ve 35 milyon liraya mal olmuş. Okul, 32 derslik ve 9 atölyeden oluşuyor. Piyanosu ve diğer enstrümanların olduğu iki müzik atölyesi, iki tane robotik kodlama sınıfı, görsel sanatlar atölyesi, spor salonu ve konferans salonu ile tam bir eğitim kompleksi oluşturulmuş.
Okul bahçesinde futbol, voleybol ve basketbol sahalarının yanı sıra, açık satranç oyun alanı da bulunuyor. Raif Türk, kendisinin de geçmişte öğretmenlik yaptığını ifade ederek şunları söylemişti: “Eğitimin amacı bilgili, insanlık değerlerine duyarlı ve üretken insan yetiştirmektir. Çok şanslıyım ki, okul ve eğitimin önemini çok iyi anlayan bir babanın evladıyım.
“1948 yılında köyümüze okul yapılacağı haberi üzerine babam okul yerleşkesi için bağından arazi bağışlamış. Bu gururu yaşayarak büyüdüm. Hayatımda yaptığım ve çoğu dostumun başarı diye övdüğü hiç ama hiçbir şey bu okulu çocuklarımıza kazandırmak kadar engin bir coşku vermedi bana.
“Tadını ilk gençliğimde Dicle İlköğretmen Okulu’nda tattığım ve bugüne kadar hiç unutmadığım öğretmenlik aşkı bana bunu böyle cesaretle yüreğim taşarak söyletiyor. Dileğim bu okulda ve bütün okullarımızda nice bilinçli, üretken ve barışçı bireylerin yetişmesidir.”
Raif’e sözüm var, ilk fırsatta Diyarbakır’a gidip okulu gezeceğim.
Yolun açık olsun sevgili arkadaşım.