Son dönemde Rusya’da yayınlanan bazı analizler, Türkiye ve Suriye ile yakından ilgili. Rus medyası zaten genel olarak da Türkiye’yi yakından takip eder. Türkiye, Ruslara göre, PYD’yi tasfiye için Suriye’nin yeni yönetimi üzerindeki otoritesini kullanıyor. Kamran Hasanov imzalı bir analizde, regnum.ru sitesinde, şunlar söyleniyor:
“Mevcut Yeni Suriye’de, Türkiye, gerçek bir hami gibi davranıyor. Türkiye, ülkedeki iktidar değişikliğinden asıl yararlananın kendisi olduğunu doğrulamaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a göre, Fransa, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerden meslektaşlarının son dönemdeki tüm ziyaretleri, Türkiye’nin arabuluculuğu sayesinde gerçekleşti. Türkiye, yaptırımların kaldırılması ve Arap Cumhuriyeti’nin yeniden kurulması için Riyad’da düzenlenen son zirvede ve benzeri uluslararası toplantılarda lobi faaliyetleri yürütüyor.”
Aralık darbesinden sonra, Şam’a gelen ilk üst düzey konuk, yakın geçmişte Türkiye’nin istihbarat daire başkanı olan Hakan Fidan’dı. Rus yorumcu Hasanov, Türkiye’nin bu etkin konumunun Suriye’de ne ölçüde benimseneceğini yorumlarken, “Suriye, desteği ve yardımları için Erdoğan’a teşekkür etme fırsatını kaçırmıyor” ifadesini de kullanıyor; ancak Suriye’nin yeni lideri eş-Şara’nın politikasının belirsizliğine de dikkat çekiyor. ABD faktörünün bu analize nasıl yansıdığına gelince…
Hasanov’un analizini özetleyerek devam edelim: ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, 8 Ocak’ta Fransız Dışişleri Bakanı Barrault ile yaptığı görüşmede, Ankara’yı geniş çaplı bir operasyona karşı uyardı. Blinken, Washington’un, PKK’yla sorunları çözmek için Ankara’yla yakın işbirliği içinde çalıştığını ve Türkiye’nin operasyonlara başlamaması gerektiğini söyledi.
Aynı zamanda ABD, eş-Şara’dan, Kürtlerin geçiş sürecine katılımının sağlanmasını talep etti. Ertesi gün, ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Bass, Suriye’nin kuzeyindeki YPG varlığını görüşmek üzere Ankara’ya geldi. Kendisinin ziyaretinin arefesinde, Türk medyasında, Türkiye ve Suriye’nin YPG’ye karşı ortak operasyon düzenleyebileceği yönünde bir söylenti başladı. Ancak görünen o ki bu sadece ABD üzerindeki baskıyı artırmak içindi. Aynı tarihte, SDG ya da YPG şefi Mazlum Abdi, “Suriye’nin birlik ve toprak bütünlüğünün önemi konusunda ortak bir tutumu paylaşıyoruz ve ülkeyi bölmeye yönelik her türlü planı reddediyoruz” dedi.
Analize göre, Suriye yönetimi, Türkiye’nin bu konudaki kaygılarını önemsiyor. Kürtler, resmi olarak, Suriye’nin bütünlüğünü kabul ediyor. Bu da Türkiye için şimdilik yeterli görünüyor. Ancak gelecekte ne olacak? Kürtler kendi toprakları içinde nasıl bir statüye sahip olacak? Türkiye-ABD ilişkileri, belli ki, bu noktaya yoğunlaşacak. Rusya da işte bütün bu dengeleri ilgiyle izliyor.