Türkiye Futbol Federasyonu 2. Lig Kırmızı Grup’ta, dün ligin düğümünü çözecek bir maç oynandı. Lig lideri Amedspor, kendisini üç puan geriden takip eden ikinci sıradaki Kastamonuspor ile karşılaştı. Kastamonu Gazi Paşa Stadı’nda oynanan maçı Amedspor, ilk dakikalarda bulduğu golle 1-0 kazandı ve en yakın takipçisi olan rakibiyle aradaki puan farkını 6’ya çıkardı. Ligin bitimine üç hafta kala alınan bu galibiyetle Amedspor şampiyonluk yolunda devasa bir adım attı.
Güzel bir maç oldu. “Güzel” sıfatını, salt maçın arzumuz dâhilinde bir neticelenmesine bağlı olarak kullanmıyorum. Öncesi, kendisi ve sonrasıyla güzel bir hikâye yazıldı Kastamonu’da. Ve herkes bu hikâyedeki sorumluluğunu hakkıyla yerine getirdi. TFF, mesela, iki iyi iş yaptı: Maçı YouTube kanalında canlı olarak yayınladı ve ehemmiyetine uygun olarak maça FIFA kokartlı üst düzey bir hakemi (Erkan Özdamar) atadı. Böylece maçın gözden ırak tutulmasına müsaade etmedi, kuşku bulutlarının toplanmasını engelledi, şaibe iddialarının erkenden önünü kesti ve kapalı kapıların ardında kötü dolapların çevrilmesinden korkan taraftarın gönlüne su serpti.
Geçerken belirtmek lazım; bu maçı TFF YouTube kanalında 160 bin kişi izledi. Maçın sonlarına doğru bu rakam 170 bine ulaştı. TFF’nin bu kanalının bugüne kadar en çok izlenen yayını oldu. Tek başına bu veri bile Amedspor’un neden 2. Lige sığamayacağını anlamak için yeterli. Şehrin ve takımın müthiş bir potansiyeli var, her vesileyle bunu görmek mümkün.
“Amedspor düşmanımız değil, kardeşimizdir”
Maç öncesinde en şık hareketler Kastamonuspor Kulübü Başkanı Cengiz Aygün ile Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı’dan geldi. Aygün, “Amedspor düşmanımız değil, kardeşimizdir” diyerek, sezon başından beri bu kulübü şeytanlaştırmaya çalışanlara okkalı bir sportmenlik dersi verdi. Sahada kazanmak adına çetin bir mücadele vereceklerini ama sonuç ne olursa olsun Amedspor’un güle güle gelip güle güle dönmesi için her türlü çabayı göstereceklerini belirtti.
Baltacı da, ligin ilk yarısında Amedspor’un Kastamonuspor kafilesini Diyarbakır’da en iyi şekilde ağırladığını hatırlattı. Kendilerinin de Amedspor’a Kastamonu’nun misafirperverliğini, vakurunu ve sporun adil oyun ruhunu en üst seviyede göstereceklerini ifade etti. “Sahada rakibimiz ama şehrimizde misafirimiz olan Amedspor”, Kastamonu’da en iyi şekilde ağırlanacak ve uğurlanacaktı. Öyle de oldu. Her iki başkanın akıllı, sağduyulu ve centilmen tavırları sayesinde, ligin final maçı bir dostluk atmosferinde oynandı.
Saha dışında olduğu kadar saha içinde de basiret hâkimdi. Hakem, 90 dakika boyunca kontrolü elinde tuttu, tansiyonun yükselmesine izin vermedi, maçın sonucuna ve takımların kaderine tesir edecek bir hata yapmadı. Futbolcular, oyunu çirkinleştirmediler, rakip oyuncuları ve taraftarları tahrik edecek hareketlere tevessül etmediler. Teknik kadrolar sadece saha içi ile alakadar oldular, karşı kulübe ile dalaşmadılar ve bütün dikkatlerini maçı lehlerine çevirecek değişikliklere verdiler. Taraftarlar da takımlarına arka çıktılar ve takımları maçı kaybettiğinde de sonucu olgunlukla karşıladılar.
Dersin büyüğü
Yani herkes olması gerektiği gibi davrandı; o vakit maç da maç gibi oldu, sahada oynandı ve sahada bitti. Çıkarılması gereken en büyük ders budur: İstenirse ve yetkililer makamlarının gerektirdiği hassasiyeti gösterirlerse, tansiyonu en yüksek maç bile futbol dairesi içinde kalabilir ve sükûnetle oynanabilir.
Maçın teknik ve taktik tahlili bir bahsi diğer, yalnız şu kadarını söyleyeyim; Amedspor her zamanki Amedspor gibi değildi. Rakibi kendi sahasına hapseden ve sürekli atağı düşünen Amedspor yerine son derece temkinli, savunma güvenliğine azami bir önem veren ve kontrataklarla gol arayan Amedspor vardı. Mesut Bakkal, farklı bir oyun kurguladı, bu kurgusu tuttu ve takımı sahadan istediğini alarak çıktı.
Mesut Hoca’ya özel bir parantez açmak lazım gelir. Amedspor, Bakkal yönetimde mağlubiyet yüzü görmedi; 15 maçın 13’ünü kazandı, 2’sini ise beraberlikle bitirdi. 23. haftadaki Aksaray beraberliğinden sonra Amedspor 11 maçtır üst üste sahadan kazanarak çıkmayı başardı. Elbette insan, bu tabloyu görünce, sezon başından beri Bakkal takımın başında olsaydı acaba şampiyonluk turu çoktan atılmış olmaz mıydı, diye düşünmeden de edemiyor. Her neyse! Dikine ve hep golü arayan oyunuyla Bakkal, taraftarların gönlünü fethederken, Amedspor’un başında teknik direktörlük kariyerindeki ilk şampiyonluğuna doludizgin koşuyor.
Zafer hasretinin dindirilmesi
Şampiyonluk maçı, tabiatıyla Diyarbakır’da çok büyük bir hevesle izlendi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, şehrin büyük parklarına dev ekranlar kurdu. Amedspor’a güçlük çıkartmayı marifet bilen kayyımlar için, anlamlı bir kapak oldu bu! Heyecanla maçı seyreden Diyarbakırlılar, Kastamonu Stadı’na adeta Diyarbakır’a taşıdılar. Her park bir stadyuma döndü. Amedsporlu futbolcuların ismi, statta olduğu gibi, her birlikte anons edildi. Amedspor golü bulduğunda da aynı stattaki gibi millet sevinçten kendinden geçti.
Son düdük çalınıp da maçın sonu ilan edildiğinde ise şehre bir bayram havası yayıldı. Davullar zurnalar çalındı, halaylar tutuldu, şehrin caddeleri-sokakları Amedspor formasını giymiş, atkısını dolamış taraftarla doldu taştı. Arabalar, evler, dükkânlar Amedspor bayraklarıyla, flamalarıyla donatıldı. Her köşe başına esnafın Amedspor’a başarı ve şampiyonluk dileyen afişleri asıldı. Havai fişeklerle şehir ışıl ışıl bir görünüm kazandı. Korna sesleri gece yarılarına kadar susmadı. Bir kahraman edasıyla karşılanan futbolcuları taşıyan takım otobüsünün, binlerce taraftarın eşliğinde kulüp tesislerine varması saatleri aldı.
Amedspor’un başarısının bu derece sahiplenilmesinin altında, herhalde, Kürtlerde bir zafere duyulan ihtiyacın büyüklüğü yatıyor olsa gerek. Artık bir el atıldığında yakalanacak kadar yakın olan şampiyonluk, bu ihtiyacın giderilmesini, zafer hasretin dindirilmesini simgeliyor. O nedenle buna çok büyük değer atfediliyor, şehrin tümü tarafından sahipleniyor ve büyük bir coşkuyla kutlanıyor.
Uzun ve zorlu bir yoldan geldi Amedspor. Vuslata sadece bir adım ötede. Kastamonuspor maçının ardından, Amedspor resmi hesabından “Amedspor şampi…” paylaşımı yapıldı. O son hece, inşallah bu hafta sonu Diyarbakır’da yazılacak ve ne zamandan beri özlemi çekilen kelime –şampiyon- tamamlanmış olacak. Kaçarı yok artık, o sene bu sene!