Catherine Deneuve, kolsuz bir siyah bluzla, Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde, elinde onur ödülüyle gülümsüyor. Mekân, Kızıldeniz Uluslararası Film Festivali -veya resmi ismiyle söylersek- Red Sea International Film Festival… 2019’da başlayan Suudi Arabistan’ın ilk film festivali bu yıl, 6-15 Aralık 2021 tarihleri arasında Cidde’de gerçekleşiyor… Suudi Arabistan bu yıl iddialı geliyor… Fotoğraflara bakınca, kısmen Cannes veya Oscar gibi festivalleri çağrıştıran bir atmosfer görebiliyoruz. Ancak yerel bir aura da var. Mesela şarap göremiyoruz. Modern giyimli, modern tipli insanlarla, Amerikalı film yıldızlarıyla, klasik Arap görünümlü insanlar, mini etekliler ve başörtülüler bir arada… Youtube’a girip festivalden görüntülere bakınca, geleceğin Arap dünyasına dair bazı ipuçlarını yakalayabiliyoruz. Son derece ilginç bir melez kültür atmosferi…
Suudi Arabistan eğlence peşinde
Türkiye şu günlerde tasarruf ve ciddiyet propagandası altında. Suudi Arabistan ise evrensel kültür ve eğlencenin önemini yeni fark ediyor: Kültür ve eğlence için yapılan hane harcamalarının yüzde %2,9’dan %6’ya çıkarılması hedefleniyor.
Türk filmi yok
Slovenya, Yunanistan, Gürcistan, Bulgaristan, Finlandiya dahil birçok farklı ülkeden filmlerin yarıştığı festivalde Türk filminin olmaması şaşırtıcı değil. Düne kadar ililşkiler neredeyse yoktu. Suudi Arabistan’ın bu tavrı, Türk haber sitelerinin festivali görmezlikten gelmesine neden olmamış. NTV’nin web sitesinde çok güzel fotoğraflarla süslenmiş uzun bir yazıyla karşılaşmak mümkün.
Ünlü katılımcılar
Festivale başı açık gelen Hayfa El Mansur, sinemaya olumlu bakılmayan dönemlerde de ülkesinde film çekmiş bir sinemacı ve Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni. Mısırlı aktris Leyla Elwi, Arap ölçülerinde dekolte bir kostümle gelmiş… 47 yaşındaki Amerikalı aktris ve film yapımcısı Hilary Swank, iddialı dekoltesiyle, geleneksel giyimli bir Arap erkekle sohbette görülüyor. Candice Swanepoel, Irina Shayk, Alessandra Ambrosio… Konuklar arasında eski Fransız kültür bakanı Jack Lang da var. Lang, festivalin Suudi Arabistan ve sinemanın kucaklaşması açısından dönüm noktası olduğunu anlatıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Veliaht Prens Muhammed bin Salman ile festivalden önce Cidde’de bir araya geldi. Cidde’nin, “Suudi Arabistan’ın dünyaya açılan yeni yüzü” olduğuna dikkat çekiliyor. Örneğin Mariah Carey ve Koreli pop grupları da bu şehirde konser verdi.
Arap sineması
Ortadoğu ve film denildiğinde bizdeki ortalama okur-yazar kitlenin aklı genellikle daha çok İran filmlerine gider. Eski kuşak, belki Mısır filmlerini de hatırlar. “Suudi Arabistan filmi” diye bir kavram, pek kimsenin aklına gelmez. “Araplar zengindir ancak gelişmiş değillerdir. Biz de Araplar gibi; gelişmek değil zenginleşmek istiyoruz” diyenlerin kastı, özellikle Suudlar ve Körfez Arapları’dır. Bu ırkçı klişenin eleştirisini başka bir yazıya bırakarak, sinemaya devam edelim.
Sinema yasağı
Suudi Arabistan’da, 1980’lerin başlarından 2018’e kadar, yani 30 yılı aşkın bir süre boyunca, sinema salonları yasaktı. Film çekmekse yasak değildi. 2000’li yılların başlarında, bir dönem boyunca, film izlemeyi seven Suud vatandaşları, sinemaya gitmek için komşu ülkelere seyahat bile etmişler. Hatta “sinema turizmi” diye bir kavram ortaya çıkmış. Sinema yasağını kaldıralı daha 4 yıl olmamış bir ülkenin, şimdi böylesine iddialı bir sinema festivali düzenlemesi, ezber bozucu bir durum. Hürriyet gazetesinin yorumuna göre, Suudi Arabistan “makyaj” çabası içinde: “Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle uluslararası imajı büyük darbe alan Suudi Arabistan, ardı ardına düzenlediği spor, müzik ve kültürel etkinliklerle ‘kötü şöhretini’ düzeltmeye çalışıyor.”
İnsan hakları meselesi
Ciddi insan hakları sorunları olan, demokrasi karnesi zayıf bir ülkede böyle bir festivalin yapılıyor olması, eleştiriliyor. Festivalin yöneticisi (başı açık bir Hintli kadın olan) Shivani Pandya Malhotra ise, filmlere sansür uygulamadıklarını ve festivalin LGBT çevrelere de açık olduğunu belirtiyor. Malhotra, daha önce de Dubai film festivalini yönetmiş. Suudi Arabistan artık bölgedeki önde gelen kültürel etkinliklerin neredeyse tamamen Dubai’de ve Dubai çevresinde yoğunlaşmasından rahatsızlık hissediyor ve pastadan pay istiyor olabilir. Arap dünyasındaki sinema endüstrisinin temel taşlarından birini, Vox Cinemas oluşturuyor. Bu firma, önümüzdeki 5 yıl içinde 25 Arap filmi çekmeyi planlıyor. Vox Cinemas’ın şu an sadece Suudi Arabistan’da 15 sineması var.
Yeni çekim merkezleri
Meksika, Almanya, İspanya, Hollanda, Portekiz gibi futbolda ağırlığı olan ülkelerin, film alanında da aynı oranda iddiaları söz konusu. Meksika’daki hızla artan film zenginliği ve çeşitliliği (özellikle de romantik komedi türü) başlı başına bir yazı konusu olabilir. Alman film dünyasının da Netflix’e ve festivallere çok yansımayan, başka ortamlardan takip edilmesi gereken gizli derinlikleri var. Japonya, Güney Kore gibi örnekler de ortada.
Bunlar olurken, Müslümanlar da armut toplamıyor. Bangladeş, Pakistan gibi normalde bu bağlamda çok akla gelmeyen ülkeler, kendi film endüstrilerini yeni boyutlara taşıyor, starlar yaratıyorlar. Suudi Arabistan ise her ne kadar geriden gelse de hızlı bir koşucu olarak dikkat çekiyor. Tabii bu ülke aynı zamanda film üreticileri için hızla büyümesi beklenen bir pazar özelliği de taşıyor. AGC Studios’un Ceo’su Stuart Ford, Suudi Arabistan’da 100 milyon dolar bütçeli bir film çekmeyi planladıklarını belirtti. “Cello” diye bir Arap-Amerikan ortak korku filmi de dikkat çekiyor.
Suudi Arabistan’ın hedefleri
Ekonomik ve sosyal gerçeklerin içe kapanmacılığa artık izin vermediği bir çağdayız. Suudi Arabistan gibi en dirençli görünen ülkelerin bile direncinin kırılmaya başladığı noktadayız. Suud toplumunda dönüşüm ve sekülerleşmenin işaretleri belirginlik kazanıyor. Bizdeki 2023 vizyonuyla karşılaştırmak doğru olmaz ama Suudilerin de kendilerince bir “2030 vizyonları” var.
Azalması beklenen petrol gelirlerinin yerine başka gelirler yaratmak istiyorlar. Petrol dışı gelirlerini yıllık yaklaşık 43,5 milyar dolardan yıllık 267 milyar dolara çıkarmayı hedefliyorlar. Kadınların işgücü piyasasına katılımının %22’den %30’a çıkması gibi bir hedef de var. Bütün bu tablonun ve gelecek beklentilerinin tam merkezinde, düne kadar belki evlerinden bile kolay çıkamayan Suudi kadınlarının enerjisi var.